Paylaş
Alerjik tepkilerimizin sorumlusu, bağışıklık sistemimizdir. Virüslere karşı geliştirdiği saldırı yöntemlerinin benzerlerini bazı maddelere, örneğin polenlere, tozlara, kimyasallara veya gıdalara karşı da oluşturup vücudumuzu korumaya çalışır.
Alerjik tepkimelere neden olan maddelerden uzak durmak ilk akla gelen çözüm olmakla birlikte günlük yaşantıda gereğince yerine getirilemeyebilir. Bağışıklığı güçlü tutmak, vitamin, mineral veya besin desteklerinden faydalanmayı düşünmek de önemli korunma çabaları arasındadır.
Bu nedenledir ki özellikle bahara girerken bağışıklığımızı güçlendirmeyi daha sık gündeme getirir, doktorumuza korunma yöntemleri konusunda fikir danışırız.
TEHLİKELİ OLABİLİR
Alerjik tepkilerin nedeni, bağışıklık sisteminin oluşturduğu gereğinden daha şiddetli, zamansız ve ölçüsüz yanıtlardır. Bedenimiz, dış ortamdan gelebilecek saldırılardan deri ve mukoza yardımıyla korunur. Alerjinin oluşması, deri ya da mukoza engelinden birinin kırılmış, bozulmuş olduğu anlamına gelir.
Bu iki yüzey tabakası birbirinden çok farklıdır; o nedenle de alerjik tepkilerimiz çok çeşitlidir. Sorunun çözümü bağışıklığı güçlendirmekten çok bağışıklık sisteminin uyum gücünü yükseltmekte aranmalıdır.
Eğer, bağışıklık sistemi, gelişen iç ve dış koşullara uygun değişimler gösterebiliyorsa, en uygun yanıtları, uygun zamanlarda ve oranlarda verebiliyorsa iş oldukça kolaylaşır.
HER İLKBAHAR GELİŞİNDE
Alerjik yanıtların oluşturduğu sağlık sorunları bahar aylarında zirve yapar.
Özellikle polen alerjisi olanlarda üst solunum yolları ve akciğer sorunlarının baharla birlikte alevlenmesi olağandır.
Aksırık, öksürük, boğaz yanması, geniz ve burun akıntısı, kuru öksürük, nefes darlığı gibi şiddeti ve önemi değişen belirtiler ortaya çıkar.
“Saman nezlesi” denilen alerjik rinit başta olmak üzere alerjik astıma varana dek çeşitli sağlık sorunlarıyla başa çıkmak gerekir. Gözlerde kızarıklık, yanma, sulanma, akıntı gibi belirtilerle günlük konforu bozan “göz nezlesi” yani konjonktivit oluşur. Cildi ilgilendiren en önemli sorun dayanılmaz kaşıntı, kızarıklık, yanma ve batma hissiyle rahatsızlık veren ürtiker olur.
Eğer alerji yönünden sorunlarınız olduğunu düşünüyorsanız, derdinizi bağışıklık destekleri kullanarak çözmeye çalışmayı bir yana bırakıp bir uzman yardımı aramalısınız.
Alerjinizle ilişkili sorunlar muayeneniz, tıbbi öykünüz, yapılacak bazı özel testler (cilt testleri, kan analizleri, solunum testleri...) ile ortaya konacaktır.
Alerjik sorunların çözümü -ne yazık ki- uzun zamana yayılan, bıktırıcı olabilen ve bazen de uygulayıcıya “sil baştan” yaptıran bir süreçtir. Bilgi, deneyim ve sabır ister.
Başlangıçta antihistaminik içeren tabletler, kremler ve losyonlar kullanılırken giderek alerjik yanıtı azaltıcı özel tedaviler gerekebilir.
Bir süre sonra daha ciddi ilaçların, örneğin kortizon grubunun kullanımı gündeme gelebilir.
Güçlü bir bağışıklık için
* Proteinden yoksun beslenmek, yeterli vitamin ve mineral almamak ya da yitirmek bağışıklığı zayıflatır. Çinko, selenyum, demir ve kalsiyumdan, folik asit,
A, B6, C, E vitaminlerinden zengin bir beslenme planı yapın.
* Belirli dönemlerde, örneğin nezle ve gribin yaygınlaştığı bahar aylarında sarımsak tüketiminizi artırın.
* Fiziksel aktivite
kalp-damar sistemine destek olur, kas kitlesini korur, kan basıncını dengeler, kilo yönetimine yardımcı olur. Bağışıklık üzerine doğrudan etkisi vardır. Kan akımını artırarak bağışıklıkta rol alan hücrelerin bedenimizde daha kolay dağılmasını, dolayısıyla etkin olmasını sağlar.
* Elinizde olmayan nedenlerden kaynaklanan sorunlar için kaygılanmayı bırakın, çözemeyeceğiniz problemleri sırtınıza yüklemeyin. Yardım almaktan çekinmeyin. Stres ile salgılanan kortizol, adrenalin ve noradrenalin sitokin yapımını engelleyerek bağışıklığa darbe vurur. Stres yaratan olayları, durumları engellemeye çalışmaktansa onları yönetmeyi öğrenmek en doğrusudur.
* Ortalama 7 saatlik kesintisiz uyku elde edebilmek için önlem alın.
* Sigarayı bırakın.
* Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı gereken önlemleri alın.
* Yaşınıza, cinsiyetinize, özgeçmişinize, aile öykünüze, yaşam biçiminize uygun bir sağlık riski analizi düzeni oluşturun.
* Hekiminizin öneri ve uyarıları doğrultusunda aşılanın.
* Yalnızca hekim önerisi ile ve gereklilik durumunda antibiyotik kullanın.
* Evcil hayvan
edinmeden sağlık
durumunu ayrıntılı olarak incelettirin.
* Ellerinizi bol su ve sabunla yıkayın.
* Yara bakımına özen gösterin. Pansuman gerektiren durumlarda profesyonel destek alın. İyileşmesi zaman alan yaraları hekiminize gösterin.
* Ateş, ishal vb. durumlarda evde kalın, başkalarına bulaştırmayın. Öksürük ve aksırıklarda dirsek içine yüzünüzü kapatın.
* Mutfak ve banyoda çamaşır suyu ile dezenfeksiyon sağlayın.
Kortizon ilaçları
Alerjik sorunların tedavisinde önemli bir yere sahip olan kortizonlu ilaçları uzun süre kullanmak gerekebilir.
Böyle durumlarda aşağıdaki önlemler yan etkilerden daha fazla korunmanızı sağlayacaktır.
* Kortizon tabletlerini sabahın erken saatlerinde alın. Kandaki doğal kortizol sabahın erken saatlerinde en yüksek düzeye çıktığı için böbrek üstü bezleriniz daha az baskılanır.
* Her gün birkaç doz almak yerine sabah tek doz almayı, hatta gün aşırı olmak üzere iki dozu birlikte almayı düşünün ve doktorunuzla konuşun. Bu önlemler de böbrek üstü bezleri üzerindeki baskılayıcı etkiyi azaltabiliyor.
* Sorunu kontrol altına alabilen en düşük dozu kullanmaya çalışın.
* Tedavi süresince proteinden ve potasyumdan zengin, tuzu sınırlanmış bir beslenme planı uygulamaya gayret edin. Karbonhidrat konusunda iyice cimri davranın.
Paylaş