Freelance (serbest çalışma) dünyasına yeni atıldıysan ve acemiysen işi sen kovalıyorsun. Sırf bu amaçlı internet siteleri var, oralarda profil açıyorsun, eşe dosta kulaktan kulağa yayıyorsun. Daha sonraları belli bir kemik kitlen oluyor. Bir yerden sonra sen işleri elemeye, seçmeye başlıyorsun. İlk önce karşı taraftan işle ilgili bilgi geliyor. Ona göre bütçe söyleniyor karşı tarafa. Bir şekilde parada anlaşıldıktan sonra teslim tarihi belirleniyor. Şimdiye kadar hiç sözleşme yapmadım. Şirketlerin ve kişilerin freelance çalışan aramasının amacı zaten bu tür prosedürlerden kaçış. Genelde sözlü ve karşılıklı güvenle ilerlenir. Eğer hiç tanımadığın, yeri yurdu belli olmayan, güven vermeyen, kafada soru işareti bırakan kişi veya ajanssa önce para istenir (en azından yarısı). Ardından işe başlanır. En büyük sorun maddiyat. Hiç kimse teklif ettiği ücreti söz verdiği zamanında vermez. Defalarca telefonda konuşursun, e-posta atarsın. Sürekli ‘şu aralar işler kesat, işten çıkarmalar var şimdilik şu kadar paslıyorum hesabına’ gibi cümleler gelir karşıdan. Alman gereken ücrete ulaşana kadar bu görüşmeleri 4-5 kere yaparsın. Böyle işler yapılırken hukuki anlamda alınacak en önemli önlem sözleşme, paranın veriliş tarihini garantileyecek belgeler vs. Ama bu şekilde freelance iş bulmak çok zor tabii.” Bunları anlatan 27 yaşındaki freelancer (serbest çalışan) Tezer Aktay. 3-4 yıldır reklam sektöründe grafik tasarımcı olarak çalışıyor ayrıca dışarıya freelance olarak da işler yapıyor.
Yazılı bir sözleşme olmalıFreelance çalışanlar hali hazırda bir işleri varken de ek iş yapabiliyor veya tamamen bu şekilde para kazanmaya çalışabiliyor. Fotoğrafçılık, yazarlık, iletişim danışmanlığı, çeviri-tercümanlık, bilgi teknolojileri, yazılım gibi çeşitli alanlarda freelance çalışmak mümkün. Fakat geçimi bu şekilde sağlamak biraz zor. Düzenli olarak bir yerle anlaşma yapılmamışsa veya bir şirketin işleri rutin olarak üstlenilmemişse gelir de tehlikeye giriyor. Bir ay ele para geçerken daha sonra aylarca iş yapılamadığı da oluyor.
Freelance olarak çalışanlar, isimleri duyulana kadar çevreleri sayesinde iş yapıyor. Daha çok kulaktan kulağa adlarını duyurarak portfolyo oluşturmaya çalışıyorlar. Veya bu şekilde çalışanların bir araya geldiği internet siteleri var. Freelance çalıştırmak isteyenler projelerini, istedikleri şeyleri bu sitelerde paylaşıyor ve freelancer’lardan teklif bekliyor. Bu aşamada da birbirleriyle yarışıyorlar. Kim işi daha kısa sürede, daha kaliteli ve daha ucuza yapabiliyorsa iş onun oluyor.
Freelancarlar şirket çalışanı olmadığı için
yemek, yol, sigorta primi gibi ödemeler almıyorlar. Bu nedenle de şirketlerin tercih ettiği bir çalışma sistemi. Fakat bu sistem freelance çalışanlar açısından dezavantaj olabiliyor. Bunun en büyük nedeni de ortada bir sözleşme, anlaşma vs olmadığı için ödemelerde sorun yaşanması. Şirketler açısından bakıldığında ise freelancerların kurumsal yapısı olmadığı için referanslarına ulaşmak ve kontrol etmek oldukça zor olabilir. Tüm iletişim bilgilerine sahip olup, işin gerektirdiği her durumda ulaşılabilir olduğunu teyit etmek ve işi zamanında yapan, güvenilir bir çalışan bulabilmek de önemli.
