Boyun gençleştirme

Dışarıdan yüzümüze bakıldığında yaşlandığımızı gösteren başlıca işaretler vardır. Bunlar, göz kenarı kırışıklıkları, alın çizgileri, burun kenarındaki çizgiler, yüz ve boyundaki sarkmalar, çizgilenmelerdir.
Günümüzde estetik cerrahinin bize sunduğu imkanlarla bu yaşlanma izlerinin çoğunu azaltabilmekteyiz. Yaptığımız operasyonlarla ve girişimsel işlemlerle, yüzü yeni baştan yaratamasak da 10-15 yıllık bir gençleştirme sağlayabiliyoruz.
Yüz güzelliğini tamamlamaya yarayan boyun estetiği ise boyun germe ameliyatı ve botoks uygulamalarıyla sağlanabiliyor. Boyun germe ameliyatından sonra doku iyileşmesi yaklaşık 21 gün süreceğinden, 21 günlük sabrın ardından sonucu görmek mümkün olabiliyor.

DERİ YAŞINA GÖRE AMELİYAT

Yüzün hemen altında ve dikkat çeken bir yerde olduğundan, boyun bölgesi de kadınların dış görüntülerinde önemsedikleri, gençleşmesini istedikleri alanların başında geliyor. Boyun bölgesinde iki yöntem kullanıyoruz. Cildin yaşına, sarkma derecesine göre ya boyun germe ameliyatı yapıyoruz ya da botoks ile bazı sarkmaları giderebiliyoruz.
Boyun germe ameliyatını neden yapıyoruz? Estetik bütünlüğü sağlamak için... Bazen yaşam koşulları kişinin yüzüne cömert davranıyor, yüz daha genç kalıyor ancak boyun sarkıyor ve yaşlanıyor. Biz de boyun germe ameliyatını, eğer derideki yaşlanma çok ileri boyutlardaysa yapıyoruz.
Derinin yaşına ve elastikiyetine göre uygun ameliyata karar veriyoruz. Bu ameliyatı yapacağımız kişilerin derisinde başka hastalıkların da olmaması gerekiyor. Ameliyat edeceğimiz kişide sadece deri ve yumuşak doku sarkması olmalı ve biz bu yaşlanmayı, sarkmayı toparlamak için hastamızı ameliyat etmeliyiz.
Çok ciddi bir sarkma yoksa, cilt de elastikiyetini yitirmemişse botoksun da başarılı olacağını unutmamalıyız. Burada önemli olan nokta ise botoksun dozunun iyi ayarlanması.

GERÇEKÇİ OLMAYAN VAATLERE DİKKAT!

Hastalarımız bize boyun germe ameliyatının kendilerine ne sağlayacağını sorarlar. Biz boyun germe ameliyatını yaparak hastamıza daha toparlanmış bir boyun, daha gençleşmiş bir dekolte girişi oluştururuz. Bu sarkmayı toparlamak da ancak cerrahiyle mümkün olabilir.
Tüm estetik ve plastik cerrahi operasyonlarında olduğu gibi boyun germe ameliyatlarından önce de hastanın beklentilerinin çok iyi analiz edilmesi önem taşıyor. 50 yaşlarında, deri elastikiyeti düşük, sarkması çok olan bir hastaya “Sizi 20 yaşınıza geri döndüreceğiz” demenin bir anlamı yoktur. Bu vaat gerçekçi değildir.
Gençleşmekten daha önemli olan bir şey de benim çok önem verdiğim, birçok plastik cerrahi hekiminin de önemli bulduğuna inandığım bir noktadır ki, o da anatomiyi bozmamaktır. 50 yaşlarındaki hastamız 20’li yaşlarına dönemez ama boynu estetik operasyonla olabildiğince toparlanır.

SİGARA KILCAL DAMARLARI DARALTIYOR

Cerrahi yolla boyun germe önemli bir ameliyattır. Bu operasyonda boyun derisi tamamen kaldırılır, altındaki yumuşak doku ve kas dokusu toparlanır, deri fazlası kesildikten sonra da kesi yapılan alan kapatılır.
Ancak bu ameliyat anlatıldığı kadar basit değildir. Örneğin tüm estetik ameliyatlarında olduğu gibi, boyun germe ameliyatından üç hafta önce sigara içmenin bırakılması gerekir. Çünkü sigara içen hastada nekroz yani doku çürümesi olma ihtimali yüksektir. Sigara ince kılcal damarları daraltır. Sigara içen kişi bol su içmelidir ki, dolaşımı rahat olsun.
Ameliyatı yaptıktan sonra ertesi gün hastamızın pansumanları açılır ve saçları yıkanır. Çünkü bu tür operasyonlardan sonra hastalar saçlarını tararken zorluk yaşayabilir, tarağın ya da fırçanın takılması nedeniyle cilt yaralanabilir. Ayrıca boyun hareketlerini bir hafta kısıtlamak gerekir.
Bunun dışında ameliyat sonrasında beslenmeye dikkat edilmesi önem taşır. Boyun bölgesinde sargılar olacağından, günlük yaşam aktivitelerinde boyun darbelerden korunmalıdır. Ameliyattan önce sigara ve alkole ilişkin yasak, ameliyattan sonra da devam edeceğinden hastanın alkolden ve sigaradan uzak durması önem taşır. Hastamızın en az iki hafta bunları kullanmasını önermiyoruz.
Boyun germe ameliyatından sonra doku iyileşmesi üç haftada, yaklaşık 21 günde tamamlanır. Bu süre tamamlandıktan sonra hastamız hiç ameliyat olmamış gibi hareketli hayatına devam edebilir.