Arkalarında durun..

HAYALLERİNİZİN doğrultusunda bir yaşam boyu çalışıyorsunuz..

Haberin Devamı

Yıllarınızı veriyorsunuz işinize.. Zamanı geliyor işiniz büyüyor.. Yüzlerce işçi çalıştırmaya başlıyorsunuz.. Sosyal haklarını gözetiyorsunuz onların.. Devlete vergi ödüyorsunuz.. Ekonomik kriz dönemlerinde batma tehlikesi geçiriyorsunuz.. Ve gün geliyor, bakıyorsunuz kazandığınız para ekrandaki gencecik delikanlının bir yılda aldığından daha az..
Futbolcu para kazanma konusunda dünyada ilk sıralarda artık.. 18-19 yaşında başlıyor yüzbinlerce lirayla, Euro’yla, dolarla tanışmaya.. Ardından şöhret.. Ardından renkli bir yaşam.. Üstelik vergi yok.. Üstelik garanti kontratlar, menajerlerin kulüp içindeki ağırlıkları da cabası..
Teknik adamların da farkı yok bu dünyada.. ‘Paramı alamadım’ diyen, Futbol Federasyonu’na başvurarak tüm alacaklarını tahsil edebiliyor.. Olmadı konu UEFA’ya, FIFA’ya taşınıyor, çözülüyor..
Ya hakemler.. Bu milyonlarca doların uçuştuğu ortamın en çok baskı altında kalan unsurları.. Onlar ne tam profesyonel ne de tam amatör.. Yarıda kalmış durumdalar.. Acaba sigortaları var mı? Verdikleri kararlarda sahada dönen paranın cazibesi onları ne kadar etkiliyor? Sürekli hızlanan bir oyun futbol.. Anlık kararların saatlerce tartışıldığı bir oyun futbol.. Bütün gün olan bitenleri unutturan, bir hakem kararının dünyadaki tüm tartışmaların üzerine sünger çektiği bir “oyun” futbol..

Haberin Devamı

Büyüklerin canı yansa bile..

Tüm bunlar çok ayrıntılı düşünülmeli artık.. Maç başına ücret uygulamaları tekrar gözden geçirilmeli.. Başarı kriterleri göz önüne alınarak en iyiden kötüye doğru prim sistemi uygulanmalı..
Kötü maç yönetenler, maçın kalitesini, temposunu düşürenler, seyirci baskısından etkilenenler dinlendirilmeli.. Kim olursa olsun hata yapanlar, ama maçın genelinde ayakta kalanlar korunmalı.. Oynatmamaya, zaman çalmaya yönelik hareketler yapan takımlara prim tanınmamalı.. Dirsek, tükürük, yumruk, küfür gibi hakemin gözünden kaçan davranışlara televizyon görüntülerinden mutlaka ceza verilmeli.. Fazla şans tanınan hakemler çok değerli bir kulvar olan PTT 1. Lig’e kaydırılmalı..
MHK önümüzdeki sezondan itibaren Tahkim ve Disiplin Kurulu ile tam koordinasyonlu çalışmalı.. Kararlarda çelişki kesinlikle ve kesinlikle olmamalı.. Gerekirse bu kurumlarda ortak isimler bulunmalı.. Otorite boşluğu asla olmamalı.. O zaman kazanan Türk futbolu olur.. Büyükler’in canı yansa bile..

Haberin Devamı

BARÇA’YI OYNAMAK..

