Bir aceminin maç notları

* ŞEYHİMİ SATTIM Futbol konusunda şeyhim Okan Bayülgen’dir... Yani ben de “Futboldan pek çakmayanlar ve çakmak istemeyenler kulübü”nün bir üyesi sayılırım... “Sayılırım” diyorum, çünkü futbol karşıtlığı konusunda tarikatımızın kurucu piri Okan Bayülgen kadar ateşli sayılmam... Yani her an şeyhimi satabilecek konumdayım... Nitekim sattım da...

Haberin Devamı

KARAR VERİLDİ
Dikkat! Bu bir “İbrahim Seten / Sanem Altan projesi”dir... Bir muhabbet esnasında yanlışlıkla “Biliyor musunuz? Ben hiç maça gitmedim” deyiverdim... Hay demez olaydım! Önce “uzaylı” görmüş gibi yaptılar... Ardından da “proje”yi açıkladılar: “Hay bin kunduz! İtiraz istemiyoruz. Bu pazar Beşiktaş-Galatasaray maçına götürülüyorsun.”

YANLIŞ RENKLER
Benim gibi bir müptedi, benim gibi bir acemi galiba zor bulunur... Kesseniz kanları “siyah / beyaz” akacak fanatik taraftarların arasına “kırmızı gömlek / sarıya çalan pantolon” ile dalınır mı? Stat önünde yüzlerce ters bakış... Mihmandarım Sanem, hemen eşi İbrahim Seten’i arıyor: “Bize acil bir Beşiktaş forması lazım.” Ama her şey için çok geç...

BELASIZ GİRİŞ
Neyse ki bir “vukuat” çıkmadan içeri dalabildik ve Ülker’in kiraladığı konforlu locadaki yerimizi aldık... İnönü Stadı’na en son yıllar önce Milli Görüş’ün düzenlediği “Fetih Günü” kutlamasına gelmiştim. Belki de bu nedenle az sonra sloganlar eşliğinde Erbakan Hoca’nın stada Fatih Sultan Mehmed edasıyla giriş yapacağı yanılsamasına kapıldım bir an... Fakat çok geçmeden, Çarşı Grubu’nun öncülüğünde söylenen “Gün doğdu hep uyandık” türünden sol marşların melodisini duyunca anladım ki İstanbul yeniden fethedilmeyecek ve Erbakan Hoca stada gelmeyecek...

Haberin Devamı

FUTBOL DERSLERİ
Mihmandarım Sanem, maç öncesi ilk teknik bilgileri vermeye, “Bak, bu kale... Meşin yuvarlak buradan girince gol oluyor...” diye başlamasın mı? Hemen susturdum kendisini... “O kadar da değil” dedim ve başladım “ofsayt”ı anlatmaya... “Değişik bir anlatım tarzı... Fakat kesinlikle doğru” dedi... Sınıfı geçmiştim...

SINIRSIZ YARATICILIK
Maçın başlamasına 45 dakika var... Fakat canımız hiç sıkılmıyor. Çünkü “muhteşem bir gösteri” var statta... Bir el hareketiyle susan, bir el hareketiyle slogan atan, marş söyleyen büyük, çok büyük bir koro ile karşı karşıyayız... Besteler mükemmel, güfteler harika... Yaratıcılıkta sınır tanınmıyor... Etki altındayım, her an Beşiktaşlı olabilirim.

HAVALI ADAM
Ve işte takımlar sahaya çıkıyor... Önce Galatasaray... “Yuh” sesleri inletiyor ortalığı... Centilmenlik hak getire... Beşiktaşlı futbolculara ise büyük tezahürat... Bu arada bir elini hafifçe pantolon cebine iliştiren Mustafa Denizli’nin, bir “ıssız adam” edasıyla çok janti, çok havalı, çok artistik girişini gözlemliyoruz... Acaba çalışılmış bir giriş mi bu?

Haberin Devamı

DÜDÜK ÇALDI
Maç başladı... Fakat o da ne? Ender de olsa izlediği maçları televizyondan İlker Yasin benzeri bir ustanın yol göstericiliğinde izlemeye alışmış bu bünye, kör kuyularda merdivensiz kalmasın mı? Top hangi futbolcuda, ne zaman korner oldu, kaçıncı dakikadayız... Yakalamak mümkün değil... Tekrar yok, ağır çekim izleme olanağı yok... Bir de atılan sloganlara, söylenen marşlara yoğunlaşınca, ilk iki golü kaçırmayayım mı?

KİMSE MAÇ İZLEMİYOR
Yıllar önce Ankara kökenli bir dergide, “Bir deşarj imkânı olarak futbol seyirciliği” konulu bir makale okumuştum... O makalede yazılanlar doğru galiba... Çünkü statta çok az kimse maça konsantre... Taraftar, duruma en uygun sloganı bulma ve marşları hep birlikte söyleme gayretinde...

Haberin Devamı

EŞCİNSELLİK MESELESİ
Günlerdir gazetelerde yazılıp çizilen “eşcinsel hakem olayı”, İnönü Stadı’nın da gündemine geldi... Hakemin çaldığı düdüklerden pek memnun kalmayan Beşiktaş taraftarı, çok yaratıcı bir sloganla hem tepkisini gösteriyor, hem de güncel tartışmaya gönderme yapıyor: “Eşcinsel hakemler / Beşiktaş’tan ne ister.” Dudaklarda kayıtsız bir gülümseme...

MAÇIN SONU
“Bu sefer golü mutlaka göreceğim” diye inat edip, sloganları ve marşları bir tarafa bırakıp tamamen maça konsantre oldum... Böylece Beşiktaş’ın durumu “2-1” yapan golünü görebildim... Son düdük çaldığında ise Beşiktaş taraftarı halinden memnundu... İbrahim Seten, “6 yıllık özlemleri gerçekleşecek” dedi... Ben de anlayışlı ve bilmiş bir edayla kafamı salladım.

Haberin Devamı

ÇIKIŞTA DOSTLAR
Biliyordum, Zaman Gazetesi’nin İnönü Stadı’nda bir locası vardı... Ekrem Dumanlı beni sürekli davet ederdi ve bir türlü nasip olmamıştı... Çıkışta şöyle etrafı kolaçan ettim, Dumanlı’yı görebilir miyim diye... Ve işte Ekrem Dumanlı karşımda... Yanında Ankara’dan Enis Berberoğlu ve Mustafa Ünal var... Zaman’ın önemli isimlerinden Mehmet Kamış var... Böylece kısa bir süreliğine de olsa ayaküstü “medya geyiği” çevrildi... Sonra onlar sağ, ben selamet...

YİNE GELECEĞİM
Şöyle bir yokladım kendimi: Memnundum... Çok memnundum... Hatta, “Beşiktaş garanti şampiyon olur mu? Sivas ne yaptı acaba? Demirören neden sevilmiyor? Denizli büyük maçlarda neden başarısız?” türünden sorular sorarak acemiliğimi atıp olaya dahil olmaya bile başladım... Yakında müstear bir isimle futbol yazıları yazmaya başlasam mı acaba? Not aldım: Bu konu Ertuğrul Özkök’le konuşulacak.

Yazarın Tüm Yazıları