Avrupa için ‘Türk Müslümanlığı’ raporu

‘MÜSLÜMAN nüfusun çoğunlukta olması Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımının önünde bir engel mi?’

Türkiye ile müzakerelerin başlama kararının verileceği kritik eşikte, AB dönem başkanı olan Hollanda Hükümeti, bu sorunun yanıtını bulmak için ayrıntılı bir rapor hazırlattı.

Hükümet politikalarının oluşumunda etkin rol oynayan ‘Hollanda Hükümet Politikaları Bilimsel Konseyi’ (WRR) raporunda ‘Türkiye’de nüfusun çoğunluğunun Müslüman olması, Avrupa Birliği üyeliği önünde bir engel teşkil etmez’ sonucuna vardı.

Araştırmaya göre, Türkiye’de laik ve demokratik devlet kök salmış durumda. Hatta, Türkiye Avrupa Birliği’nin en laik ülkelerinden Fransa’dan bile laik. Öyle ki, Türkiye’nin Müslüman olması değil ama devletin din işlerine, diğer AB ülkelerine kıyasla daha fazla müdahalesinin AB kriterleri ile bağdaşmadığı ileri sürülüyor araştırmada.

Ama esas soru başka. ‘Türkiye şeriat devleti olur mu?’

Türkiye ile müzakerelere başlamak, yarın Avrupa’nın kapısını bir ‘İslam devleti’ne açmak anlamına gelir mi?

Rapor, ‘Türkiye şeriat devleti olmaz’ diyor.

* * *

BU yanıtla Hollanda Hükümeti’nin ve kamuoyunun şüphelerini dağıtmayı amaçlayan çalışma, Türkiye’de, AKP gibi dini kimliği öne çıkartan partilerin bile devlet ve din işleri arasındaki ayrımı kabullendiklerini vurguluyor.

‘Yine de kendilerine has bir yaklaşımları var. Laik devleti kabul ediyorlar, aynı zamanda dini özgürlüklerin de artırılmasını istiyorlar. Kendi görüşlerini demokratik sistem çerçevesi içinde şekillendiriyorlar ama, bu çerçevenin dini çizgideki partilere daha fazla yer açmasını istiyorlar. Hukuk sisteminin laik yapısını ve kadın erkek eşitliği ilkesini sorgulamıyorlar’ deniyor.

Türkiye’de radikal dincilik tehlikesinin olmadığını savunan Bilimsel Konsey’e göre, devletin dine müdahalesi gevşese ve askerin siyasete müdahalesi son bulsa bile, ‘Türk İslamı ılımlı karakterini kaybetmeyecek dolayısıyla laik devlet tehlikeye girmeyecek.’

* * *

HOLLANDA Hükümeti’ne sunulan bu çalışmada, ‘Türk Müslümanlığı’ kavramının altının çizilmesi dikkati çekiyor.

Türk Müslümanlığı ayrımı, Avrupa kamuoyundaki olumsuz havaya karşı, bir nevi güvence arayışının aracı gibi ortaya çıkıyor.

Türkiye’de İslamcı bir tehlikenin bulunmadığı sonucuna varılırken şu gerekçeler sıralanıyor:

‘Türkiye’de nüfusun büyük çoğunluğu kararlı bir biçimde köktendinciliğe karşı. Ve ılımlı partilere oy veriyorlar. Türk halkının çoğunluğu laik devleti destekliyor ve şeriat devletine karşı çıkıyor. Bunlara ek olarak şiddete dayalı radikal İslamcı hareketler kitle temeli bulamıyor.’

Birkaç gün önce kitap olarak Hollanda dilinde yayınlanan araştırmanın İngilizce baskısı da eylül ortalarında çıkacak.

Ayrıntı istiyorsanız, araştırmanın İngilizce özetine Konsey’in web sitesinden ulaşmak mümkün. http://www.wrr.nl
Yazarın Tüm Yazıları