BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, oğullarıyla ‘Babam ve Oğlum’u izlemeye gitmeyi planlıyormuş.
Ne güzel!
Madem Başbakan Erdoğan, böyle bir ‘atraksiyon’ sergileyecek, kabinenin diğer isimlerinin de buna bir karşılık vermesi gerekir diye düşünüyorum...
‘Bir yardımımız dokunsun’ diye onlar için vizyondaki filmlerden ‘küçük bir rehber’ hazırladım. Dikkatlerine sunuyorum:
AKSU VE OĞLU: İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, oğlu Murat Aksu’yla birlikte ‘Organize İşler’ adlı filme gidebilir. Eğleneceklerinden eminim. Ayrıca kime sorsam nedense ‘yakışır’ yorumu geldi...
YILDIRIM VE EŞİ: ‘Testere 2’ adlı filmin yarattığı endişenin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile eşi arasındaki dayanışma duygusunu yeniden güçlendireceği garantidir.
ÇİÇEK VE KIZI: Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve kızı için uygun bulduğumuz film, Ferzan Özpetek’in bir iyilik duygusu aşılayan ‘Kutsal Yürek’ adlı son filmidir. Filmin sakinleştirici taraflarının Cemil Bey’e iyi geleceğini düşünüyoruz.
UNAKITAN VE EŞİ: 2005 yılına damgasını vuran bu ‘muhteşem çift’e en yaraşır filmin ‘King Kong’ olduğunu vurgulayıp geçelim. Nedenleri üzerinde bir şeyler söyleyip sınırlayıcı bir etki yaratmaktan kaçınalım. Çünkü hayal gücü sınırlanmamalı...
ÇELİK VE ÇOCUKLARI: Yakında vizyona girecek olan ‘Hababam Sınıfı Üç Buçuk’ adlı film, tam da Milli Eğitim Bakanı’na göre... Ne de olsa filmde öğretmenlere ‘Hocam’ deniliyor.
KOÇ VE EŞİ: Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç ve eşi için ‘Keloğlan Kara Prense Karşı’ adlı sömestr filmini uygun buluyoruz. Gerekçesini mi soruyorsunuz? Yok. Bazen nedensiz de bir filme gidilir.
KÜRŞAD TÜZMEN: Onun için bir film bulamadım ama duyduğuma göre ‘Tarzan’ın yeni versiyonu hazırlanıyormuş. Onu beklemesini salık veririm.
Hikmetyar olayı
ÖNCE her şeyi yerli yerine oturtalım:
Gulbeddin Hikmetyar, 1986 yılında Amerika’nın desteklediği ve beslediği bir Afgan lideri değil miydi?
Türkiye, o dönemde Sovyetler Birliği’nin işgaline karşı direnen Afgan direnişçilerini resmen desteklemiyor muydu?
Yine o dönemde devletin resmi televizyonunun haberlerinde, Afgan direnişçileri için ‘mücahit’ denmesi kararı alınıp uygulanmamış mıydı?
Afgan direnişinin önder kadroları, o dönemde sık sık Türkiye’ye gelip en yetkili isimler tarafından resmen kabul edilmiyor muydu?
O halde muhalefetin bundan 19 yıl önce çekilmiş bir fotoğrafa, ‘iyi bir yıpratma malzemesi’ muamelesi çekmesinin faydasızlığına işaret edebiliriz.
Çünkü dizi dibinde oturulan Hikmetyar, o dönemde bu ülkede resmen, herkes tarafından el üstünde tutuluyordu...
(Kılığına kıyafetine bakıp Hikmetyar’ın tipik bir ‘molla’ olduğunu düşünenlere bir not: Hikmetyar, Batılı eğitimden geçmiş bir elektrik mühendisidir.)
Keşke kardeşinin malına el konmasaydı
GENÇ Bakış’ta Demirel’i izlerken şunu anladım:
O artık tarafsız değil.
Çünkü:
Her zaman ortadan konuşmayı seçen Demirel, bu sefer iktidar karşıtı bir konum almıştı.
Taktiği ustacaydı: Bodoslama saldırı yerine inceden dokundurmalarla iktidarı yıpratmaya çalışıyordu.
Bu durum onun bir süredir izlediği ‘doğruya doğru, eğriye eğri’ diyen deneyimli siyaset adamı imajını, en azından benim gözümde zedeledi.
Peki bu yaklaşım değişikliğinin arka-planında ne yatıyor olabilir?
Sakın kardeşinin mallarına el konması nedeniyle duyduğu kızgınlık yatıyor olmasın?
Eğer böyleyse içine gireceğim ruh hali şu olur:
Duygularına yenik düşmemiş bir siyaset duayeninin yaptığı tarafsız yorumları kaybetmenin yol açtığı hayal kırıklığı...