Annelerin korkulu rüyası: Ev kazaları

Çocuklar biraz büyüyüp ayaklanınca, çevrelerini keşfetmeye başlarlar.

Bu keÅŸif sırasında da ellerine geçirdikleri her ÅŸeyi ağızlarına götürmeye bayılırlar. Ya da evde üstüne çıkıp yükselebilecekleri her türlü eÅŸyaya tırmanmaya çalışırlar ancak; tüm bu meraklı davranışlar ciddi ev kazalarına neden olabilir.   Â

Çocuğumuz ve kendimiz için en güvenilir olduğunu düşündüğümüz yaşam alanı evlerimiz; çocuklar için birbirinden tehlikeli tuzaklarla çevrili olabilir. Özellikle yeni yeni emeklemeye, yürümeye başlayan çocuklar için tehlike çemberi daha da daralır. Küçük çocuklar evde en fazla düşme, ilaç yutma, soluk borusuna cisim kaçması gibi tehlikelerle karşı karşıya kalırlar. Bunun için ailelerin evde çeşitli güvenlik önlemleri almaları önemlidir.

YaÅŸları büyüdükçe kaza geçirme olasılıkları artan çocukların 6. aylarından itibaren korkuluÄŸu olmayan karyolalarda yatırılması sakıncalıdır. KuruyemiÅŸ ve bozuk para 9. aydan itibaren çocuklardan uzak tutulmalı; 1 yaÅŸ civarındaki çocuklar büyükleri taklit ettikleri için yanlarında ilaç yutulmamalıdır. Küçük çocuk ve bebeklerin en fazla düşme, ilaç içme, yaz aylarında boÄŸulma, kış aylarında yanma ve soluk borularına cisim kaçması gibi tehlikelerle karşı karşıya kaldıkları düşünülürse küçük çocuk olan bir evde her türlü detaya dikkat edilmesi gerekir.  Â

Çocuğunuzun boğazına yabancı cisim kaçmasın

Bebekler ve küçük çocuklar, çok meraklı olurlar. Uykudan arta kalan her anlarını bir keşif yolculuğuna çıkarak değerlendirirler ve bulundukları çevredeki her şeye dokunarak, onları ağızlarına sokarak tanımaya çalışırlar. Bu durumda "Dokunma!", "Ağzına sokma!" gibi tepkilerle çocuğunuzun keşfetme güdüsünü baskı altına almaya çalışmamalısınız. Ancak onun oyuncak seçiminde doğru tercihler yapmalısınız. Çocuğunuza, ayrılabilen kısımları olmayan ve onun yaşına uygun oyuncaklar seçmeye çalışın. Hiçbir zaman 4 yaşın altındaki bir çocuğa pişmemiş havuç, fıstık, sert şeker ve üzüm vermeyin. Emzik kullanmamaya özen gösterin. Eğer kullanıyorsa da küçük parçalara ayrılmayacak kadar güçlü emzikleri tercih edin. Emziğin büyük, sert olmasına ve üzerinde hava delikleri bulunmasına özen gösterin. Emziği hiçbir zaman bir kurdeleye ya da kordona bağlamayın. Bozuk paraları, toplu iğneleri, düğmeleri, pilleri, balonları ve diğer küçük cisimleri çocukların ulaşabileceği yerlerde tutmayın.

Bebek ve küçük çocukların evde karşılaşabileceği tehlikelere karşı alınması gereken önlemler:

1. İlaçlarınızı ambalajlarından çıkardıktan hemen sonra almalı ve tekrar çocuğunuzun ulaşamayacağı bir yere koyun.

2. Çocuğunuz, emekleyerek veya yürüyerek mutfağı, banyoyu karıştırabilir. İlaç, deterjan, kireç çözücü, lavabo açıcı, böcek öldürücü gibi kimyasal maddeleri çocuğunuzun ulaşamayacağı yerlere koyun. 1 yaşından sonra gazın düğmesini çevirebileceği için çocuğunuzu mutfakta yalnız bırakmayın. Yemeğinizi ocağın arka gözlerinde pişirin. Ocağın üstündeki tava, tencere ve çaydanlık gibi malzemelerin saplarının çocuğun ulaşabileceği yönde olmamasına dikkat edin.

3. Pencerelerin önünde çocuğunuzun basıp tırmanmasına yardımcı olacak sehpa, koltuk, kanepe gibi mobilyalar bulundurmayın. Çocuğunuzun balkona yalnız başına çıkmasına kesinlikle izin vermeyin. Balkon demirlerinin başını sokabileceği genişlikte olmamasına dikkat edin ve balkonda da üzerlerine basıp düşebileceği eşyalar bulundurmayın.

4. Çocuğunuzun giysilerinin üzerine, emzik ipi gibi boynunun etrafını dolanıp boğabilecek uzunlukta zincir ve ip benzeri şeyler kesinlikle takmayın. Giysilerinin üzerindeki kopma tehlikesi olan cisimleri hemen onarın.

5. Elektrik prizlerinin mutlaka kapağı olmasına, elektrik kablolarının koltuk arkası ya da halıların altına gizlenmesine özen gösterin. Ütüyü çocuğunuzun bulunduğu yerde yapmayın.

Çocuğum kendini antenli bebek sanıyor!

Emre uzunca süredir bir iki reklama kitlenip kalıyor. İşte markaların çocuklar üzerindeki gerçek etkisi. Kelime kelime ezberlediği reklamı arada bir evde canlandırıyor. Eğer bir şeye kızdıysam ve haklıysam nasıl şımarabilir? Genelde bilirsiniz erkekler suçluyken zeytinyağı gibi davranmayı başarabilir ve yılışarak konuları çözerler. Benim oğlumun bu gibi anlarda uyguladığı iki taktik var. İlki "anneeee güzel annem gel bakalım seni bir öpeyim" şeklinde ki bu yelkenlerimi suya indirebiliyor. Diğeri ise kendini antenleri olan meşhur reklam bebekleri haline sokması.

Parmağını sağ gözünün altına yapıştırıp, kafasını sağa eğip başlıyor "gözüme birşey kaçtı da..." gel de gülme, sıkıysa dur bakalım.

Çocuk sahibi olmadan önce reklamlarda oynatılan, filmlerde dizilerde rol alan çocuklara çok güler bayılırdım sonra bebeğim olunca tamamen bu sektörün karşısına geçtim. Çocukların çocukluklarını yaşamadan bu tip konularda yer almalarına kullanılmaları gibi bakmaya başladım. Çünkü geçmişe baktığınıza çocuk yaşta şöhretle tanışanlar genelde ilerde ciddi sorunlar yaşıyorlardı. Oğlum büyümeye başladıkça dışarda, internet yazılarında kullandığım resimlerde verdiği pozları gören bir sürü ajans veya kişi ulaştı zaman zaman bana... "Düşünür müsünüz?" diye sordular, aradılar hep "Hayır" dedim.

Pazar günü arkadaşlarımızla Bebek Kahve’de kahvaltı yaparken dağıtılan şapkalar sonrası yaşadıklarımızı düşününce bu işe bir çözüm bulmaya karar verdim. Kendi kameramız ile oğluma bir reklam filmi çekeceğim. Çoğaltıp eşe dosta dağıtacağım. "Biz geldikçe aman takın izleyelim" diyeceğim. Kendini antenli sanan oğluma şahane bir hediye vermiş ve bu konudaki takıntısını da çözüme kavuşturmuş olacağım.

Ne kadar doğru bilemiyorum ama ısrarla reklam filmi tekliflerine hayır diyorum.

Pınar ben

Korumacı anne
Yazarın Tüm Yazıları