Ücret riskli bir konuFreelance işte ücret kararlaştırılması ve ücretin ödenmesinin her iki taraf için de genellikle riskli bir konu olduğunu belirten avukat Gül Banu Kırtok, işin yapılacağı süre ve şartlara göre değişken ücret talepleri olacağından bahsediyor: “Genellikle ücretin bir kısmının, işin başında avans şeklinde verilmesi, geri kalanının taksitlendirilmesi ya da işin sonunda ödenmesi şeklinde anlaşmalar yapılır. Ve çok büyük hacimli bir işten bahsetmiyorsak, taraflar arasında genellikle yazılı bir sözleşme yapılmaz. Bu da her iki taraf için hukuki risk oluşturur ve hukuki ihtilafların çözümsüz kalmasına sebep olabilir. Örneğin, kimi zaman avans ödenmesine rağmen, freelancer söz verdiği tarihte işe başlamaz, kimi zaman da işe başlamasına rağmen, avans veya söz verilen ücretler, işveren tarafından ödenmez. Her iki durumda da taraflar arasında yazılı bir sözleşme yoksa, genellikle çözümlenemeyen, işin askıda kalmasına, gecikmesine ya da hiç yapılmamasına neden olan durumlarla karşılaşılabilir. Freelancerın yazılı bir sözleşmesi olmadan işi doğru ve zamanında teslim ettiğinin ispatı, işveren tarafından bu teslimin kabul edilip, ücretinin sağlanması şartlarının gerçekleştiği vb konuların ispatı oldukça zor olabilir. Ya da işverenin freelancera ödediği avans veya ücret karşılığında yapılması gereken işin doğru ve eksiksiz yapılmaması ve hatta bazen hiç yapılmaması gibi durumlar da sıkça karşılaşılan problemlerdir. Taraflar arasında, genellikle yazılı bir sözleşmenin olmaması, ya işin ve ödemenin vergilendirilmesinden kaçınmak ya da freelancerın kayıtlı, resmi bir çalışan olmaması gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Bu durum da, ortaya çıkacak ihtilafların, tarafların kendi arasında yargıya, mahkemelere taşınmadan çözülmeye çalışılmasına neden olur. Bu aşamada genellikle işverenin hukuki danışmanı olan avukat devreye girip, müvekkilinin isteğine göre freelancerı ya iş tamamlamaya ya da aldığı avansı iade etmeye davet eder. Ya da işi yaptığı halde söz verilen ücreti alamayan freelancerın avukatı, işvereni ücreti ödemeye davet eder. Ancak bu iletişimler genellikle mahkeme yerine telefon ve e-posta yoluyla gerçekleşir. Zira hiçbir yazılı sözleşmeye dayanmayan bu tür akitlerin mahkemede ispatı oldukça zordur. Ender de olsa bazen alacak davası, tazminat davası vb davaların açılması, icra takiplerinin yapılması ile de çözüm sağlanır. ”
Kayıtlı çalışılmalıBu soruna çözüm olarak freelance iş yapan kişi ve kurumların, kayıtlı çalışmasının sağlanması, buna karşılık da işverenin yaptırdığı işle ilgili tüm yasal ve vergisel yükümlülüklerini yerine getirmeyi göze alması, böylece, yapılacak işle ilgili, yazılı ve ihtilaflara çözüm sağlayıcı akitler yapılarak işe başlanması gerektiğini belirten Kırtok, bir müvekkiliyle ilgili yaşananları anlatıyor: “Bir müvekkilim, bir yazılım işi ile ilgili anlaştığı freelancera tüm ödemeyi yapmış ancak işin dörtte birini bile teslim alamamıştı. Hatta freelancera iletişim bilgilerinden ulaşmak dahi mümkün olmamıştı. Daha sonra müvekkilim bu şahsın evine giderek kendisine ulaşmış ve kendisi için çok önemli olan o işin bitilmesi için, iş süresince freelancerı kendi şirketinde sigortalı olarak istihdam etmek durumunda kalmıştı, hatta, o dönem eşinden yeni ayrılmış ve evsiz kalmış olan freelancerın verimli çalışmasını sağlamak için, barınacağı yeri bile temin etmişti.”
Freelancer tarafından bakıldığında da benzer sorunlarla sık karşılaşılıyor. Yazılım alanında çalışan T.L., işini vaktinde tamamlayıp teslim etmesine rağmen parasını alamadığını anlatıyor: “Benden istediklerini yaparken sürekli konuştuk, gerekli düzeltmeleri veya geliştirmeleri onların istediği şekilde yaptım. İş bitti, bir daha kendilerinden ses çıkmadı. Haftalar sonra işi beğenmediklerini söyleyerek ödeme yapmayacaklarını belirttiler. Oysa her şey onların gözetiminde ve istedikleri şekilde yapılmıştı. Hoşlarına gitmeyen şeyi söyleselerdi değiştirebilirdim. Onlarla bir sözleşme yapmadım, açıkçası böyle bir taleple gitmeyi de düşünmedim çünkü genelde yanaşmıyorlar. Sözleşme talep eden olursa ondan vazgeçip sözleşmesiz çalışabilecekleri birilerini arıyorlar.”
