Cem Boyner’den Vahap Küçük’e; Nevzat Aydın’dan Acun Ilıcalı’ya birbirinden başarılı isimlerle ilham veren röportajlar yaptınız. Tüm bu hikayeleri bir araya getirme fikri nasıl doğdu?
İnsan hikayeleri hayatımızda çok fazla yer tutuyor. Bir kafenin veya restoranın başarılı olduğunu gördük mü hemen hikayeyi paylaşma ihtiyacı hissediyoruz. Bu kitaptaki hikayeler de dilden dile dolaşıyordu. Ancak biz bu hikayelerin hep başarılı kısımlarını gördük. Arkadaki göz yaşlarını, isyanlarını, kızgınlıklarını ve tükenmişliklerini bilmiyorduk. Bunları biraz daha gündeme getirmek istedik. Nasıl başardılar ve zorluklarda neler yaptılar? Günümüzde çalışan ve girişimcilere ilham kaynağı olmasını sağlamak için böyle bir çalışma yaptık.
Kitapta yer alan isimleri belirlerken kriterleriniz neydi? Onların başarı öykülerinde sizi ne motive etti?
Aslında burada kişilerin değil şirketlerin öyküsünü yapmayı tercih ettik. Çünkü en çok gelen olumsuz yorumlardan birisi de “Ali Sabancı, zaten zengin. Nasıl girişimci olsun?” diyorlardı. Ama kimse Pegasus’tan önce 30 tane havayolu şirketinin battığını bilmez. Bugün hala THY ile birlikte en güçlü havayolu şirketinin Pegasus olduğunu görmüyorlar. Yani burada müthiş bir başarı hikayesi var. Tüm havayolu şirketleri batarken birisi çıkıyor ve “Ben bu işi yaparım arkadaş” diyor, hem de “Deli misin sen?” diyenlere inat. İşte kitabın hikayesi de bu. Hem isimler hem de şirketler gerçekten muazzam bir başarı öyküsü yaratıyorlar. Buradaki şirketlerin en önemli özelliği de 2001 krizinde kurulmaları. Krizleri nasıl fırsata çevirebileceklerine yönelik harika hikayeler var.
Kitapta sadece bir girişimci kadına rastladık. Bu, ülkemizde girişimcilik alanında erkeklerin kadınlardan daha fazla alana sahip olduğuyla mı yoksa yazarın özel tercihiyle mi açıklanabilir? Özel bir tercihse bu tercihin sebepleri nelerdir?
Tek kadın olmasını bilerek tercih ettik ki tüm kadınları o isme odaklayalım istedik. En başarılı öyküyü seçtik. Yıkılıp tekrar ayağa kalkabilen bir kadın Gamze Cizreli… Her şeyini kaybettiği gün başlayan bir öyküsü var. Bu kitapta birkaç tane kadın hikayesi olsaydı eminim bu kadar dikkat çekmeyecekti. Bugün zirvede. Hem de bunu tek başına yapmış. Yaşadığı acı olaylar onu zirveye taşımış. Düşünün, bir iş kuruyorsunuz ve eşinizle ortak oluyorsunuz. Günün sonunda bakıyorsunuz ki sadece yüzde 1 hisseniz var. 6 ay boyunca kapanıp tekrar ayaklarınızın üzerinde tekrar zirveye çıkıyorsunuz. Hem de global arenada…
Birçok üniversitenin de gerek seminerler gerekse uygulamalı eğitimler konusunda kayda değer adımlar atmaya başladığı düşünülürse günümüzde üniversite – sektör ilişkisini nasıl yorumluyorsunuz?
Maalesef çok yetersiz. Bugün Türkiye’deki tüm sanayi kuruluşları mühendis ilanları veriyor. Bu mühendisler neden fabrikalarda çalışmak istemiyor, bunları irdelemek lazım. Mezunların çoğu sıfır bilgi ile iş hayatına girmeye çalışıyor. Bu konuda atılması gereken çok adım var. Kitaptaki iş dünyası temsilcileri de bu konuda çok yakınıyor.
Bu kitabın girişimci adayı üniversite öğrencilerine katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu kitap sadece girişimcilere ilham veren hikayelerden oluşmuyor. Aynı zamanda beyaz yakalı çalışanlar için de birçok öneri sunuyor. İş hayatında zirveye çıkmak için neler yapılmalı, başarının sırları gibi birçok konuda aydınlatıcı ve çözüm önerileri bulunuyor. Profesyonel yönetici olmanın sırları da bu kitabın içerisinde…
Röportaj: Özge Yağmur