Öncelikle, pilates eğitmeni olma hikayeniz bazı şeylerden vazgeçerek başlıyor. Mesela kariyeriniz. O süreç nasıl işledi, nasıl pilates eğitmeni oldunuz?
İngiltere’de dört yıl kalıp MBA eğitimi tamamladıktan sonra 2012 yılında İstanbul’a döndüm. Üst düzey yönetici olarak çeşitli beş yıldızlı otellerde çalıştım. Fakat bu süreç boyunca çok yıprandığımı hissettim. Özellikle çalışma hayatımın son aylarında dokuz-beş işlerin bana göre olmadığını, karakterimi baskıladığını ve ruhuma ters geldiğini hissettim. Bazen insan kendini geç tanıyor, Türkiye’deki eğitim sistemi ne yazık ki ruhunuza uygun işler seçmenizi ve yeteneklerinizi fark etmenizi zorlaştırıyor.
İnsanlarla bu düşüncelerimi paylaştığımda çevrelerinde kurumsal iş hayatını bırakıp pilates eğitmenliğine yönelen kişilerin ne kadar memnun olduklarını anlattılar. Bunun üzerine aklımda bir fikir oluştu. Pilates eğitimi alma konusunda kararsızlık yaşarken de bir rüya gördüm. Rüyamda bir tarafta asılı bir ceket diğer tarafta ise spor kıyafetler vardı ve ben spor kıyafetleri alıp giydim. Bu rüyanın bir mesaj olduğunu düşündüm. Eğitimimi tamamlayıp sertifikamı aldıktan sonra başta zorluklar çekeceğimi bilerek de olsa bir pilates stüdyosunda işe başladım.
Bir süre sonra yine birçok risk alarak ve maddi zorluğun altına girerek kendi stüdyomu açtım. Bir ay kadar önce de Cihangir’deki Secret Women Güzellik Merkezi ailesine katıldım. Bugüne gelene kadar ailem başta beni bu konuda pek desteklemedi, özellikle oyuncu olan kardeşim Ali İl. ☺ Bu ne özgüven diyerek, benimle dalga geçti. Ama zaman geçtikçe ailem başarılı olduğumu gördüler ve desteklerini benden esirgemediler. Bu yüzden kararlılık ve istikrar, yaptığınız her işte çok önemli. Ve tabii ki kendine güven.
Şimdi burada, bu işe uzak kişiler için de bir aydınlanma niyetine sormak isteriz; Pilates, Yoga, Aletli Pilates falan derken kafalar bilmeyenler için bir hayli karışık. Bunlar arasındaki ayrım ve sizin yaptığınız işin tam olarak nerede durduğu konusunda bizi aydınlatır mısınız?
Yoga ve pilates yakın gibi görünmesine karşın aslında farklılıkları olan dallardır. Yoganın daha çok ruhani bir kökeni vardır. Meditasyon yönü ile de stres kaynaklı sorunlar için destekleyici bir yöntemdir. Pilates ise kas gelişimi, esneklik ve postür gelişiminde oldukça faydalı bir spor dalıdır. Mat ve reformer pilatesi arasındaki farklılık, matta aletsiz olarak kişi kendi ağırlığını kullanarak egzersiz yaparken reformer ise yaylar ve çeşitli mekanizmalar yardımıyla hareketlere direnç katarak kolaylaştırır. Tabii ağırlıklar arttırılarak daha zorlu çalışmalar da yapılabilir.
Pilates sanki kadınlara daha yakın bir disiplinmiş gibi bir izlenim var. Öncelikle sizce neden böyle algılanıyor ve gerçekten de öyle mi?
Maalesef böyle bir algı var. Benim de üyelerimin çoğu kadınlar. Ama aslında erkeklere de aynı derecede hatta daha fazla faydası olabilecek bir dal. Özellikle erkekler ağır sporlar yaparken kasları daha çok kısalıyor ve postürleri bozuluyor veya sakatlanmalar olabiliyor. Bu tarz sorunları önlemek için pilates önemli bir destekleyicidir.
PİLATESTEN ÖNCESİ, “MODERN KÖLELİK”
Pilates sizin hayatınızda neleri değiştirdi? Öncesi ve sonrası açısından değerlendirecek olursanız…
Daha önceki çalışma hayatım sorumluluklar ve mecburiyetlerden ibaret olduğundan çok stresliydi. Son dönemlerin klasik tanımı “modern kölelik hayatı” gibi yani. ☺ Ama şimdi üyelerimi arkadaş gibi gördüğümden hem onlarla güzel vakit geçiriyor hem de onların vücut sağlığına ve görüntüsüne katkıda bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Bu da günlük hayatıma huzur ve denge olarak geri dönüyor.
Birçok insanın hele hele öğrencilerin pilates dersi almak, özel hocayla çalışmak gibi imkanları olmuyor. Onlara ne önerirsiniz?
Tavsiyem pilates stüdyolarının indirimli kampanyalarını takip etmeleri. Kısa vade de olsa en azından bu sporla tanışmak için bir başlangıç yapmış olurlar. Buradan öğrendikleri bazı teknik ve hareketleri evde de tekrar edebilirler.