İki numaralı sanık konuştu!

Güncelleme Tarihi:

İki numaralı sanık konuştu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2015 14:58

Seri cinayetlerden yargılanan NSU davasının sanıkları mahkemede birbirlerini övgü dizmeye başladı. Bir numaralı sanıktan sonra konuşan iki numaralı sanık Ralf Wohlleben, Zschaepe için “çok sempatik birisiydi” dedi.

Haberin Devamı

Almanya'nın Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde görülen, sekizi Türk 10 kişiyi öldürmek, iki bombalı saldırı, 15 banka soygunundan sorumlu neonazi terör örgütü NSU davasında bir numaralı sanıktan sonra iki numaralı sanık Ralf Wohlleben ifade verdi.

Geçen hafta bir numaralı sanık Beate Zschaepe mahkemeye yazılı ifade vermişti.


Zschaepe'nin kendisini ağır suçlayabileceği korkusuyla iki numaralı sanık Wohlleben de ifade vereceğini açıklamıştı. Ancak Wohlleben'in korktuğu başına gelmedi. Zschaepe kendisini ne suçladı ne de ele verdi.


Üçlü çeteyi desteklemek, gizlenmeleri için arabasını vermek, seri cinayetlerde kullanılan Ceska silahı tedarik etmek ve NSU davasında merkezi bir rol oynamakla suçlanan Wohlleben ifade verdi. Wohlleben, Zschaepe'nin tersine yazılı ifadesini avukatı değil, kendisi okudu.

İki numaralı sanık konuştu

İki numaralı sanık konuştu


ÇOK SEMPATİKMİŞ

Haberin Devamı

Cezaevinde yattığı için konsantrasyon sorunu yaşadığı ve sözcüklerin aklına gelmediği iddiasıyla ifadesini yazılı okumak zorunda kaldığını söyleyen Wohlleben, Zschaepe için “Esprili, konuşkan ve benim için çok sempatik biriydi” dedi.

Wohlleben, çetenin ele başı Uwe Mundlos hakkında da, “Üvey annenin sevgili tipi olarak tanıdım. Konuşkan, neşeli biriydi” diye konuştu.

Aşırı sağcı ve milliyetçi NPD partisinin eski yöneticisi olan Wohlleben, ifadesinde siyasi yaşamı ve kişiliğiyle ilgili bilgiler verdi. Duvarlar yıkılmadan önce yaşadığı Doğu Almanya'da çok büyük bir milli gurur duygusu taşıdığını anlatan Wohlleben, duvarlar yıkıldıktan sonra da bu duyguları terketmek istemediğini anlattı. Bu yönde sağcı toplantılar, konserler ve gösterilere gittiğini söyleyen Wohlleben, ardından NPD'ye üye olduğunu kaydetti. Üyelik formunu ise kendisine, yaşadığı Thüringen Eyaleti'nde istihbarata çalışan ve bölgenin en önde gelen neonazisi Tino Brandt'ın verdiğini belirtti.

ONLARLA BULUŞTUK

1990'lı yılların ortasında yabancılara karşı herhangi bir düşmanlık duymadığını anlatan Wohlleben, ancak yabancı göçü teşvik eden siyasete karşı olduğunu iddia etti. Daha o zaman Frankfurt kentinde hiç Alman olmayan semtler bulunduğu izlenimi aldığını söyleyen Wohlleben, bu durumunun kendi kenti Jena'da olmasını istemediğini belirtti.

Üçlünün şiddet eğilimi hakkında bilgisi olmadığını anlatan Wohlleben, üçlüyle gizlendikten sonra görüştüğünü itiraf etti. Wohlleben önce telefonla görüştüklerini, sonra Chemnitz kentinde bir evde buluştuklarını, sonra yine buluşma olduğunu anlattı. 

ALMAN SİLAHI İSTEMİŞ

Wohlleben de bir numaralı sanık Zschaepe gibi cinayetlerden hiç haberi olmadığını iddia etti. Seri cinayetlerde kullanılan silahı kendisinin tedarik ettiğini reddeden Wohlleben, Uwe Böhnhardt'ın kendisinden silah istediğini, hatta “Alman silahı olmasına dikkat et” dediğini anlattı.

Böhnhardt'ın polise yakayı ele verdiği zaman içeri düşmemek için intihar etme gayesiyle silah istediğini söyleyen Wohlleben, güya intiharında suçlu olmamak için bu talebi reddettiğini savundu.

Davanın başında silahı kendisinden aldıklarını söyleyen sanık Holger G. ve Carsten S.'yi yalan söylemekle suçlayan Wohlleben, üçlüyü Alman güvenlik birimleri istese, muhbir Tino Brandt aracılığıyla anında yakalayabileceğini anlattı. Wohlleben ifadesini kurban aileler için üzgünüm diye bitirdi.

Kurban ailelerin avukatları Wohlleben'in ifadesini inandırıcılıktan çok uzak olarak yorumladılar ve şiddete karşı olduğu iddiasını sağ bir propaganda olarak nitelediler.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!