Ablacığım, içim yanıyor. Altı yıllık erkek arkadaşım beni terk etti. Bu ilişkiyi artık kaldıramıyormuş. Ama bunu benim yüzüme söyleyecek cesareti de yokmuş. Ben şoka girdim. Onunla evlilik planları yapıyordum, geleceğimi ona göre kuruyordum.
Biz beraber büyüdük; o benim, ben onun bir parçasıydık. 0 26, ben 27 yaşındayım. İkimiz de üniversite mezunuyuz. Lise 2’de tanıştık, aynı dershaneye gidiyorduk. Sonra üniversiteyi kazandık ve o farklı bir şehre gitti. Ama bir sene sonra bizim üniversiteye geçiş yaptı.
Ardından çıkmaya başladık. Birbirimizi çok seviyorduk. Herkesin imrendiği bir ilişkimiz vardı. Tek kafama takılan nokta, onun evlenmek istememesiydi. Evlilikten çekiniyordu. Beni seviyorsa, elbette ki sonunda evleniriz diye düşündüm hep. Şimdi koşullar uygun değil, o yüzden böyle düşünüyor diyordum.
Neyse üniversite bitti. O bir sene evde oturdu. İş bulamadı. Sonraki sene o yüksek lisansa başladı, ben de işe girdim.
2003’ün aralık ayında çok saçma bir konu yüzünden ayrıldık. Ama ben onun sevgisinden emin olduğum için, tekrar bir araya geliriz diye bekledim. Bir yıl sonra, o askere gitmeden önce görüştük. Beni hálá seviyordu; bunu hissedebiliyordum. Askerdeyken de devamlı mesajlaştık. Döndüğünde yine çıkmaya başlamıştık, ama o hálá evlilikten nefret ediyordu.
Kısa bir süre sonra yine aramaz oldu. Bir gün de beni artık sevmediğini söyledi. Dünyam başıma yıkılmıştı. Ben evlenmek istiyordum, o istemiyordu. "Ama biz beraber büyüdük. Sen benim parçamsın, senden kopamıyorum" diyordu. Ona karar vermesini, benimle bir ömür boyu beraber olacaksa tekrar başlayabileceğimi söyledim. Başladık da... 9 ay oldu, her şey mükemmeldi. Ben onun evlenmek istediği, çocuklarının annesi olabilecek tek insandım. Ama o "Bu maaşlarla nasıl geçineceğiz" diyordu. Bunları dert ediyordu.
Geçenlerde ona surat astım, yine evlilik yüzünden... Ondan sonra beni aramaz oldu. Sevgi büyükse her şey göze alınır. Sadece para için ayrılmaz insan. Ama o bensizliği seçti. Nerede yanlış yaptım diye hep kendimi sorguladım. Sadece onunla bir ömür geçirmek istedim. Sevgisini içimden nasıl atacağım?
l RUMUZ: İÇİM YANIYOR
Kızım, yaptığın yanlış ortada. Adam evlilikten korkuyor, geçim sıkıntısından korkuyor (bu zamanda pek de haksız sayılmaz tabii)... Ama sen sürekli üstüne gitmişsin, yıllarca onu evliliğe zorlamışsın. Sen evlilik planları yapmışsın ama o yapmamış.
Bazı erkek, evlilik sözünden bile ürker. Bu da öyle biri işte... Sen söyledikçe, o kaçmış. Seni ne kadar severse sevsin, bu baskı onu bunaltmış. O nasıl geçineceğiz diye endişe ederken, sen çoluk çocuktan, sonsuza kadar beraberlikten dem vurmuşsun. Biraz sabretmeliydin, evlilik fikrine usul usul alıştırmalıydın. Kendine güvendiği bir zamanda, bu düşünceyi yaratmalıydın kafasında. Onun korkularını yenmesine yardımcı olmalıydın. Fazla beklentilerin olmadığını göstermeliydin.
