Güncelleme Tarihi:
Avi Grant-Noonan, 2007 yılında kızını dünyaya getirdi. Doğumdan sonra aylarca adet görmedi. Zaman içinde ara sıra kanamaları olduğunu fark etti. Belirtileri yıllarca sürdü ama jinekoloğu endişelenmemesi gerektiğini söyledi, Noonan'a aşırı tepki verdiğini hissettirdi.
Business Insider'a konuşan 38 yaşındaki Noonan, "Kendi sağlığımı ikinci plana atıyorum ama o zamanlar daha fazla çocuk istemiyordum, bu yüzden sorun yoktu. Ben de özel ihtiyaçları olan kızımın bakımına odaklandım” dedi.
36 KİLO VERDİ AMA BUNUN NEDENİNİ HER GÜN KOŞMASINA BAĞLADI
Noonan, o zamanlar rahim ağzı kanserini tarayan birkaç rutin smear testine gidemedi. 2017 ile 2018 yılları arasında yaklaşık 36 kilo verdi ancak bunu günde iki kez koşmaya başlamasına bağladı.
O ve kocası, 2017 yılında başka bir bebek sahibi olmaya karar vermişlerdi. Bunun için çabalamaya başladıkları için şaşırıyorlardı çünkü Noonan henüz 32 yaşındaydı ve zaten bir çocuğu olmuştu, yani bir sorun yoktu.
Noonan, 2019 yılında ikinci çocuğuna hamile kaldı ancak hamileliğinin 4. ayında düşük yaptı.
Noonan, o zamana kadar yaşadığı ve aklının bir köşesine yerleştirdiği semptomların ona bir nevi vücudu ile anlaması gereken bir şeyler ile ilgili haber verdiğini düşündü. “Kendimi iyi hissetmiyorum, bir şeyler oluyor. İşte bu kanserle yolculuğumun başladığı zamandı." dedi.
2021 yılında, 34 yaşındayken, anormal kanamasının ilk başlamasından 14 yıl sonra Noonan'a üçüncü evre rahim ağzı kanseri teşhisi konuldu.
2021 yılında jinekolog, şüpheli hücrelerin bulunduğu alanları tespit etmek için vajinanın bir büyüteç altında incelendiği kolposkopi işlemini yaptı. İşte bu işlem sonrası Noonan'a rahim ağzı kanseri teşhisi kondu.
Rahim ağzı kanseri vakaların çoğuna neden olan HPV’ye (Human papilloma virüsü) karşı ergenlik öncesi dönemdeki aşıların kullanıma sunulması sayesinde rahim ağzı kanseri oranları düşüyor ve Dünya Sağlık Örgütü bu hastalığı yüzyılın sonuna kadar ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Noonan, bu hastalıkla ilgili farkındalığı artırmak, insanları kendilerini ve çocuklarını HPV'ye karşı aşılamaya teşvik etmek ve doktor muayenehanesinde kendilerini ifade edebilmelerini desteklemek için hikayesini herkesin duymasını istiyor.
"Bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorsanız doktorunuza gitmek için zaman ayırın. Hissettiğiniz semptomları önemseyin, kendinizi savunun çünkü vücudunuzu herkesten daha iyi biliyorsunuz” diyen Noonan, rahim ağzı kanserinin sessiz bir katil olduğunu, aradan zaman geçene kadar kanserin varlığından haberinizin olmayacağını söyledi.
Noonan, “Eğer hikayemle bir kişinin bile hayatını kurtarabilirsem, bu dünyadaki görevimi yerine getirdiğimi düşünüyorum" dedi.
SMEAR TESTİ İKİ KEZ NEGATİF ÇIKMIŞTI
Noonan, 2020 yılında iki kez smear testi yaptırdı ancak sonuçlar negatif çıktı. Bu durum, test için kullanılan fırçanın yalnızca normal hücreleri alması veya yeterince anormal hücreyi alamamasından kaynaklı olabilir.
Hemen hemen tüm rahim ağzı kanseri vakalarına uzun süreli HPV enfeksiyonu neden olur. HPV cinsel yolla bulaşır. HPV'ye karşı aşılanmamış kişiler, virüsün neden olduğu kansere sahip olsalar bile birden fazla kansere yakalanma riskiyle karşı karşıya kalırlar.
Noonan'ın da yıllardır tanı konulamamış bir HPV enfeksiyonu vardı ve bu enfeksiyon rahim ağzı kanserine dönüşmüştü.
Bir HPV enfeksiyonu, rahim ağzını veya rahim ağzını kaplayan hücrelerin genlerinde değişiklikleri tetikleyebilir ve bunların kontrolsüz bir şekilde büyümesine ve kansere dönüşmesine neden olabilir.
Noonan'ın deneyimine göre bu süreç 10 ila 15 yıl sürebilir. Bu dönemde insanlar herhangi bir semptom yaşamayabilir, bu nedenle rahim ağzı taramaları kanser öncesi hücreleri tespit etmek için önemlidir.
Kanser yayıldıktan sonra ortaya çıkabilecek semptomlar arasında cinsel ilişkiden sonra ve adet dönemleri arasında vajinal kanama ve normalden daha yoğun veya daha uzun adet dönemleri yer alır. Kanser ilerledikten sonra belirtiler arasında dışkılama da ve idrara çıkmada zorluk veya ağrı, idrarda kan veya rektumdan kanama, sırt veya karın ağrısı, bacaklarda şişlik ve yorgunluk hissi yer alabilir.