BARCELONA’nın önce Milan’a 2-0 yenilmesi, arkasından Real’e kendi sahasında boyun eğip Kral Kupası’ndan elenmesi, Barçaseverleri hayalkırıklığına uğrattı.. Gerçeği söylemek gerekirse ben de onların ayağa pasa dayalı oyununu seven biriyim.. Defalarca seyretsem yine de doyamıyorum.. Buna karşın Barça’nın zorluk derecesi üst seviyedeki maçlarda çok doğru futbol oynamadığının da kabul edilmesi gerek..
Topu Barça’ya veren, ceza alanının çevresini 2-3 defansif orta saha ile kapatıp, kanatlara 2 hızlı forvet yerleştiren takımlar Barça’ya kolaylıkla gol atıyor.. Geriye Messi’yi etkisiz kılmak kalıyor.. Kolay değil onu tutmak.. Ama olanaksız da değil..
Barça geçen yıl Şampiyonlar Ligi’nde Chelsea’ye elendi.. Her iki maçta da topla oynama oranı yüzde 72-28 Barça’nın lehine.. Son Milan maçında 66-34 yine Barça’da top.. Maç Milano’da üstelik.. Real maçlarının ikisinde de topla oynama oranı 65-35’lere yakın..
Bu kadar çok topla rakip sahada oynar ve golü bulamazsanız, arkanızı boş bırakırsanız, üst düzey hızlı forvetlere geniş alan bırakırsanız cezalandırılırsınız.. Barça yıllardır bu yanlışı yapıyor.. Evet şampiyonlukları var.. Evet Şampiyonlar Ligi’ni de kazandılar.. Ama artık işleri zor.. İbrahimoviç, Eto’o tarzı bir santrforları yokken işleri daha da zor.. Tüm duran toplarda eşleşmeler, 1.70-1.85 civarı isimler şeklinde.. Pique’yi çıkarın Barça, “cüceler takımı..” Varane’nin her iki maçta duran toptan gol bulması bunun kanıtı.. Chelsea’nin; Premier Lig’i liderden 25 puan geride bitiren, 10 yenilgi alan Chelsea’nin Barça’yı elemesi bunu kanıtı.. La Liga’da son sırada bulunan Deportivo’nun Barça filelerine 4 gol atıp Messi’ye mağlup olması bunun kanıtı.. Real Sociedad’ın 2-0 geriden gelip 3-2 kazanması bunun kanıtı..
Barça’yı örnek alıp rakip alanda sürekli pas yapan takımlara, teknik adamlara bir uyarı bu felsefe.. Arkayı açarsanız, bu kadar boş alan bırakırsanız, Messi’niz, Puyol’unuz olmadığı için işiniz daha zor demektir.. O zaman bir Bakkal çıkar, bir 1461 gelir cezayı keser size de.. Stat Kadıköy de olsa, Arena’da olsa, İnönü’de olsa fark etmez..

Haberin Devamı

19 ve 20’NCİ TAKIM..

PTT 1. Lig harika geçiyor bu sezon.. Geçen hafta Rize-spor-Boluspor ile karşılaştı.. Rize’nin başında Mustafa Denizli, Boluspor’un başında Oğuz Çetin.. Bu iki şehir de gurur duymalı bu tercihlerden.. Türk futbolunun bu iki büyük ismini bağırlarına basmalı yerel medyalar.. Taraftar dernekleri desteklemeli.. Statlar dolmalı.. Süper Lig’e çıkmak için iki takımın da önemli şansı var.. 8-9 takım bu yarışın içinde.. Olur ya da olmaz.. Ama Rize de Bolu da daha şimdiden Süper Lig’de oynadıklarının farkında olmalı.. Denizli ve Çetin’in kentlerinde bulunmalarından dolayı..
İki büyük isim de sezonun ortasında geldiler.. bu sezon olmazsa bir sonraki sezon kalmaları için planlar yapılmalı.. Bu refleksi gösterecek olanlar taraftarlar, şehir halkı ve yerel medyadır.. Bu yapılırsa Bolu da Rize de çok şey kazanır..
Mustafa Denizli ve Oğuz Çetin’in yaptığı tercihler Rize ve Bolu’yu Süper Lig’in 18 takımının ardından en popüler ekipler yaptı.. Bu unutulmamalı.. Unutulur ve destek verilmezse kaybeden bu iki şehir olur..

DROGBA..

Haberin Devamı

ŞİMDİYE kadar çok şey yazmadım onun hakkında.. Aslında yazmaya da gerek yok.. O 2000-2013 arasındaki dönemin en büyük 10 santrforundan biri.. Drogba’yı seyretmek, izlemek büyük keyif.. Futbolculuğunun yanı sıra insanlığı açısından da büyük biri olduğunu kanıtladı pazartesi gecesi.. Çok sert bir şekilde çarpıştığı ve hastaneye kaldırılan Barral’ı ziyaret etti.. Yapmayabilirdi.. Ama yaptı.. Ve taraflı tarafsız herkese nasıl bir karakteri olduğunu da gösterdi..

KUYT..

SENİ çok takdir ediyorum Mr.Duracell.. Maçı yaşaman, mücadelen, gücün, hiç ama hiç yılmayışın, ayakta kalışın çok etkileyici.. Gol vuruşların, tekniğin, pas yüzden çok üst düzey değil.. Buna karşın Fenerbahçe’yi bir felsefe getirdin.. Bir anlayış getirdin.. O da profesyonel yaşamın sahaya yansıyış şekli.. Çocuklarımıza örnek gösterebileceğim karakterin ve hırsın için sana da teşekkürler..

Yazarın Tüm Yazıları