Kıdem tartışması

3dk okuma

Son aylarda çalışma dünyasının en çok tartıştığı konu kıdem tazminatlarının fona devredilmesi. Her ne kadar henüz taraflarla paylaşılmış bir tasarı olmasa da Çalışma Bakanlığı kıdem tazminatı fonunun detayları hakkında kamuoyuna bilgi vermeye devam ediyor. Açıklanan bilgiler ışığında çalışanlar işten çıkarıldıklarında kıdemlerini alamamaktan, işverenler ise prim yükünden ve çalışan bağlılığının kalmayacak olmasından endişeli.

Haberin Devamı

Mevcut sistemde bir işçi işten çıkarıldığında, askere gittiğinde veya evlendiğinde kıdem tazminatını alıp işten ayrılabiliyordu. Kendi isteğiyle ayrılanlar ise kıdemlerini alamıyordu. Fakat kurulması planlanan kıdem tazminatı fonuyla, işveren her ay fona ödeme yapacak ve çalışan istifa etse dahi bu parayı emekli olduğunda fondan alabilecek. Kıdem tazminatı fonu yeni işe giren herkesi kapsayacak.Mevcut çalışanlara ise alternatif sunulacak, mevcut çalışanlar isterlerse eski sistemde kalacak isterlerse işverenle anlaşıp fona geçebilecekler.

Her ne kadar ortada bir yasa taslağı olmasa da Çalışma Bakanlığı kıdem tazminatı fonuna yönelik detayları açıklamaya devam ediyor. Çalışma Bakanlığı’nın son açıklamalarına göre oluşturulacak kıdem tazminatı fonuyla ilgili son bilinenler şöyle: 

- İşçinin kıdem alabilmesi için istifasını haklı bir nedene dayandırması zorunlu olmayacak.

- Bir şirket iflas ettiğinde çalışanın kıdem hakkı yanmayacak. Birikimleri devlet güvencesinde olduğu için şirket batsa da kıdem hakkı korunacak. 

- İşten ayrılma durumunda aynı hesap üzerinden kıdem sürecek. Her ayın sonunda hesabın hangi noktada olduğu, neması izlenecek. 

- Bireysel kıdem tazminatı hesabına primi düzenli yatırmayan işverene vergi desteği başta olmak üzere teşvik kapıları kapanacak. Kıdem tazminatı sisteminde fona yatırılacak prim oranı yüzde 8.33. Bir yıla karşılık 30 günlük ücret aynen korunacak.

ÇALIŞANLARIN KIDEM ALAMAMA ENDİŞESİ
Önümüzdeki günlerde taslağın oluşturulup işçi-işveren sendikalarına sunulması bekleniyor. Mevcut tabloda çalışanların en büyük korkusu kıdem tazminatlarını alamamak. Bazı çalışanlar kıdemini alabilmek için yöneticisinden kendisini işten çıkarıp geri almasını bile isteyebiliyor. Her ne kadar Bakanın açıklamalarında “mevcut çalışanlar isterlerse aynen devam edebilecek, yeni işe giren herkesi kapsayacak” dense de çalışan kesim endişeli. Bir diğer endişe de hak kaybı olup olmayacağı, yani çalışan fona geçtiğinde ve emekli olduğunda ne kadar alacak, nasıl hesaplanacak?İK’cıların endişesi ise çalışan bağlığının ortadan kalkması. Mevcut sistemde sadece işten ayrılanlar kıdem alabiliyordu. Pek çok çalışan kıdemi olduğu için şirketinde çalışmaya devam ediyordu. Yeni sistemde ise tüm çalışanlar için fona ödeme yapılacağından ve çalışan istifa da etse emekliliğinde bu parayı alabileceğinden iş değiştirmesi çok kolay olacak. 50 TL, 100 TL daha fazla maaş veren şirkete geçebilecek. Bu durumda ciddi bir personel sirkülasyonu olacak. Bu durum maaşları artırır diyenler de var, şirketler personeli elde tutmak için çalışma şartlarını düzeltecek diyenler de.

