Bir ülkede meslek hastalıklarının beklenen görülme sıklığı konusunda birkaç parametre vardır. Bunlardan ILO ve WHO’nun da kabul ettiği parametreye göre, bir ülkede çalışma ortamlarının durumuna bağlı olmak üzere her bin kişiden en az 4, en çok 12 kişide meslek hastalığı/işle ilgili hastalık görülmesi beklenir. Türkiye’de en az 25 milyon çalışan olduğunu düşünülürse beklenen meslek hastalığı sayısı en az 100 bin, en çok 300 bin küsur. Yani en iyi bir beklentiyle bile ülkemizde kayıt altına alınması gereken meslek hastalığı sayısının 100 binden az olmaması gerekir.
Prof. Dr. İbrahim Akkurt, “Oysa ülkemizde ‘gerçekte meslek hastalığı olmayan’ ancak ulusal ve uluslararası alana SGK tarafından meslek hastalığı diye bildirilen yıllık rakamlar 500’ün altına bile indirilmiştir. Meslek hastalıkları rakamları SGK’nın iş kazaları ve meslek hastalıkları sigortacılık kolunun “sigortacılık yönünden maluliyet-tazminat işlemleri bitmiş” rakamlardır. Yani gerçek meslek hastalıkları değildir. Benim önerdiğim şu anda birçok ülkede uygulamaya sokulan, 1930’dan beri Sağlık Bakanlığına Umumi Hıfzısıhha Kanunu ile verilmiş olan “meslek hastalıkları istatistikleri yani kayıt ve bildirim sisteminin” uygulamaya sokulmasıdır” diyor.
Bu nedenle change.org’da bir imza kampanyası başlatan Prof. Dr. İbrahim Akkurt, “Amaç Sağlık Bakanlığı’nın görevini yapmasına davet edici bir yasal düzenlemenin sağlanmasıdır. Çünkü 1930’dan beri Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluk ve görevi olmasına rağmen bugüne kadar bakanlık bundan hep kaçtı ve mevzuatımız hep SGK’yı bu konuda yükümlü kıldı. En son 2012 haziranında çıkarılmış olan ve büyük bir yenilik olarak topluma pazarlanan İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu ile bu durum daha da bir karmaşaya sokuldu. Meslek hastalıkları bir süreçtir, görünür kılınmaları bir süreçtir ve bir sistem gerektirir” diyor.