Başına buyrukluktan çark

BİR yıl önce bugünlerde Washington, kimseye aldırmadan Irak'ta savaşa koşar adım yürürken, bugün-evet tam da bugün-, Irak'ın geleceğini birlikte inşa etmek için Birleşmiş Milletler'e başvuruyor. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın yeni yıl mesajında da esas olarak vurgulanan buydu. Tek taraflılık ya da başına buyrukluktan geri dönüş. Uluslararası ittifak arayışına öncelik vermek. Bu gelişme önümüzdeki dönemde Türkiye'yi de etkileyecek. Türkiye'nin Suriye ve İran ile başlayıp, Suudi Arabistan'la devam eden yakınlaşma girişimlerinin anlamını derinleştirebilecek. Tabii, bu gelişme Avrupa boyutunu da etkileyecek. Avrupa ile Amerika arasında Irak nedeniyle çatlak meydana geldiğini, bu sayede Türkiye'nin ABD'ye sırtını dayayıp Avrupa ile rahatça dalaşabileceği hesaplarını yapanlar fena halde yanılacaklar.AB sürecinden önce de Türkiye'den beklenen askerin siyasetten uzak durması, özgürlükler, insan hakları gibi kriterlerden yan çizmek isteyen çevreler, Washington'un gözünün içine baksalar da kimsenin kendilerine göz kırpmadığını görecekler. Brüksel'den gelen mesajların, Washington'dan gelenlerle çakışmaya devam etmesi kimseyi şaşırtmamalı. Aynı Kıbrıs konusunda olduğu gibi.* * * ABD'nin bugün BM'de başlatacağı girişimin amacı, Irak'ı istikrara kavuşturma planını kurtarmak. Washington ile Geçici Yönetim Konseyi arasında geçtiğimiz kasım ayında imzalanan anlaşma, Iraklı Kürt yöneticilerin son günlerdeki çıkışları nedeniyle tehlikeye girdi. Irak'ta işgal yönetiminin sona ermesini amaçlayan ve iktidarı Irak'lılara devir etmeyi öngören bu planda, Kürtlerin durumunun net ifadelerle belirlenmemesi, Iraklı Kürt aydınlar arasında tepkiye yol açtı. İşler baştan sağlama bağlanmazsa, hazırlanacak Anayasa, Kürtlerin isteklerine yanıt vermeyebilirdi. Geçen hafta Ankara'yı ziyaret eden Kürdistan Yurtseverler Birliği üst düzey yöneticisi Barham Salih'in de ifade ettiği gibi, ‘‘12 yıldır bağımsızlığını yaşayan bir bölgenin, kendisini tamamen merkezi yönetime teslim etmesi beklenememeli''ydi. Kürtlerin çıkışı, Irak'ta istikrar umutlarını gölgeliyor. Sadece, Kürtler, Şiiler ve diğer Iraklı unsurlar arasında bir iç savaş potansiyeli taşımakla kalmıyor, Barzani'nin geçen hafta yaptığı açıklamanın satır aralarından anlaşıldığı gibi, Amerikan askerlerini peşmerge tehdidiyle de karşı karşıya bırakıyor. Türkiye, Suriye ve İran'ın gelişmeler karşısında duydukları tedirginlik ve savunma refleksi de gelişmeler çerçevesinde değerlendirilince, Washington'un önümüzdeki dönemde Birleşmiş Milletler'i devreye sokmak için gerçekten çaba harcayacağı kesin görünüyor. Sadece BM değil, NATO için de aynı şey geçerli olacak.ABD'nin ittifak arayışı, önümüzdeki dönemi belirleyecek esas eğilim olacağa benziyor.
Yazarın Tüm Yazıları