Şirketi araştırınFreelancerın herhangi bir şirketle çalışmaya başlamadan önce o şirketle daha önce iş yapmış freelancerları bulmalarını öneren avukat Gizem Gerçek, işveren hakkında güvenilir olup olmadığına dair bir araştırma yapılması hatta mümkünse ortak bir platform oluşturup aralarında bilgi akışı sağlamaları gerektiğini söylüyor: “Freelancer ile işveren şirket ya da şahıslar arasında eğer işin yapılması konusunda anlaştılar ise yazılı olmayan güvene dayalı bir istisna akti yapılmış olur. İstisna akitlerinde herhangi bir yazılı sözleşme olmasına gerek yoktur ancak olası uyuşmazlıklarda konu yargıya intikal ettiğinde yazılı sözleşme yapılması freelancerları hukuki anlamda koruyacak ve alacağını tahsil etmesi bakımından kesin delil oluşturacaktır. Serbest çalışanlar sözleşme yapmalı ve kendilerini bu şekilde korumaya almalıdırlar.”
NELER YAPILABİLİR?İletişim ve pazarlama iletişimi danışmanı olarak çalışan Kozan Demircan da uzun yıllardır freelance işler yapıyor. Türkiye’de bu tarz çalışmanın organize olmadığını belirten Demircan, freelancerların da ödemelerini 45 gün içinde aldıklarını, bunun da ellerine taksit taksit geçtiğini anlatıyor ve yapılabilecek şeyleri sıralıyor:
- Türkiye’de bu işi düzgün yapan aracı organizatörlerin olması lazım. Mesela çeviri işleri üzerine bir ajans olacak. Freelance çalışan çevirmenleri bünyesinde bulunduracak ve böyle çalışan arayanlara yönlendirme yapacak. Birlikte çalışacağı freelancerları ve kurumları iyi seçecek. İşini iyi ve vaktinde yapanlarla çalışacak. Freelancera parasını vermeyen veya geciktiren şirketle de çalışmayı bırakacak. Böylece iki taraf da mağdur olmayacak.
- İki tarafın da haklarının savunulması gerekiyor. Türkiye’de alacak verecek işlerinin sözleşmeye bağlanması lazım. Freelance çalışanların da bu sistemle çalıştığını denetleyecek bir mekanizma olması önemli.
- Bu tip alacak verecek işlerinde mahkemelerin hızlandırılması gerekli. Ayrıca her durumun mahkemeye taşınmasına gerek olmayabilir. Bazı durumlarda avukatlar bir araya gelerek anlaşabilir. Anlaşma yapılabilecek bir hakemler kurulu mekanizması olması gerekiyor.
- İlgili sektörlerde dernekler kurulabilir. Bu derneklerden meslekle ilgili yeterlilik sertifikası alınabilir.
- Bir şirketle çalışmaya başlamadan düzenli ödeme alıp alamayacaklarını bilsinler. Size 1.000 lira para teklif ediliyorsa, 6 ay geç ödeniyorsa, bunu da 5 taksitle veriyorlarsa ki böyle olmuştur, bu parayı kazanmadınız sayın.
BİR ARAYA GELMELİLERAvukat Gizem Gerçek, freelance olarak çalışanların bir araya gelmeleri, platformlar kurmaları gerektiğini düşünüyor: “Bu tarz iş yapanlar bir araya gelip birbirbirlerini tanıyacak platformlar oluşturmalı, olası anlaşmazlıklarda işverene karşı birbirlerini koruyacak şekilde hareket etmelidirler. Freelancerların en çok karşılaştıkları sorun, yaptıkları işin karşılığında ücret alamamaları yahut ücretlerini geç almaları ya da ücretin bir kısmını tahsil etmeleri ve bakiye alacakları kalmasıdır. Böyle durumlarda freelancerlara önerebileceğimiz tek yol ücretlerini tahsil edebilmeleri için icra takibi başlatmalarıdır. Ellerinde yazılı bir sözleşme yoksa tek yapabilecekleri yol budur. Eğer yazılı bir sözleşme var ise sözleşmeye dayalı alacak davası açmalıdırlar. Davalı işveren ya da şahıs itirazın iptali davası açsa dahi freelancerin elinde iş aktini ispat edebilecek herhangi bir e-posta, belge yahut yaptığı iş karşılığı kestiği makbuz bile mahkemeye delil olarak sunulacak ve davasını bu şekilde ispat edebilecektir.”