Başbuğ adres verdi

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un dün Harp Akademileri Komutanlığı’nda belki de gelmiş geçmiş en kalabalık basın mensubuna -başka konuklar da vardı- hitaben yaptığı konuşma, Türkiye gündeminin yine çok yoğun bir dönemine rastladı.

Bir yanda McCarthy Ergenekon’u... Öte yanda DTP baskınları...

Ötekileri önümüzdeki günlerde de ele alırız. Başbuğ’un sözlerinden en önemli gördüğümüz bölüme değinelim diyoruz:

Orgeneral Başbuğ Silahlı Kuvvetlerimize karşı bir süredir sistemli şekilde sürdürülen "yıpratma" kampanyalarına değindi. Bunları iki noktada topladı:

1- "Demokratlık" adına yapılan yayınlar

2- Türk Silahlı Kuvvetleri’ni "din karşıtı" olarak gösterenlerin propagandaları.

Başbuğ, birinci kategoriye dahil ettiklerine siyasilerden alıştığımız türden "ağır" bir söz sarf etmedi. Sadece "Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı sistematik muhalefet yapılması demokrasimizi geliştirmeyecektir" demekle yetindi.

Yeri gelmişken belirtelim:

Başbuğ’un dün "Silahlı Kuvvetler’i yıpratma" şeklinde sunduğu konuya bir önceki Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt da 1 Ekim 2007 tarihinde aynı salonda yaptığı konuşmada "Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılan saldırılar" ara başlığından sonra değinerek şöyle demişti:

"Üzüntüyle söylüyorum. Bunlar son zamanlarda Silahlı Kuvvetler’e yapılan ve etik olmayan saldırılardır. Bu saldırılar, yalnız ülke içinden değil, ülke dışından da gerçekleştirilmektedir (...) Bugüne kadar kısmi suskunluğumuz devletimize, ulusumuza, dirlik ve düzenimize duyduğumuz saygıdan ileri gelmektedir. Şunun bilinmesini isterim ki, her şeyin bir hududu vardır. Bu hududu kimsenin zorlamaması gerekir."

Büyükanıt’
ın sözleri sonuç almaya yetmemişti. Şimdi Başbuğ’un ne sonuç alacağını göreceğiz.

Başbuğ, ikinci kategoridekilere konuşmasının o bölümünde birşey demedi. Bunun yerine daha sonra "Halkımızın arasında ordunun en yaygın adlarından birinin Peygamber Ocağı olduğunu bilmekteyiz. Açıkça söyleyebiliriz ki Silahlı Kuvvetler hiç bir dönemde dine karşı olmamıştır. Bizim karşı olduğumuz husus, siyasi ve kişisel amaç ve çıkarlar için dinin ve dini duyguların alet edilmesidir, araç olarak kullanılmasıdır" diyerek değindi.

Konuşmanın bir başka bölümünde de "Bazı cemaatler hedeflerine ulaşmada kendileri için en büyük engel olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni görmektedir. Bunun için de her fırsattan istifade ederek destekleyicilerinin de yardımıyla Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Bu yapılanlara karşı hukuk devleti kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tepkisiz ve etkisiz kalacağını düşünmek büyük bir yanılgıdır" dedi.

Bu Başbuğ’un isim vermeden adres göstermesiydi.

Bu sözlerin uygulamadaki sonucunu görmek için de belli ki bekleyeceğiz.

Başbuğ’un değindiği başka önemli konular var. Onlara ancak fırsat çıkınca değineceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları