Son yıllarda yaptığı şirket satın almaları ve birleşmeleri ile hızla büyüyen, Ülker, Godiva, Bizim, Şok gibi markaları bünyesinde bulunduran Yıldız Holding’in çalışan sayısı 41 bine ulaştı. Çalışanlarının yüzde 65’i ise Y kuşağından. Her yıl yaklaşık 1.500 kişiyi bünyesine katan şirket yeni alımların çok büyük bölümünü yeni mezunlardan yapıyor. Genç yetenekleri bulabilmek, onların fikirlerine ulaşabilmek için pek çok şey yapıyorlar. Bunlardan biri kariyer günleri. Kariyer günleri düzenleyen pek çok şirket var ama Yıldız Holding’de üst yönetim bizzat kariyer günlerine katılıyor. Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, fırsat buldukça üniversiteleri ziyaret edip, 60-70 kişilik öğrenci grupları ile sohbet ediyor, onları dinliyor.
Bizz@kampüs gibi üniversiteler arası öğrenci yarışmaları ile de genç yetenekleri tavlamaya çalışıyorlar.
Şirket içinde de Y kuşağını temsilen bir komite kurulmuş, hem yeni ürünleri test ediyorlar hem de yeni süreçler konusunda fikirlerini belirtiyorlar. Bir de manifesto yayınlamışlar ki, ‘bizi sıkıştırmayın, esnek çalışalım’ da diyorlar, ‘üst düzey yöneticiler bilgisayarın sadece aç-kapa tuşunu biliyorlar, yüksek donanımlı bilgisayarları bize verin’ de diyorlar.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker ve Yıldız Holding İnsan Kaynakları Genel Müdürü Ege Karapınar ile Y kuşağını konuştuk.
Çalışanların yüzde 65’i Y kuşağı41 bin çalışanınız var, yüzde 65’i Y kuşağı. Çok yüksek bir oran?Ali Ülker: Evet, şirketi ele geçiriyorlar ama biz bundan memnunuz, şirketi çok dinamik tutuyor.
Yılda kaç kişiyi işe alıyorsunuz, ne kadarı Y kuşağı?Ali Ülker: 1.500 civarı alım yapıyoruz, büyük kısmı Y kuşağı ama şirket devralmaları ile bu rakam değişebiliyor.
En iyileri tavlamak için neler yapıyorsunuz?Ege Karapınar: Kariyer günleri, LinkedIn, kariyer siteleri,
bizz@kampüs gibi yarışma süreçleri, uzun süreli stajlar....
Bizz@kampüs nasıl çıktı?Ege Karapınar:
bizz@kampüs’ü bize Y jenerasyonu getirdi, dediler ki ‘bizim böyle bir projemiz var, üniversite gençliği ile temasta olmak istiyoruz, biz de oradan yeni geldik, bu tip konular çok ilgimizi çekiyor. Bu proje bizim üniversitedeki gençliği tanımamız açısından ve içeriden de pazarlama, insan kaynakları gibi diğer üst düzey yöneticilerin bir arada olabileceği güzel bir proje olacaktır’ dediler ve bizi ikna ettiler.
Bu yarışmalardan hayata geçirdiğiniz fikirler oluyor mu?Ali Ülker: Geçen sene yarışmada birinci olan fikri çalıştık, belli bir noktaya da geldik ama
son dakika iptal etmek durumunda kaldık.
Neden?Ali Ülker: Anlaşamadık gençlerle, beklentileri daha büyüktü. Telif konusunda bir pürüz çıktı. Ama ciddi, uygulanabilir fikirler geliyor. Bu sene de çok ciddi bir katılım oldu.
bizz@kampüs’e, bu sene 125 üniversiteden 1.325 takım katıldı.
Siz kariyer günlerine de bizzat katılıyorsunuz, değil mi?Ali Ülker: Bir kısmına katılıyorum, ben üniversitelere gitmekten büyük zevk duyuyorum. Zaman zaman çeşitli seminerlere, konferanslara da katılıyorum. Gençlerle birlikte olmak insanları sürekli genç tutuyor. Genç fikirlere de ihtiyacımız var. Çünkü toplumun büyük kesimini gençler oluşturuyor. Türkiye’nin yaş ortalamsı 29.5. Bizdeki üst düzey yöneticilerin yaş ortalaması 54. Bu ufak bir probleme işaret ediyor aslında, iletişim problemine. Onun için biraz daha gençlerin söz hakkı artsın istiyoruz şirkette. Aynı zamanda sadece şirket içinden değil, şirket dışından da gençlerden fikirlerini topluyoruz.
Bizz@kampüs bunun kaynaklarından biri. Ama zaman zaman da 60-70 kişilik gruplarla bir araya geliyoruz, onlara birçok soru soruyoruz. Onlar soru sormaya alışıklar, sürekli ‘niçin, niçin’ diyorlar, Y (why) jenerasyonu olduğu için. Biz de onlara ‘Niçin dışarıda takılmayı daha çok seviyorsunuz’, ‘niçin tv izlemeyi bıraktınız, sosyal medayayı tercih ediyorsunuz’ gibi sorular soruyoruz.
