Şeflerin konu olduğu pek çok filmde mutfaktaki hayat aşırı stresli gösteriliyor. Aşçıların hayatı gerçekten de zor mu?
Gerçekten de çok stresli. Hatta belki orada gösterilenden daha bile fazla. Sinirden ağladığın zamanlar oluyor. Lüks bir restoranda, bir şef müşterilerin karşısında her zaman güler yüzlü ve sempatik olmak zorunda. Ama mutfakta durum çok farklı. Çok disiplinli olmak zorundasınız. Her bir tabak yemek için çok ciddi bir emek var. Hata kesinlikle kabul edilemez. Bazı gergin anlarda şef sinirden o kadar emek verip hazırladığınız tabağı fırlatıp atabilir. Üstelik bunu temizlemek de yine sizin görevinizdir. Eğer 6 farklı kişiye 6 farklı yemek sunuyorsanız ve bunlardan birinde bile hata varsa, diğerleri de müşteriye servis edilemez. Çünkü doğru zamanlama çok önemlidir ve bir tabak yeniden hazırlanırken diğer tabaklardaki yemekler soğur. İyi bir şef olmak için disiplin, zamanlama ve mükemmeliyetçi olmak gerekir.
Peki, bu kadar zor olan bir meslekte neden ısrar ettiniz?
Evet, çok stresli ama ben hayatımı bu şekilde çok seviyorum. Bugün bana “Git üç ay tatil yap” deseler kabul etmem. Ben yemek yapmayı hiçbir zaman bir iş olarak görmedim. Mutfak, benim hayatımın bir parçası. Bana göre şef olmak, bir işten çok daha fazlası. Bu nedenle günde 15-16 saat de çalışsan hiçbir zaman bundan şikâyet etmiyorsun. Bu meslekte beni en çok sevindiren de müşterilerden gelen övgüler oluyor. Bir müşteri beni yanına çağırıp yaptığım yemeğin lezzetini övdüğünde inanılmaz mutlu oluyorum.
Şeflerin çok iyi maaş aldıklarından bahsediliyor?
Yurtdışında çalışan şefler, kendi ülkelerindeki şeflere göre her zaman daha iyi kazanır. Özellikle, Dubai, Katar gibi bazı Orta Doğu ülkelerinde şeflerin maaşı 7.000-8.000 Euro civarında olabiliyor. Michelin yıldızlı restoranlarda ise şef, yardımcısı ve birkaç kişi dışında kimseye ücret ödenmez. Örneğin, mutfakta 40 kişi çalışıyorsa 10 kişiye maaş ödenir. Diğerleri stajyer gibi düşünülür. Sadece kalacakları yer ve yemek ihtiyacı karşılanır. Zaten şef olmayı hedefleyen bir kişi için Michelin yıldızına sahip bir restoranda çalışmak bile çok büyük bir şanstır. Bazı aşçılar, şef pozisyonunda olsalar bile, sırf bu deneyimi yaşayabilmek için Michelin yıldızlı bir restoranda daha düşük bir pozisyonda bir süreliğine çalışmayı kabul ederler. Çünkü, bu deneyimden sonra mutlaka başka bir yerden çok büyük bir fırsat gelir. Yani, ilk başta kariyerinizde bir düşüş gibi gözükse de bu deneyim aslında sizi daha yükseğe zıplatır ve çok iyi para kazanmaya başlarsınız.
Evlerde yemek konusunda kadınlar ön plandadır. Ancak, profesyonel alanda şeflerin çoğu erkek. Bunun sebebi nedir?
Bana göre bunun asıl sebebi fiziki koşulların zorluğu. Günde 15-16 saat çalışmak, bu kadar saat mutfakta ayakta durup aç kalmak kolay bir şey değil ve sanırım erkekler buna daha dayanaklı. Yani, burada ayrımcılık söz konusu değil. Ayrıca, aşçılık kariyerimde bana her şeyi öğreten ve bugünlere gelmemi sağlayan kişi olan şef Mey Hoffman da bir kadındı.
Kariyerini mutfakta sürdürmek isteyen gençlere ne önerirsiniz?
Öncelikle tutkulularının peşinden gitmelerini ve mümkünse bunu farklı ülkelerde sürdürmelerini öneririm. Ama en önemlisi, televizyonlardaki yemek programlarından uzak dursunlar. Çünkü bu işin arkasında orada gördükleri bir tabak yemekten çok daha fazlası var. Televizyondakiler ise dekorasyondan ibaret. Tabağı süslemeyi öğrenmeden önce yemek yapmayı öğrenmeliler. Bunu da adım adım gelişerek yapabilirler.