Bir tutam avuntu

Tabii bunda hem bizden, hem de Hırvatlar’dan kaynaklanan sebepler de var. Biz “Nasılsa kaybettik daha ne olsun’’un yanına bir parça yeni oyuncuların hırsını ekleyerek sert bir oyunla sahaya çıkınca, bu sefer Hırvatlar biraz şaşkınlık, biraz da “geri dönerler” kor-kusu ile panik yaptılar. Ama bu havanın dağılması ilk yarının ortalarında oldu ve sonrası Hırvat takımı kontrolü ele aldı.

HİDDİNK ŞOV...

Hiddink ilk yarının ortalarında Caner’i kenara alarak oyuna müdahele etti. “Müdahele etti” diyorum, çünkü Caner’in durumundan anlaşılan bir sakatlığı yoktu. Giderayak herkese hocalık meziyetlerini göstermek ister gibiydi. Burada 2 konu var.
1- Acaba aynı durumda Arda’yı o dakikada oyundan alabilir miydi?
2-Hiddink’in bu müthiş müdahelesi !! sonrası Hırvat takımı daha etkili oynadı.
Alman liginde oynayan ve onları tanıdığı için asıl Almanya karşısında oynaması gereken Ömer’i ancak sakat, cezalılar sonrası görüyoruz ve sonuç: Zaten elimizde iyi bir stoper varmış.

TAŞIYABİLSEYDİK...

İlk maçtan önce gol yemeden galip olarak Hırvatistan’a gitmenin, hatta 0-0 bile gitmenin avantaj olacağını düşünüyordum. Bu kadar eksik ve cezalı oyuncumuza rağmen bizim mücadelemizin sonucu oyuna ortak olmamızı bir kenarda tutarak, Hırvatlar’ın iç sahada iyi olmayan oyunu ve gol yememe baskısını bizden daha fazla hissedip, stresli olacakları gerçeği birleşince biz şampiyonaya giden taraf olurduk.
İlk maçın sonuca oynayan Hırvat takımı maç boyunca risk almadan bizim hata yapmamızı bekleyen bir oyun oynadılar. İlk maçta hangi takım böyle bir skor olsa bunu yapardı.

MODRİC...

Hırvat takımının en iyi ve disiplinli oyuncusuydu. Eğer bu maçta Modric olmasa Hırvat takımı kendi sahasından çıkmakta çok zorlanır ve maç tamamen hakimiyetimize geçerdi. Fakat kaliteli ayakları ve o ayaklara hükmeden zekası ile takımını rahatlatan, çıkaran ve oyun kuran adamdı. Bizde ise Ömer Toprak formanın yeni sahibi olurken, Selçuk’lar ve Serkan öne çıkan oyunculardı. Eğer kendimize teselli vereceksek o da yenilmemiş olmamız, iyi mücadele etmemiz, Ömer’i kazanmış olmamız ve Sinan’ın iyi oyununu sayabiliriz.

Eğer kendimize teselli vereceksek o da yenilmemiş olmamız, iyi mücadele etmemiz, Ömer’i kazanmış olmamız ve Sinan Bolat’ın iyi oyununu sayabiliriz.