Aradaki uçurum artıyor

1dk okuma

Dünya Ekonomik Forumu, Cinsiyet Eşitsizliği Raporu 2017 verilerini açıkladı. Araştırmaya göre, kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizlik oranı çalışmanın ilk kez yapıldığı 2006’dan beri ilk kez arttı. Türkiye ise 144 ülke arasından 131. sırada yer aldı.

Haberin Devamı

İş dünyasına dair yapılan araştırmalar kurumların ihtiyaç duydukları doğru yeteneği bulabilme konusunda fazlasıyla zorlanacağını ortaya koyuyor. Örneğin, Silikon Vadisi’ndeki büyük teknoloji firmaları bugün bile yetkin yazılım mühendislerini, yapay zeka uzmanlarını bulabilmek ya da ellerinde tutabilmek için rekabet ediyorlar. Ancak, Dünya Ekonomik Forumu’nun geçtiğimiz hafta yayınladığı “Cinsiyet Eşitsizliği Raporu 2017”, yetenek bulma ve yetiştirme konusundaki ihtiyaç giderek artmasına rağmen iş dünyasında halen erkek-kadın eşitliğine yeterince önem verilmediğini gösteriyor. Öyle ki, raporun ilk kez yayınlandığı 2006’dan beri küçülen cinsiyet eşitsizliği oranı 2017’de büyüme eğilimine geçmiş.

4 KATEGORİDE BAKILIYOR
144 ülkenin verilerinin dahil edildiği rapor, cinsiyet eşitsizliğini sağlık, eğitim, ekonomi ve siyaset kategorilerinde inceliyor. Örneğin, ekonomi kategorisinde kadın ve erkekler arasındaki ücret farkı, yönetici olabilme oranları gibi ölçütlere bakılıyor. Veriler, ülkelerin bu 4 ayrı kategoride cinsiyet eşitsizliğini ne oranda kapatabildiklerini gösteriyor. Buna göre sağlık ve eğitime erişebilme alanlarında kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizlik büyük ölçüde azalsa da ekonomiye katılım ve özellikle de politikaya katılımda kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizlik oranının çok yüksek olduğu görülüyor. Genel ortalamaya bakıldığında ülkelerin cinsiyet eşitsizliği oranının yüzde 68 oranında kapatılabildiği, yani arada halen yüzde 32’lik bir fark olduğu görülüyor. Geçen yılın verilerine göre bu fark yüzde 31,7 idi. Cinsiyet eşitsizlik oranının yüzde 62’sini kapatan Türkiye ise genel ortalamada 144 ülke arasından 131. oldu.

ADALETSİZ DAĞILIM
Raporu Türkiye açısından değerlendiren Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD) Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Gülay Toksöz, Türkiye’de ekonomik alandaki cinsiyet eşitsizliğinin temelinde gelir karşılığı çalışan kadınlar ve erkekler arasındaki adaletsiz dağılımın yattığını düşünüyor. Özellikle düşük gelir grubundan hanelerde kız çocukları eğitim fırsatlarından erkeklerle eşit biçimde yararlanamıyor, eğitimsiz kadınlar çalışma yaşamına katılamıyor, ya da katılabilseler bile düşük ücretlerle güvencesiz ve geçici işlerde çalışabiliyorlar. Türkiye’nin bazı alanlarda gelişse bile, diğer ülkelerin gelişiminin daha hızlı olması nedeniyle sıralamada geriye gittiğini belirten Toksöz, raporda Türkiye ile ilgili paylaşılan verileri şöyle aktarıyor: “Türkiye 2016’da kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 33 iken 130. sırada olmasına rağmen, 2017’de bu oran yüzde 33,6’ya çıksa da sıralamada bir sıra geriye düşerek 131. olmuş. İşgücüne katılmayan kadınlar ev ve bakım işleri ile meşgul. Karşılığı ödenmeyen bu çalışmanın toplam çalışma zamanına oranı 2016 ve 2017’de aynı, ancak kadınların günlük zamanının yüzde 75’ini, erkeklerin zamanının yüzde 24’ünü alıyor. İkinci sırada benzer işlerde çalışan kadınlar ve erkekler arasındaki ücret eşitsizliği geliyor. 2016’da kadınların ücreti erkeklerin yüzde 59’u kadar ve 98. sırada. 2017‘de ise Türkiye aynı oranla 94. olmuş. Üçüncü sırada üst düzey yöneticiler arasında kadınların oranı geliyor. 2016’da üst düzey yöneticilerin yüzde 15’i kadın, yüzde 85’i erkek ve Türkiye 110. sırada. 2017’de oran yüzde 18’e yükselmiş ve sıralamadaki yeri 107’ye çıkmış. Dördüncü sırada ise uzman mesleklerde ve teknik elemanlar arasında kadınların oranı geliyor. 2016’da kadınların oranı yüzde 38 ve 102. sırada. 2017’de oran yüzde 39 olmakla birlikte 104. sıraya düşmüş.”

FARK AÇILIYOR
Toksöz, Türkiye’de kadınların işgücüne katılımını artırmanın resmi politikalar arasında olduğunu ancak buna rağmen erkekler ile kadınlar arasındaki işsizlik oranının açıldığını belirtiyor. Toksöz, bunun nedenlerini şöyle sıralıyor: “İşgücü piyasasında cinsiyetçi yapılanma, mesleklerin kadınlara ve erkeklere uygunluğu temelinde ayrışması, kadınların evlenmesi ve çocuk doğurmasının yol açtığı ek maliyetleri üstlenmek istemedikleri için işverenlerin kadın eleman alımından kaçınması.” Ayrıca, Toksöz’e göre kadınların istihdamını artırmak için kadınların omuzlarındaki bakım sorumluğunun aile içinde erkeklerle, toplumsal düzeyde aile, özel sektör ve devlet arasında paylaşılması gerekiyor. Engelli ve yaşlı bakımının aileye ve aile içinde kadına ait bir sorumluluk olarak görülmekten çıkması, gündüzlü ve yatılı bakım kurumlarının yaygınlaştırılması da çok önemli. Toksöz, resmi politikaların halen kadınlar için yarı zamanlı çalışma imkanlarının düzenlenmesine odaklandığını vurgulayarak, “Bakım politikaları bir bütünlük içinde ele alınmadan, yarı zamanlı çalışma seçeneği kamusal veya sübvanse edilen özel sektör kreşleri ile desteklenmeden, kadınların insana yakışan işler üzerinden istihdama katılımını artırmak mümkün değildir” diyor.

RAPORDAN ÖNE ÇIKAN VERİLER
- Ekonomik katılım kategorisindeki global verilere göre, bugünkü koşullar olduğu gibi devam ederse işyerlerinde kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizlik 217 yıl sonra yok olacak. Bu süre geçen yılki araştırmaya göre 170 yıldı.

- Koşullar bugünkü gibi devam ederse 106 ülkede cinsiyet eşitsizliği farkı ancak 100 yıl sonra kapanacak.

- Geçen yıla göre 82 ülkede cinsiyet eşitsizliği oranı azalırken, 60 ülkede bu fark daha da arttı. Türkiye, farkın arttığı ülkeler arasında.

- Kadın ve erkekler arasındaki farkın en az olduğu ülke İzlanda olurken, eşitsizliğin en çok olduğu ülke Yemen oldu.