Noonan, teşhis konulduktan sonra iki hafta içinde bir jinekolojik onkoloğa göründü. Tam olarak kanserin hangi aşamada olduğunu anlamak için PET taraması, MRI ve CT taraması yaptırdı. İlk başta birinci evre olduğu ve erkenden tespit edildiği düşünüldü ancak kanser üçüncü aşamadaydı. Bu da kanserin vajina ve pelvik duvardaki rahim ağzı çevresindeki dokuya yayıldığı anlamına geliyordu.
Kanserinin tedavisi Noonan’ın yumurtalarını koruyamayacağı anlamına geliyordu. Noonan "35 yaşındayken doğurganlığımı kaybedeceğimi bilmek beni gerçekten çok etkiledi" dedi.
Tedavisi üç ay sürdü. Ocak 2022'de PET taraması yapıldığında hiçbir hastalık belirtisi bulamadı ve kendisi iki yıl boyunca remisyonda kaldı.
Noonan, “Hepimizin çocukları, evcil hayvanları, ilgilenmesi gereken işleri var ancak günün sonunda sağlığımız her şeyden önce gelmeli çünkü hastalandığınızda dünya duruyor” dedi ve Pap smear testinizi mutlaka yaptırmanız gerektiğini, yıllık muayenelerinizi planlamanızı ve kontrollerinizi aksatmamanız gerektiğini söyledi.
HİÇ BELİRTİ VERMEDEN SİNSİCE İLERLEYEBİLİR
Rahim ağzı kanseri veya rahim ağzı kanseri öncüsü lezyonların (CIN) anormal kanama, ilişki esnasında veya ilişkiden sonra kanama, lekelenme, tedaviye yanıt vermeyen akıntı gibi şikayetlere yol açabileceği gibi ender olarak sadece kasık ağrısı ile bile belirti verebileceğini, bazen hiç belirti vermeyerek sinsi seyredebileceğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğrum Uzmanı Kağan Kocatepe, hiçbir şikayet olmasa bile yıllık muayenelere gitmenin çok önemli olduğunun altını çizdi ve rahim ağzı kanserinden korunmanın yollarını anlattı:
“Günümüzde yüksek oranda etkili rahim ağzı kanseri aşılarının yaygınlaşması sayesinde rahim ağzı kanseri giderek azalıyor. Bu aşılar vücuda HPV adını verdiğimiz ve rahim ağzı kanserinden sorumlu olan virüse karşı bağışıklık kazandırıyor. Böylece genç yaştan itibaren başlayan koruyuculuk sayesinde çok büyük ihtimalle önümüzdeki yıllarda rahim ağzı kanserine oldukça az oranda rastlayacağımızı şimdiden söyleyebiliriz.”
SMEAR TESTİ İLE KANSER AŞAMASINA GELMEDEN YAKALANABİLİR
Rahim ağzı kanserinin bilinen etkeni HPV olduğuna göre öncelikle bu virüsün bulaşmasına neden olabilecek çok eşli ilişkiden kaçınılması gerektiğini, özellikle partnerinden emin olamayan kadınların prezervatif kullanımını koşul olarak sunmasının onu büyük oranda HPV'den koruyacağını ifade eden Kocatepe, rahim ağzı kanserinin kanser aşamasına gelmeden önce birçok ön evreden geçtiğini (CIN 1, 2, 3) ve bu ön evrelerin ancak pap smear testi ve HPV testi ile yakalanabileceğini, ön evrelerin tedavisinin %100’lere vardığını unutmamak gerektiğini sözlerine ekledi.
Peki, hamilelik sonrası yaşanan kanamaların hangisi normal hangisi anormal? Nasıl ayrıt edilir?
Kocatepe, lohusalık döneminde, özellikle doğumdan sonraki ilk 4-5 haftada kanama olmasının tamamen normaldir ve sürecin bir parçası olduğunu ancak lohusalık bitiminden sonraki dönemlerde oluşabilecek kanamaların artık anormal kanama olarak kabul edilmesi ve doktora başvurulması gerektiğini söyledi.
Yukarıda bahsi geçen olayda 2 kez negatif çıkan smear testi, kanserin onca yıl teşhis edilememesine neden olmuş. Smear testinin negatif çıkması kanserin varlığını %100 dışlamaz mı?
Smear testinin yalancı negatif, yani bir sorun olmasına rağmen hiçbir sorun göstermediği durumlara çok sık rastlandığını söyleyen Kocatepe, günümüzde artık tek başına smear testi yerine HPV ve smear testini beraberce yapma şeklindeki yaklaşımın giderek yaygınlaştığını, özellikle tip 16 ve 18 başta olmak üzere kansere neden olabilecek HPV tiplerine rastlandığında mutlaka kolposkopi (rahim ağzının büyüteçle incelenmesi) ve beraberinde de şüpheli alanlardan biyopsi alma işleminin önerildiğini belirtti.
Smear testinin bazen tek başına yeterli olmayacağını, çoğu gelişmiş ülkede artık tek başına HPV testi veya ko-test denilen HPV+smear testinin beraber uygulandığını söyleyen Kocatepe, smear testi “negatif” çıksa bile eğer yüksek riskli bir HPV virüsü tipi saptanırsa direkt olarak rahim ağzından biyopsi alınması gerektiğini, bu stratejiyle rahim ağzı kanserinin henüz daha kanser aşamasına gelmeden önce büyük oranda ortaya çıkarılabileceğini ve kansere yakalanma riskinin yüksek oranda ortadan kaldırılabileceğini söyledi.