Atatürk zaferini ilk ona anlattı

RÖPORTAJ türünün ustalarından birinin, Ruşen Eşref Ünaydın'ın Bütün Eserleri yayınlanıyor.

Diziden iki kitabı tanıtacağım bugün. İkisi de türünün unutulamaz örnekleridir.

Biri Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülákat, diğeri de dönemin edebiyatıçılarını tanıtan, sorularla onların önemli özelliklerini öne çıkaran Diyorlar ki.

Ünaydın
'ın bütün kitaplarını okumak, bir okurun onun hakkında bütüncül bir değerlendirme yapmasına olanak tanır.

Yayına Necat Birinci - Nuri Sağlam 14 cilt halinde hazırladılar ve Önsöz'de Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülákat'ın ilk olma özelliğinin altını çiziyorlar:

‘‘Anafartalar'da kazandığı zaferin hemen ardından Mustafa Kemal Paşa'yı, şahsî özellikleri ve askerî dehasıyla ilk defa Türk ve dünya kamuoyuna tanıtan da Ruşen Eşref Ünaydın'dır.’’

Ruşen Eşref Ünaydın
, Başlarken'de, süslü, etkileyici bir üslupla Kumandan'ın portresini çizer:

‘‘Bu mülákat, kahramanın kendinden o vakit dinlediğim askerî, vatanî bir menkıbedir. Bu sade ve asil hikáyeden Çanakkale'nin ve Mustafa Kemal'in büyüklüğü yanyana duruyor.

Yalnız o harbin kahramanı kalmak bile bir kumandan için öyle büyük bir şandır ki onunla hem kendi, hem milleti, hem de tarih iftihar duyar.’’

Ünaydın'ın mülákatını okuyan genç röportajcılar, bu türün sadece bir soru bombardımanından ibaret olmadığını öğreneceklerdir.

Konuşmayı yaptığı kişinin portresini çizerken ve mekánı tasvir ederken, elbette bir edebiyatçı kimliğini farkediyorsunuz.

Zaferin yazılışı, öyle uygun bir konuşma ritmine döşenmiş ki, okur kendini cephede hissediyor.

İddiam şudur ki, Ruşen Eşref Ünaydın'ın bu mülákatını okumadan, Anafartalar Zaferi'nin boyutunu anlayabileceğimizi sanmıyorum.

Mustafa Kemal'in söylediklerini algılayışı, onun bütün bir kurtuluş serüveninin içine oturtuşu, yıllar sonra bu kitabı hala okunur ve zevk alınır kılıyor.

(Ruşen Eşref Ünaydın, Bütün Eserleri, cilt 2, Röportajlar II, Hazırlayanlar: Necat Birinci - Nuri Sağlam, Türk Dil Kurumu Yayınları )

RUGAN AYAKKABILI DİPLOMAT

ÜNAYDIN
'ın Diyorlar ki kitabı zamanın önemli edebiyatçılarıyla yapılmış röportajlardan oluşuyor.

Kişilerin adlarını sıralamak, kitabın edebiyat tarihi ve bugünkü çalışmalar açısından önemini yeterince gösteriyor:

Abdülhak Hámid Bey, Nigár Hanım, Sami Paşazade Sezai Bey, Cenab Şahabeddin Bey, Hüseyin Cahid Bey, Süleyman Nazif Bey, Rıza Tevfik Bey, Mehmed Emin Bey, Halide Edib Hanım, Hamdullah Subhi Bey, Ziya Gökalp Bey, Köprülüzade Mehmed Fuad Bey, Ömer Seyfeddin Bey, Refik Halid Bey, Fazıl Ahmed Bey, Ahmet Haşim Bey, Ali Kemal Bey, Yakup Kadri Bey.

Ünaydın'ın
ilk konuştuğu kişi, Abdülhak Hamid. Evini, mekanı, ortamı öylesine ustaca tasvir ediyor ki, o bilgilerden yola çıkıp şairin eserlerini yeniden yorumlayabilirsiniz.

Yazdıklarıyla hayatı ya da insanda bıraktığı izlenim arasındaki ayrımı ve gelgitleri bu konuşmalardan öğrenebiliyorsunuz.

Zaten Ünaydın, ortam tasvirleri yaparken, eserlerinden yola çıkarak bize karşılaştırmalı bir portre çalışması sunuyor.

Halide Edib bölümünde onun yazdıklarıyla konuşmalarını karşılaştırıyor ve çoğu okurunun katılabilceği bir saptamada bulunuyor:

‘‘Halide Hanım kitaplarının dolambaçlı, ihmalli, yekáhenk üslûbundan büsbütün başka bir eda ile konuşuyor.

Altın kadar pürüzsüz, nazik ve tanna sesinde kısa ve tok cümleler vazıh ve beliğ çınlıyor; onlarda ne yapranmış lügatler, ne de herkesin görüp söylediği müptezel ihtisaslar! Hep yeni ve hep şahsî!..’’

Diyorlar ki
'yi okurken, sadece bir dönemde edebiyatçılarla yapılmış röportajla karşılaşmıyorsunuz, soru sormasını bilen, konuşacağı kişilerin kitaplarını önceden okumuş olan bir yazarın edebiyat tarihine tuttuğu ışığı görüyorsunuz.

Ruşen Eşref Ünaydın'ın kitaplarını okumalısınız. Geçmişin iyi bir röportajcısı değil o. Bugün aynı işi yapanlara hocalık edecek ustalığı taşıyor.


DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİ


Üç Film Birden Vedat Türkali Gendaş

Roman Sanatı Milan Kundera Can

Bir Arzuyu Beslemek Mahir Öztaş YKY

Yaşarken ve Ölürken Selim İleri Doğan

Ağaç Kurdu Mylene Dressler Lál
Yazarın Tüm Yazıları