Çalışanı bağlamak için ücretler artabilir
İş hukuku danışmanı Av. Hasan Erdem:
“Mevcut durum itibariyle, öncelikle çalışanın işyerinde 1 yıllık hizmet süresini doldurması ve kıdem tazminatına hak kazanılacak şekilde, -emeklilik, ölüm, askerlik, kadın işçi için evlilik, işçinin haklı sebeple, işverenin haklı sebep olmaksızın- gibi sebeplerle iş sözleşmesinin feshi koşullarının gerçekleşmesi halinde kıdem tazminatı hakkı doğmaktadır.
Yeni sistemde ise, feshin içeriğinin emeklilik, ölüm, askerlik, kadın işçi için evlilik gibi gerekçeler ile sınırlanması ve en az fona 5-10 yıl gibi sürelerle prim ödeme şartının öngörüldüğü anlaşılıyor.

Fonun kurulması halinde işveren açısından her ay giydirilmiş ücretin yüzde 8.3 oranında ilave bir tutarın peşinen ödenmesi maddi külfet yaratacak. Kıdem tazminatı aynı zamanda çalışanın işyerine bağlılığını sağlayan bir unsur olduğundan, işten ayrılmaların daha kolay olması da endişe yaratıyor. Farklı ücret, farklı çalışma koşulları gerekçeleri ile çalışanların bir işyerinden diğer işyerine transferleri artacaktır. Çalışanın sürekli iş değiştirilmesini engelleme amacına yönelik olarak işverenin çalışma koşullarını düzeltmesi gerekecektir. Özellikle fonun yürürlüğe girdiği ilk dönemde kıdem tazminatı için fon kesintisi yapılan çalışanlar açısından, işyerine bağlılığı sağlayabilmek için ücret artışları da söz konusu da olabilecektir.” 

KIDEM TAZMİNATI İŞÇİNİN 13. AY ÜCRETİDİR
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu:
“Kıdem tazminatı 42 yıllık bir tartışma. 1975 yılından bu yana Türkiye’de kıdem tazminatı fona devredilmek isteniyor. Şu ana kadar elimize Bakanlık tarafından ulaştırılmış bir yasa tasarısı yok. Kıdem tazminatı, işçi ve işveren arasındaki bir konu. İşçi ve işveren arasındaki iş ilişkisinin sona ermesi durumunda ortaya çıkan bir durumdur. Kıdem tazminatı tanım olarak “işçinin ödenmesi sonraya bırakılmış ücretinin bir parçasıdır, işçi bir yıl boyunca çalışır ve ücretinin bir kısmını bir güvence olarak işverende bekletir. Yani bir çeşit 13. ay ücretidir aslında işçinin. Doğrudan işverenin sorumluluğundadır, işçinin başına bir şey gelirse, işten çıkarılırsa güvence olarak işverende beklettiği ücretinin ödenmemiş bölümüdür. Dolayısıyla bütünüyle işverenin sorumluluğundadır. O nedenle kıdem tazminatının fona devredilmesi durumunda kıdem tazminatı olmaktan çıkacaktır.

Hükümet, Çalışma Bakanı kıdem tazminatı fonuna gerekçe olarak “İşçiler kıdem tazminatı alamıyor” diyor ama işçilerin yüzde 80’inin kıdem alamama sebebi kayıt dışı çalıştırma, taşeron çalıştırma… OECD raporuna göre Türkiye’deki istihdamın yüzde 28’i 12 aydan daha az süreli istihdam. Tüm işçilerin kıdem tazminatı almasının yolu kıdem tazminatını kaldırmak değil, mevcut kıdem tazminatı sistemimizi daha da güçlendirmekten geçiyor.

Fona devredildiğinde alacağınız kıdem miktarı düşecek, şimdi her yıl için 30 gün brüt ücret hesaplanıyor, artı ikramiyeler, çocuk parası, yol parası, tüm giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanıyor. Fona devredildiğinde böyle olmayacak. En iyi ihtimal en az yüzde 35-40’lık bir düşüş olacak.”