Ama görüyorum ki üzerine çok düşmüşsün, onu kaçırmışsın. Umarım sevgisi ağır basar da döner sana... Ama dönerse ne olur; bırak evliliğe o karar versin.
Çok sevgili okurlarım, lütfen biraz insaf!
Ne olur bana biraz yardımcı olun... İnanın sayfalar dolusu mektuplarınızı köşeme sığdırabilmek için olağanüstü bir çaba sarfetmek zorunda kalıyorum. "O beni aradı, ben onu aradım; o bana dedi, ben ona dedim" gibi ayrıntılara girmeden, yazın. Bana sürekli, acele cevap vermediğim için sitem üzerine sitem yağdırıyorsunuz. Bu 3 ekran boyu yazıları nereye sığdırayım?
Kısaltsam bir türlü, kısaltmasam bir türlü... Anlamını kaçırmadan özetlemeye çalışıyorum. O zaman da bazı okurlarım haksızlık yaptığımı düşünüyorlar. Sadece cumartesi eki için olabilecek ilginç öykülerinizi biraz uzun tutabilirsiniz, ki bu da yine 3 ekran olmamalı. Görüyorsunuz köşem yarım sayfayı aştı. Bana tam sayfa yer verecek değiller ya artık! Sabırlı olun ve ne olur sitem etmeyin bana.
Yüzümdeki tüylenme beni korkutuyor
Sevgili ablacığım, ben 22 yaşında bir genç kızım... Bir süreden beri yüzümde oluşan anormal tüylenme, beni artık korkutuyor. İnsan içine çıkamaz oldum. Her sabah erkekler gibi traş oluyorum desem inanır mısınız? Bir genç kızın hayatını kurtarmak isterseniz, bana yardım edin.
l RUMUZ: KABUS DOLU GÜNLER
Sevgili kızım, üzülme. Bu tür bir sorundan yakınan tek okurum inan sen değilsin... Bu nedenle konuyu çok güvenilir bir uzmana danıştım. İşte verdiği önemli bilgiler:
"Aşırı tüylenme nedeni çoğunlukla hormonal düzensizliklerdir. Genetik yatkınlık dışında, böbreküstü bezlerinin fazla çalışması, yumurtalıklardaki kistler, strese bağlı hormon artışları da kıl köklerini uyararak tüylenmeye neden olur. Bazen de hormon düzeyleri normal olmakla beraber, yine de tüylenme görülür. Bu kişilerde, kıl köklerinin aşırı hassaslaşması sorumlu tutulmaktadır.
Hafif bölgesel tüylenme görülen kadınlarda tetkiklere gerek yoktur. Ancak yoğun tüylenme veya beraberinde adet düzensizliği, saç dökülmesi ve sivilce şikáyeti de varsa mutlaka hormon testleri yapılmalı. Hormonal bozukluk bulunsun ya da bulunmasın, istenmeyen tüylerin tedavisinde en etkili yöntem lazer epilasyondur. Cilt yüzeyinden gönderilen lazer ışınlarıyla kıl kökleri tahrip edilir. Etkilenen kıllar ortalama bir hafta içinde kendiliğinden dökülür. Kıl köklerinin dönemsel özellikleri nedeniyle 4-6 seans gereklidir.
Kullanılan lazerler Amerika ve Avrupa sağlık dairelerinden onaylı olup, herhangi bir sağlık riski taşımaz. Ancak işlemin ehil ellerde yapılması, cilt ve kıl tipine uygun dozların seçilmesi çok önemlidir. Solaryum görmüş veya bronzlaşmış ciltlere lazer uygulanamaz. Özellikle yüz bölgesindeki tüylenmelerde, Lumenis One adlı cihaz çok başarılı sonuçlar vermektedir. Bu cihazda, ince tüylerde bile etkin sonuç almak mümkün olmaktadır."Dr. Ethem Mercan (0212) 234 89 29 / www.ethemmercan.com