Bakü-Ceyhan varken neden Saros?

KIYIKÖY’ü bilir misiniz? Karadeniz kıyılarında bir cennet. İstanbul’a çok yakın. Ama salaş, bakımsız. Aya Nikola manastırı, dikkatli gözle bakıldığında fark edilen tarihi dokusu, ağaçları, serinlikleri, akarsuyu ve doğal özellikleriyle eli yüzü toparlansa harika bir kafa dinleme yeri. Denizi de temiz.İşte Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in çantasındaki petrol boru hattı projesinin başlangıç noktası bu minik balıkçı limanı. Yılda 50-60 milyon ton petrol, Novorossisk limanından tankerlerle bu limana taşınarak boru hattına verilecek. Tabii projede bir de hattın bitiş noktası var. Ege kıyısında İbrikbaba. Yani dünyanın kendisini yenileme ve temizleme özelliğine sahip ender körfezlerinden olan Saros’a inecek petrol. Oradan yeniden gemilere yüklenerek Ege üzerinden Akdeniz’e indirilerek dünya piyasalarına gönderilecek. Rus yetkililer, projenin amacının İstanbul Boğazı’ndaki petrol tanker trafiğinin yükünü azaltmak olduğunu söylüyorlar. Son iki yılda Novorossisk’ten gelip boğazı geçen gemilerin oranında yüzde 30 artış olduğu söyleniyor. Geçen yıl boğazlardan geçen petrol miktarı günde 3 milyon varile ulaşmıştı. Kazakistan’dan gelecek olan petrolü de hesaba katarsak sıkışıklık daha da artacak. Yoğunluk, İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nın girişlerinde tankerlerin birikmesine ve bekleme süresinin artmasına yol açıyor. Beklemede geçen her gece ekonomik zarara neden oluyor. NATO Zirvesi sırasında Rus temsilcinin, Türkiye’nin boğazlardan serbest geçişi engelleyerek Montrö Antlaşması’nı ihlal etmekte olduğu şikayeti de bu trafik sıkıntısından kaynaklanıyordu. Türkiye, Uluslararası Denizcilik Örgütü İMO’nun şart koştuğu güvenlik önlemlerini aldı ve uyguluyor. Daha başka yapılacak bir şey yok boğaz geçişleriyle ilgili. Öyleyse en doğru alternatif, TransTrakya projesi mi? * * *TÜRKİYE açısından olayı değerlendirecek olursak benim aklıma şu sorular takılıyor. Kafkas petrolünün dünya piyasalarına ulaşması için büyük bir proje olan Bakü-Ceyhan petrol boru hattının inşası devam ediyor. Önümüzdeki yıl bu hat devreye girecek. Bakü-Ceyhan’ın ekonomik olarak anlamlı bir yol haline gelmesi için yılda en az 50 milyon ton petrolün bu hattan geçmesi gerekiyor. Bu miktara henüz ulaşılamadı. Kazakistan ile pazarlıklar sürüyor. Kazakistan petrolünün kapasiteyi zorlayacak biçimde Rusya’nın Novorossisk limanına yığılmasındansa, neden bir kısmı da Bakü-Tiflis-Ceyhan’a yönlendirilmiyor?BTC’nin kapasitesi yılda 50 milyon tonla sınırlı. Ama yapılacak ek inşaatlarla bu kapasite artırılamaz mı? Yetkililerle konuştum. Aldığım yanıt şu: ‘İlave pompa istasyonlarıyla kapasiteyi arttırmak mümkün.’ Öyleyse bunu konuşalım. Üstelik, paralel bir hattın çekilebileceği bile söyleniyor. Bu alternatifler neden tartışılmıyor? TransTrakya projesi petrolü iki kez gemiye yüklüyor. Bu iki limanlı petrol boru hattı projesi fiyatlara olumsuz yansımayacak mı? Kıyıköy’e kadar gemilerle taşınacak petrol, İbrikbaba’ya geldiğinde yine gemiye yüklenecek. Bu da petrolün birim fiyatına yansıyacak, pahalıya gelecek. Oysa Bakü-Tiflis-Ceyhan’ın tam kapasite ve üzerinde çalışması fiyatları aşağıya çekebilecek. Bir iç deniz niteliğindeki Ege, böyle bir trafik yoğunluğu için müsait mi? Karadeniz’de sadece 80 bin tonluk tankerler seyredebiliyor. Ege’de de durum farklı değil. Bu sulara 200-300 bin tonluk tankerler girebilecek mi? Ege, 200 bin tonluk bir geminin batması ya da petrolünün sızması durumunda ortaya çıkacak bir ekolojik felaketi kaç yılda telafi etme kapasitesine sahip? Bir kuzey denizi değil burası. Bir Akdeniz bile değil. * * *TÜRKİYE bu hafta ilk kez bir Rus Devlet Başkanı’nı ağırlıyor. Ondan 32 yıl önce gelen Sovyetler Birliği lideriydi. İki ülke arasındaki işbirliğini, imparatorluk ve soğuk savaş dönemi rekabetleriyle gölgelemeden derinleştirmek hepimizin yararına. Bunu sağlamak için, ortaklığa dayalı yeni zihniyet ortamını geliştirmekten başka çare yok.
Yazarın Tüm Yazıları