Mutlaka staj yapın olmadı bakkalda çıraklık yapın
Üniversitede gördüğünüz öğrenciler nasıl?Ali Ülker: Bizim zamanımızda öğrenciler pek öyle iş aramak konusunda endişeli değildi. Rekabet o kadar yoğun değildi üniversite mezunları arasında. Şimdi fark yaratmak için kendilerini daha donanımlı hale getiriyorlar. Şirketleri araştırıyorlar. Şirketlere bir sürü soruları oluyor, daha bilinçli tercih ediyorlar başlayacakları pozisyonu. Bu da gençlerin daha bilinçli olduğunu gösteriyor. Soru sormayı seviyorlar. Ama Z kuşağı geliyor arkadan onlar da Y kuşağına çok şey soracak.
Sizin üniversitede okuyan gençlere tavsiyeniz ne olur?Ali Ülker: Bir şekilde kendilerini iş hayatına hazırlasınlar. O ortamı yaşasınlar ki gelecekteki iş tercihleri daha da doğru şekillensin. Staj yapmak çok önemli, eğer staj yapma imkanları yoska gitsinler bakkal çıraklığı yapsınlar ticareti öğrensinler.
İçeride neler yapıyorsunuz Y kuşağı için?Ege Karapınar: Y kuşağından oluşan bir gençlik platformu kurduk. Genç platform 27 yaş altı gençlerden oluşuyor. 10-12 kişilik yürütme kurulları var. Bu arkadaşlarımız pek çok projede yer alıyorlar, örneğin yeni bir ürün geliştiriyoruz diyelim o yeni ürünü onlara test ettirebiliyoruz. Veya yeni bir süreç var onların fikirlerini alabiliyoruz. Ne istediklerine dair yeni bir manifesto da yayınladılar.
Ne istiyorlar?Ege Karapınar: Kendi kişiliklerine en uygun ortamı istiyorlar. Benim en çok ilgimi çeken şeylerden biri şuydu; “ben kendimi yönetebilirim, bana yönetici değil lider lazım” demişler. Esnekliğe vurgu yapıyorlar. Hatta Murat Bey’e (Murat Ülker) gidip imzalatmışlar manifestoyu. Ayrıca çift taraflı mentorluk programı üzerinde çalışıyoruz şu anda. Her üst düzeyin bir genç mentisi, bir tane de mentoru olacak Y kuşağından.
Ali Ülker: Gençlerin manifestosunda teknik donanım ve teçhizatla ilgili bir madde de vardı. Bilgisayarların konfigürasyonu genelde pozisyona göre yapılıyor. Mesela biraz daha üst pozisyonsanız, genel müdür ve genel müdür üstüyseniz, daha yüksek konfigürasyonlu bilgisayarlar sağlanır size. Gençler dediler ki, ‘üst düzey yöneticiler genelde açma kapama tuşunu biliyor, diğer fonksiyonlar için yardım alıyorlar ve genelde de bizi çağırıyorlar. Halbuki biz çok yetkiniz, bize bu bilgisayarları verin ki daha hızlı iş üretelim.’ Çok akıllıca. Kişiye, yetkinliğe göre bilgisayar tahsis etmeye başladık. Diğer bir talepleri de esnek çalışmaydı. Gençler, ‘Bizi işyerinde sıkıştırmayın, ben evde daha iyi konsantre oluyorum, bırakın gidip evden çalışayım’ diyorlar. Tabii bunu nasıl adapte edebiliriz diye üzerinde çalışıyoruz.
Y kuşağı, ‘nasıl yaptığımıza değil, sonuca bakın’ diyor. Kendine güvenleri çok yüksek. Bizim de amacımız ve gayemiz bu kadar yıllık birikimimizi ve tecrübemizi bu arkadaşların enerjisi ve vizyonu ile birleştirebilmek, fark yaratabilmek açıkcası. Biz bedenin yaşlandığına ama ruhun genç kaldığına inanıyoruz. Onun için de kendimizi gençlere uydurmaya çalışıyoruz.
Akademik kariyer mi özel sektör mü?Yıldız Holding’in üniversiteliler için düzenlediği fikir yarışması
bizz@kampüs’e bu yıl 125 üniversiteden 1.325 takım ve 3.975 öğrenci başvurdu. Yarışmada birinciliği ODTÜ’den Design Generation takımı “Ülker Çikolatalı Gofret Badi” projesi ile aldı. Deniz Hamus, Meriç Dağlı ve Koray Benli’den oluşan “Design Generation” takımı tangram formundaki gofretle birinci oldu. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden Ceren Acar, Özge Balaban ve Deniz Bakkalcı’dan oluşan Uçan Balinalar takımı “Ülker Çikolatalı Gofret Dips” projesi ile ikinci oldu.
Bu yıl üçüncülüğü ise iki grup paylaştı. Pamukkale Üniversitesi’nden Burak Yıldırım, Burçin İbili ve Servet Civelek’in Bi Parça Gofret takımı “Ülker Gevrek” projesi ile Selçuk Üniversitesi’nden Oğuzhan Sarı, Mehmet Emiroğlu ve Kerim Öksüz’ün oluşturduğu Nespa Takımı, “Beşi Bi Yerde” projesi ile üçüncülüğü paylaştılar. Dört grup da para ödüllerinin yanı sıra Yıldız Holding’de staj yapma imkanına da kavuştu.
İlk üçe giren öğrencilerin neredeyse tamamı akadamik kariyer ve özel sektör arasında gidip geliyor. Öğrenciler bu tür yarışmalarla özel sektörü tanıdıklarını, ve özel sektörle iletişim halinde kaldıklarını söylüyorlar.