Bir dönemin sonu

BİZİM gibi Gregoryen (yahut Miladi) takvim kullanan tüm insanlar bugün 2009’u kapatıyorlar. Ama bizim gibi Hürriyet Gazetesi’nde çalışanlarla bu gazetenin okuyucuları için bu 31 Aralık’ın ayrı bir anlamı var: Hürriyet’in son 20 yılına damgasını vurmuş olan Ertuğrul Özkök dönemi fiilen bugün kapanıyor.

Haberin Devamı

Aslında Ertuğrul Özkök’ün sadece Hürriyet’in son 20  yılına damgasını vurduğunu söylemek yetmez. Gerçek şu ki Özkök, medya tarihimizin de son 20 yılına şekil verdi, damgasını vurdu.

O yüzden yadırgayanı çok oldu. Hakkında hemen her gün ileri geri sayısız yazı yazıldı. Aile meclislerinin, siyaset kulislerinin, meslektaş “geyik”lerinin, komşu ziyaretlerinin, rakı masası mahkemelerinin en çok tartıştığı ve hiçbirinin kendi kalıplarına sığdıramadığı adam da Ertuğrul Özkök idi. Çünkü Ertuğrul Özkök, sadece bizim medya dünyamız için değil, onu tartışan insanlar dünyası için de hep “2 numara büyük”tü.


İki numara büyüktü diyoruz, çünkü gazeteciliğimize sayılmayacak kadar çok yenilik getirdi. Örneğin benim gibi “En önemli haber kaynağı siyaset dünyasıdır” diyerek yetişmiş gazetecilere ve onlarla birlikte okuyuculara, yaşamın öteki kesimlerini de gösterdi.

Haberin Devamı


Her sabah karşımıza “yaşamla barışık gazete” çıkaran o idi.


Gazetelerin “zaptiye” kafalı genel yayın yönetmeni kalıbını o kırdı.


“Demokratik”
ve “huzurlu” bir iş ortamını arkadaşlarına o sundu. Gazetecilik gibi “tek otorite”ye bağlı bir mesleğin “demokratik” bir zihniyetle başarıya ulaştırılabileceğini o öğretti.


Öteki genel yayın yönetmenleri, bir gün kendi yerini alabilir diye kendi gölgelerinden bile korkar, bir başka deyişle “yetenekli” gençleri meslekte yaşatmazlardı.


Ertuğrul Özkök
tam tersini yaptı. Her zaman ve her yerde “yetenekli insan” aradı. Bulduklarını hemen baş tacı etti.


Belki de tek hatası biraz acele etmesiydi. Nitekim onların çoğu sonra Özkök’e demedik şey bırakmadı. Ama o, hiçbirine aldırış etmedi. En ağır kızgınlığını üç cümleye sığdırıp çöpe attı. Sonra da unuttu.


Gazeteler onun açtığı çığırdan giderek fikir, görüş, estetik değer çeşitliliğine kavuştu.


Aynı gazetede çok değişik görüşlerin birlikte yaşayabileceğini o ispat etti.


Ama Cumhuriyetimizin kurucu felsefesine dayalı ilkelerin ve değerlerin en kararlı ve en istikrarlı savunucusu da o oldu.

Haberin Devamı


Hiçbir siyasi partiye veya kliğe yahut kişiye angaje olmadı. Gazeteciliğin temel ilkelerini mümkün olduğunca korudu.


En önemlisi de Ertuğrul Özkök’le çalışma şansını yakalayanlar, “demokrasi”yi, “hoşgörü”yü, “insan sevgisi”ni, “yaşam sevinci”ni, “çağdaş değerler”i nefsinde toplamış gerçek bir “insan-ı kâmil”i onda buldular.


Şimdi Hürriyet, Enis Berberoğlu ile yoluna devam edecek.


Enis Berberoğlu
daha meslek yıllarının başında, bir gün bu çapta sorumluluk taşıyacak potansiyele sahip olduğunu gösterenlerdendi. Şimdi o yeteneğin sınav dönemi başladı. Berberoğlu bunu başarabilir. Çünkü donanımı, deneyimi müsaittir. Tek handikapı bu göreve Ertuğrul Özkök’ten sonra gelmiş olmasıdır.

Umarız onun da üstesinden gelir.

Yazarın Tüm Yazıları