Bizi tutumlu genler mi şişmanlatıyor?

Bazı insanlar kilolarını korumakta zorlanır, zor kilo verir, kolay kilo alır. Şanssızlığın sebebi çoğu kez "tutumlu genler"dir.

Gerçekten de bize kilo aldıran şeylerin ilk sırasında tutumlu genler yer alır. Kıtlık yıllarında enerji kaybını önleyerek hayatta kalmamızı sağlayan bu dostlar, normal beslenme süreçlerinde sanki birer kilo canavarına dönüşür. Tutumlu genler tanımını ilk kez duymuş ve şaşırmış olmalısınız. İsterseniz işe bu genlerin öyküsünü anlatarak başlayalım:

İnsanlar daha 200 yıl öncesine kadar sık tekrarlayan kıtlık dönemleri yaşıyordu. Kıtlık o kadar önemli bir sorundu ki bazen yılda birkaç kez tekrarlıyor, binlerce insanı yaşamdan alıyordu. İşte bu dönemlerde devreye giren tutumlu genler metabolizmamızı yavaşlatıyor, enerji tüketimimizi kısıtlıyor, hayatımızı kurtarıyordu.

Yiyeceklerin bollaştığı, ucuzladığı, yüksek kalorili besinlerin yaygınlaştığı günümüzde tutumlu genler bir şans olmaktan çıktı, risk olmaya başladı. Binlerce yıldır insan soyunu koruyan bu genler şimdi bizi şişmanlatıyor. Çünkü artık ne açlık ne de kıtlık tehlikesi var. Yiyecek temini son derece kolay, ağır fiziksel işler yapmak bir kenara yerimizden bile kıpırdamıyoruz.

Bazı uzmanlara göre yaşadığımız obezite salgınında bu genlerin de katkısı var. Tutumlu ve dost genler bu kalorisi bol, tembelliği çok yeni hayata ayak uyduramamıştır. Genlerimiz aynıdır ama hayatımız değişmiştir. Değişen hayat koşulları obeziteyi ve onunla ilişkili sorunları tetiklemiştir. Çözüm için en radikal yol, yaşam tarzımızı gözden geçirmemiz, yeme-içme ve egzersiz alışkanlıklarımızı yeniden planlamamızdır.

Unutmayın, genlerimiz ev sahipleri, biz kiracılarız. Genlerimizi etkileyebiliriz ama aynı zamanda onlara uygun bir yaşam tarzı oluşturmalıyız. Obezite savaşını kazanmak istiyorsak, yeniden tutumlu ve çalışkan insanlar haline gelmek, daha çok çalışıp daha az yemek zorundayız.

BİR UYARI

Zayıflama ilaçlarını kontrolsüz kullanmayın

İster reçeteli ister reçetesiz satılsın, zayıflama ilaçlarını kullanmadan önce doktorunuza mutlaka danışın. Zayıflamak amacıyla kullanılan reçeteli ilaçların ciddi ve hatta hayatı tehdit edici yan etkileri olduğunu unutmayın.

Bu ilaçlardan biri olan Sibutramin’in kan basıncında tehlikeli yükselmelere, kalp ritminde bozulmalara, beyin fonksiyonlarında -özellikle bellek yeteneğinde- kayıplara yol açabileceğini aklınızda tutmalısınız. Orlistat içeren zayıflama amaçlı ürünlerin dikkatsiz kullanımlarında da, yağda eriyen vitamin eksiklikleri yaşanabileceğini hatırlamalısınız.

Bu ilaçlar tüm dünyada sadece reçete ile satılır ve bir uzmanın gözetimi altında kullanılır. Sibutramin içeren ilaçları eczacıların hastalar arzu etseler bile reçetesiz olarak vermeleri yasaktır. Diyet uzmanlarının, egzersiz danışmanlarının bu ürünleri asla önermemeleri gerekir. Biz bu ilaçları sadece deneyimli uzmanlar önerdiği zaman kullanmayı ama kullanmadan önce üzerinde iki kez daha düşünmeyi öneriyoruz.

Hastalık derecesinde obezite sorunu yaşayan ve kilo kaybında bir türlü başarılı olamayanlarda düşünülebilecek olan bu ilaçları komşularınız, arkadaşlarınız, diyetisyen veya egzersiz danışmanlarınız size önerse bile kullanmayın.


Hipoglisemi yaşlılarda daha tehlikelidir

Yaşlanma döneminde beyin, bellek, idrak yetenekleri çok önemlidir. Hipoglisemik atıklar, öncelikle beyin hücrelerini tahrip etmektedir. Yaşlılarda hipoglisemi ataklarının bilinç ve bellek üzerinde oluşturacağı tahribat daha ağır, daha hızlı ve daha kolaydır. Bellek fonksiyonları zaten sınırda olan yaşlılarda, ağır bir hipoglisemi atağı düzeltilmesi imkansız bilinç bozukluklarına sebep olabilir. Bu nedenle yaşlı insanlarda hipoglisemi ataklarına karşı daha fazla duyarlılık göstermek gerekmektedir.

Yaşlılarda sık tekrarlayan hipoglisemi ataklarının bellek kaybını hızlandıracağını, bazı psikolojik sorunlar ve davranış değişikliklerine yol açabileceğini unutmayın.

BİR ÖNERİ

Ucuz ve etkili bir kırışıklık giderici

C vitamini ve Ginkgo Biloba’nın birlikte kullanıldığı yeni bir karışım, cilt kırışıklıklarını azaltma ve önlemede son derece etkili sonuçlar veriyor. Bu üründe C vitamininin yağda erir hale getirilmesi, bu antioksidan mucizenin ciltten daha kolay emilmesini sağlıyor. Ginkgo Biloba’nın antioksidan ve antienflamatuar gücü, C vitamininin kollojen yapımını güçlendirici ve ara madde desteğini artırıcı gücüyle birleştiğinden, hızlı ve etkili bir sonuç alındığı belirtiliyor.

BESLENME OKULU

Obeziteye karşı önlemler

Eğer kilo sorununun evinizin kapısından içeri girmesini, sizi ve çocuklarınızı tehdit etmesini istemiyorsanız, aşağıdaki önerilerden yararlanın:

6 Düzenli kahvaltı yapın. Aile kahvaltılarını asla bırakmayın.

6 Yemekleri hep birlikte yiyin, öğün atlamayın.

6 Mutfağınıza, yemek odanıza televizyon sokmayın.

6 Yemeği mutlaka sofrada tüketin. Odalarda yiyecek tüketimini yasaklayın.

6 Her öğüne tam tahıl, bakliyat, meyve, sebze eklemeyi unutmayın.

6 Aile yürüyüşleri veya beraber yapabileceğiniz egzersizler planlayın.

6 İçeceklerden alınan kalorileri kısıtlayın.

6 Şekerli içecek ve meyve sularının, kola ve gazozların en önemli kalori kaynakları haline geldiğini unutmayın.

6 Porsiyonları ufaltın. Küçük porsiyon alışkanlığı kazanın.

6 Yemek yemeyi hem keyifli hem de dikkatli bir iş haline getirmeye bakın.

BİR SORU BİR CEVAP

Prostat ameliyatı sonrası sertleşme sorunu

İyi huylu prostat ameliyatı oldum. Bir senedir tam sertleşme olmuyor. Viagra türü bir ilaç denememin sakıncası var mı?

İyi huylu prostat ameliyatı sonrasında ameliyat yöntemine bağlı olarak belirli bir yüzde ile sertleşme sorunu meydana gelebilmektedir. Bu meydana gelen sorunun esas sebebini öğrenmek için ön test olarak 4 ile 8 ilişkide, ilişki öncesinde Levitra, Viagra, Cialis tarzı ilaçlar kullanmayı tavsiye edebiliriz.

Ancak bu ilaçları kullanmanızın sakıncalı olmadığından emin olmak için önce doktorunuzla konuşup ona danışmalısınız. Eğer doktorunuz "Sakıncası yok" diyorsa ve sorununuz kullandığınızda ortadan kalkıyorsa, o zaman ilaca devam etmenin bir sakıncası yoktur. Eğer problem geçmiyorsa, ileri testlerle sebebin araştırılması için bir cinsel fonksiyon merkezine başvurmalısınız.


BİR BİLGİ

Hipoglisemi sorununuz varsa araba kullanmayın

Kan şekerinizdeki azalma (beyne olan olumsuz etkilerinden dolayı) araba kullanma yeteneğinizi ciddi şekilde etkileyebilir. Hipoglisemi atağı geçiriyorken araba kullanmamalısınız. Şüpheye düşerseniz otomobilinizi kenara çekip durdurun ve araç dışına çıkıp bir şeyler atıştırın. Yanınızda kan şekeri ölçebilecek bir cihaz varsa kan şekerinize bakın. Bu önlemi özellikle insülin veya hap kullanan bir diyabetliyseniz, mutlaka dikkate alın.

Kan şekeri düzeyiniz çok düşük çıkarsa, bir şeyler yiyerek tedavinizi yapın. Kan şekeri düzeyinizin yükselmesini izleyin ve yolculuğunuza devam etmeden önce bellek ve dikkat düzeyinizden emin olun. Arabada daima bir miktar kan şekerinizi hızla yükseltebilen besin (şeker, çikolata) bulundurmayı unutmayın.

Şeker hastası iseniz ve eğer hálá endişeliyseniz, araba kullanmadan önce kan şeker seviyenizi bir kez daha kontrol etmeli ve yeterince yüksek olduğundan emin olmalısınız. Uzun yolculuklarda her 90 dakikada bir durmalı ve kan şekerinizi tekrar kontrol etmelisiniz. Eğer şeker seviyeniz düşüyorsa bir şeyler yemelisiniz.

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için:

manager@yasasinhayat.org

Tel: (0212) 236 73 00

BİR SORU

Kilo vermeye yardımcı veya kilo vermeyi hızlandıran yiyecekler var mıdır?

Diyetisyen Nilüfer Bayram

Sofradan salatayı eksik etmeyin

Çorba ve yoğurdu öğünlerimize ekledikten sonra aşağıdaki yiyecek ve içecekleri de ilave etmeyi unutmayalım.

1) Düşük kalorili yeşil salatalar: Peynir, grisini parçaları, ceviz, mısır, yüksek yağlı-mayonezli soslarla süslenmiş salatalar haricindeki diğer düşük kalorili yeşil salatalar, yenilen yemek sonrasında kendinizi daha tok hissetmenize yardımcı olacaktır. Yapılan bir araştırmaya göre, küçük bir porsiyon salata o öğündeki kalori alımını yüzde 7, büyük porsiyon bir salata ise kalori alımını yüzde 12 oranında azaltmakta. Bunun yanı sıra içi tıka basa kalori bombaları ile doldurulmuş bir salata, yenildiği öğündeki kalori alımını yüzde 8 ile yüzde 17 arasında artırmakta....

2) Kurubaklagiller: Öğünlerdeki kurubaklagil tüketimi, doygunluk hissinin daha kısa sürede oluşmasına yardımcı olabilir. İçerdiği yüksek orandaki posa, yenilen öğün enerjisinin kana daha yavaş karışmasına yardımcı olacaktır. 3-4 yemek kaşığı haşlanmış kurubaklagillerle hazırlanmış salataları sofranızdan eksik etmeyin.

BİR SORU

Merhaba... Arkadaşım vejetaryen ve vejetaryen olursam zayıflamamın daha kolay olacağını söylüyor. Vejetaryenler daha mı kolay zayıflar?

Diyetisyen Güneş AYIR

Vejetaryenler kolay mı zayıflar?

İlk önce "vejetaryenlik nedir" ile cümleye başlamak lazım. Vejetaryen olmak bir beslenme tarzıdır ve vejetaryenler dört gruba ayrılır.

l Lakto-ovo-vejetaryenler: Yumurta ve süt ürünleri tüketimi var. Kırmızı- beyaz et tüketimi olmaz.

l Lakto-vejetaryenler: Kırmızı et ve beyaz et tüketiminin yanı sıra yumurta da yemezler, sadece süt ürünleri tüketimi olur.

l Vegan (katı vejetaryen): Hayvansal ürünlerin hiçbirini tüketmezler.

l Semi vejetaryenler: Kırmızı et ve beyaz eti nadiren yerler.

Vejetaryenliğin sağlığımıza yararlı ve zararlı etkileri olabilir. Aynı şey zayıflamada da söz konusudur. Yani vejetaryenlik zayıflama için size yarar da sağlayabilir, zarar da...

Kilo kontrolünde her zaman söylediğimiz şudur; bir günde aldığınız toplam kalori ve bu kalorinin karbonhidrat, protein ve yağ açısından dengeleri, günlük harcanan enerji... Bu dengeyi sağladığınızda kilo kaybınız gerçekleşecektir.

Kilo kaybı et yemeyle ya da yememeyle doğrudan ilgili değildir. Fakat veganlar ya da dengesiz beslenen vejetaryenler için et ve süt ürünlerinden yetersiz beslenme ile yetersiz protein alımı, vitamin eksikliği (özellikle B12, D vitamini), kalsiyum, demir, çinko eksikliği oluşabilir ve size kilo kaybında başarısızlık ile sağlık problemleri olarak geri dönebilir.
Yazarın Tüm Yazıları