Haberin Devamı

KIDEMLİ ÇALIŞANI TUTMAK ZORLAŞACAK
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Erdem Özdemir: “Kıdem tazminatı, tam anlamıyla bize özgü bir model. Batı Avrupa ülkelerinde bu çaplı bir tazminat söz konusu değil. Dolayısıyla, kıdem tazminatının işverenler bakımından maliyetinin yüksekliği bağlamındaki değerlendirmelerde haklılık payı var. Ancak, Batı Avrupa ülkelerinde ücretler ve işsizlik sigortası ödemeleri de bizimle kıyaslanabilir değil. Bizdeyse, kıdem tazminatı işini kaybeden çalışan için de önemli bir kaynak oluşturuyor.

Yine kıdem tazminatı istifa durumunda ödenmiyor. Bu da kıdemli ve tecrübeli çalışanı işyerinde tutmak bakımından kıdem tazminatına önemli bir işlev sağlıyor. Yani kıdemi salt emeklilik durumunda ödenen bir tazminat şeklinde düşünürsek, işyerinde kıdemli işçiyi tutmak da zorlaşacak. Buna karşılık, basında yer alan haberlerde, şu anki çalışmada öngörülen sistemde kıdemin emeklilik durumunda ödenmesi ve istifa eden işçinin kıdem tazminatının çalıştığı dönem bakımından ortadan kalkmaması bir avantaj şeklinde ifade ediliyor.

Yine basında yer alan haberlere göre 1 yıl için ödenecek 30 günden geri adım atılmayacağı ifade ediliyor. Bu durumda ise işveren bakımından yüksek bir prim maliyeti çıkacaktır. İşverenler istifa eden ve kendi ayrılan işçiler bakımından kıdem tazminatı maliyeti bugün yaşamıyor. Bu maliyetin de işverenlere yüklenmesi, kıdem tazminatının fona bağlanması konusundaki temel amaçtan uzaklaşma anlamına gelecek."

KIDEM TAZMİNATI İŞÇİNİN SON DAYANAĞI
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay:
“Kıdem tazminatı bizim iş güvenliğimiz. Fonlarla ilgili başımıza gelenler ortada, fonu konuşmamak lazım, başka bir şey düşünmek lazım. Kıdemde bulunduğumuz noktadan geriye gitmek istemiyoruz. Yeni işe gireceklerle ilgili hiç bir olumsuz şeyin altına imza atmam. Ben 4 senedir şunu ifade ediyorum, kıdem tazminatı işçinin son dayanağı, herkesi ilgilendiriyor. Biz 30 gün muhafaza edilsin, 8.33 muhafaza edilsin, mevcut haklarımız korunsun istiyoruz, bunu yaparken de işveren istediği zaman beni çıkaramasın. Ben 1 aylıkken de kıdem tazminatı hesabıma yatırılsın, 1 senelikken de yatırılsın ve 1 sene sonra çıkacaksam da paramı bana versinler.” (Kaynak: NTV)

Haberin Devamı

Toplu iş sözleşmelerinde ilave külfet getirebilir
Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Genel Sekreteri Av. Hakan Yıldırımoğlu:
İşveren kesimi olarak kıdem tazminatı için işçinin bireysel hesabına yatırılacak prime ilişkin oranın sabit kalmayacağı, artırılabileceği yönünde endişemiz var. Bu durum, işletmelerin üretim maliyetlerini artırarak yatırım ve istihdamı olumsuz etkileyebilecek. Bunun yanı sıra kıdem tazminatı fonunun işyerine aidiyet duygusunu azaltıp iş disiplinini bozacağına, işe giriş-çıkış hızını çoğaltacağına, haklı nedenle işten çıkarılacak işçiler için yersiz ödeme yapılacağına, işten ayrılan işçinin kıdem tazminatını kanunla belirlenen sınırlı şartlar dışında nakit olarak derhal alamayacak olmasının toplu iş sözleşmeleriyle işverenden başkaca ek taleplerde bulunulmasına neden olacağı, böylece fona ödeme yapan işverene ilave külfet gelebileceği ve fonun kurulmasıyla işletmelerden yeni bir aktarım yapılarak işletmelerin finansal bünyelerinin zayıflatılacağı düşünülüyor. İşveren kesimi olarak hazırlanacak taslakta kıdem tazminatının geçmişte yerine getirdiği işsizlik sigortası ve iş güvencesi işlevlerinden arındırılması ve yalnızca yıpranma tazminatı işlevini üstlenmesi gerektiği görüşündeyiz.”

Haberle ilgili daha fazlası: