Vefatından önce uzun bir süre evinde tedavi gören Fatma Güzin Sayar’ın yerine 1998 yılından bu yana ’Güzin Abla’ okurlarına cevap veren Feyza Algan, annesini konu alan özel bir yazı kaleme aldı.
Feyza Algan; "O yalnızca benim annem değildi. Türkiye’nin Güzin Abla’sıydı" diyor.
Evet, sadece ben annemi kaybetmedim. Hepiniz yıllardır ailenizden biri olmuş, gerçek bir dostu kaybettiniz. Basın aleminde, birçok ilke imza atmış, en çok mektup alan köşe yazarı olma özelliğini taşıyan, çok sevilen bir isim; okurların büyük bir güvenle tüm sırlarını, ruhlarını, yüreklerini açtıkları bir insandı o.
Uzun zamandır hastaydı. Sadece hastalık değildi onu dünyaya küstüren insanlara kırılmıştı sanki. Yaşamı boyunca herkese koşmuş, herkese yardım etmek için çırpınmış ama hep kırılmış, hep üzülmüş ve hep nankörlük görmüştü. Sonunda yıllardır yüklendiği dertleri omuzları daha fazla taşıyamadı, çünkü o insanların sorunlarını kendi sorunu gibi benimseyip çözüm üretmek için gerçekten kendini yıpratırdı.
GÜZİN ABLA NEDEN BU KADAR ÇOK SEVİLDİ
Türkiye’deki ilk 4-5 kadın gazeteciden biriydi. Başından iki evlilik geçmiş, ikisinde de başka kadınlar için terkedilmişti. Bunda kendi payı olduğunu da düşünürdü hep. Oysa çok güzel bir kadındı. Ama güzelliğinin asla farkına varmamış, hiç önemsememişti. Hatta sırf bu güzelliği yüzünden iş hayatında mücadele vermek zorunda kalmıştı..
"Güzin Abla" olmayı da öyle sanıldığı gibi önemsememişti.
Yalnızca insanlık görevi yaptığını düşünüyordu. Üstelik hayatı boyunca babasız bir çocuk büyütmek, yaşlılarına bakmak için çalışmış durmuştu sadece. Taklit edildi, tenkit edildi, karikatürleri çıktı, fıkralara konu oldu. Televizyon programlarında, tiyatroda hatta üniversite kürsüsünde ve mecliste bile adından sık sık söz edildi. Çünkü o yalnızca dert dinleyen ve ilgisizce cevaplayan bir dert ablası olmadı hiçbir zaman.
Okurlarıyla üzülüp, okurlarıyla ağlayan, yine onlarla mutlu olan bir insandı... İşte sanırım onu bu yüzden çok sevdiler.
YALNIZCA BENİM ANNEM DEĞİLDİ
Okur, insanı çok güzel değerlendirir, buna eminim. Onun yıllardır bu kadar çok sevilmesi bunun en güzel örneği. Güzin Abla olmasındaki başarısında, yılların birikimi, tecrübeleri, eğitimi dışında; gözlemci, insanlara açık, dışa dönük bir insan olmasının büyük payı vardı. Kendimi bu sona hazırladığımı sanıyordum. Ama yanılmışım... Meğer insan, ne kadar kabullendiğini düşünse de, annesinin ölümüne hazırlanamıyormuş. Kendisi de, yaşını başını almış, bir anneanne olsa bile. Çünkü o beni inanılmaz sevmişti. Bu sabah, bir anda kendimi kimsesiz ve yapayalnız hissettim. Çünkü biz hiç ayrılmadık bugüne kadar.
Doktorların ona 3 aylık ömür biçtiği günlerden bugüne tam dört yıl, yedi ay geçti. Onu Tanrı’nın bana verdiği güçle ancak bu kadar yaşatabildim. Çünkü o yalnızca benim annem değildi. Türkiye’nin Güzin Abla’sıydı...
Şimdi ben artık annesiz kaldım. Ama sizleri Güzin Abla’sız bırakmamak için yıllardır yaptığım gibi, var gücümle çalışacağım. Onun gibi olabilmek için olağanüstü bir çaba sarf ediyorum.
Evet, biliyorum, Türkiye’nin Güzin Abla’sı olmak hiç de kolay değil. Bunun için koskoca bir yürek gerek. Ama şükürler olsun ki, siz de beni "Annenizi aratmıyorsunuz" diye, cesaretlendiriyorsunuz. Onu bunca yıl sevdiğiniz, bunca yıl desteklediğiniz, bunca yıl inanılmaz güvendiğiniz için teşekkürler hepinize... O sadece sizlerin sevgisiyle mutlu oluyordu. Nurlar içinde yat anacığım!