Denizatları

2dk okuma

95. sayımızın İlişki Durumu sayfasında, denizler altından eylüle bir sesleniş var.

Haberin Devamı

Kışın ayazından henüz çıkmış düşlerimle denize doğru koşarken kuma batan kırık midye kabuğunun ayağımdaki acısıyla savruldum. Deniz orada öylece güzel vururken kıyıya, topuğuma batan parçayı çıkarmaya çalışıyordum. Uğraştıkça kanadım, kanadıkça öfkelendim. Her çağıran dalgaya yalın ayak koşan bu aklıma sövdüm.

 

Sonra çok acelesi varmış gibi bir anda geldi eylül.

Bana değil belki ama umarım size hoş gelmiştir.

Ben bildiğim tüm kelimeleri unuttuğum ağustos sıcağında, bir süre daha kalacağım müsaadenizle.

 

Hem çok üşürsek sarılırız birbirimize?

Ve sarılırsak her şey geçer…

 

ÖP GÜNEŞ YÜZÜNDEN EYLÜLÜ

Bu yaz çok açıkta kaldık.

Kış ağır geçmişti.

Soğuktuk hala birbirimize ve bir anda sarılmayı öneriyordu uzmanlar.

Birinin hatırası üzerinde oturuyor gibi tedirgin hallerimizle, ilk güneşi kim atacak diye bekliyorduk.

Aşktan da utanıyorduk artık.

Haberin Devamı

Koca bir mevsimi heba etmiştik gözünün önünde.

Güneşi ilk gören işaret fişeğini vermeliydi bu yaz.

Belki bir şarkıyla, belki yol üstündeki molada yerinde…

Yaz dediğin zaten kaşla göz arasında.

Bitmeden çok sevmeliydik birbirimizi.

 

Ah! Hep bu telaşlar mahvetti bizi, bir de beachlerde çalan gözaltı şarkılar.

 

 

DÖN’ÜŞ YOLU

Kimimiz çok, kimimiz az yanmış tenimizle karşıladık eylülü.

Sahi, nasıl geçti bu yaz tatiliniz?

İtiraf etmem gerekirse benim umduğumdan daha çok yol yaptığım bir yaz oldu.

Ve ilk defa bu kıştan medet umuyorum.

Dilerim sizin muhtaç olacağınız mevsim olmaz.

 

Tatile gidiş yolundaki storyler bol neşeli ve yaz kokulu şarkılarla geçerken, dönüş yolu hikayeleri hüzünlüdür hep. Dönmek için çıktığımız yollardan ayrılamamak tuhaf değil mi? Tilki ve kürkçü dükkanı hikayesini biliriz bilmesine de, tilkiye mi kızalım kürkçüye mi bilemiyorum. Bir hayali daha gerçek kılmak için çıktığınız yollardan aynı heyecanla dönmüş olmanızı diliyorum. Keza benimki aynı hayale bir hayal daha ekleyerek omuzlarıma yük oldu.

 

Hadi gelin, ay isimlerini de, mevsimleri de rahat bırakalım bu kış.

Güzel eylül diye diye, ekimin ahını almayalım!

 

BELKİ BİR GÜN BALIĞA ÇIKARIZ SİZİNLE…

Kim dönmek ister ki yazdan?

Bitmeyen tatiller umuyoruz hayattan ve batmayan hayaller.

Haberin Devamı

Dönmeyi hiç istemediğim ama hep yarasına vurgun olduğum şehrime sığındım ben de. İstanbul…

İnsan doğduğu şehre mi benzer yaşadığı şehre mi? Ne dersiniz? Siz hangi şehirsiniz mesela?

En batısından en doğusuna kadar İstanbul’um ben.

Güneşin doğusundan, ayın batışına kadar…

Paris de güzeldir bu mevsimde ama Paris’e hiç gitmedim ben.

 

Hayalini kurduğunuz bir şehir vardır illaki.

Ben bir tatilimi mutlaka Paris’le taçlandırmayı planlıyorum.

Belki gidilir, belki gidilmez ama hadi haritadan bir şehir seçelim.

Haberin Devamı

Gelecek yaza umudumuz da bu olsun.

 

Çok gezin, çok yol yapın.

Daha önce hiç bilmediğiniz mahallelerde, yeni insanlarla dibine vururken sohbetin, ne çok yaşadığınızı göreceksiniz. Aslında anlatacak ne çok anınız olduğunu.

Şehirler elimizden alıyor bu derinliği.

Şehirdeki hikayelerimiz Instagram hesaplarımıza hapsoluyor.

 

Kafayı kumdan çıkardığımız, ellerimizin hiç üşümediği –ki bir kış boyunca söyledim, üşür benim ellerim- hikayelerimizi bir ekrana değil, kahvemizin yanına söylediğimiz, birbirimizi ıskalamadığımız nice kışlar diliyorum hepimize.

 

Kırıklarımıza batıp kalmadan, yaralarımıza iç çekmeden mücadeleye devam.

Haberin Devamı

 

Bu yaz elinde aşkla dönenlere de selam olsun, onlar bizim yarından umudumuz.

Ölmez sağ kalırsak belki bir gün balığa da çıkarız birlikte.

 

Siz hep hoş geldiniz.

 

Merhaba Eylül.

 

Yazan: Tuğba Badal

Haberle ilgili daha fazlası: