S.Ç., 37 yaşında, bir şirkette satış müdürü olarak çalışıyor. 5 yaşında bir kızı var, ikinci çocuk için belki de son şansı, ama işyerindeki pozisyonunu kaybetmek korkusuyla ikinci çocuğu sürekli erteliyor. Çünkü kariyerinin en iyi noktasında, terfi hayali var, ama doğumdan sonra terfi almasının imkansız olduğunu düşünüyor.
K. A. ise tam 1 yıl iş aradı, onlarca iş görüşmesine gitti, 6 defa ikinci mülakata kaldı ama istediği gibi bir işe kabul edilmeyince, kendi yetkinliklerinin çok altında ve daha düşük maaşa bir işi kabul etmek durumunda kaldı.
Kadınlar iş bulamama veya işlerini kaybetme korkusuyla pek çok şeyi sineye çekiyorlar. Evlilik ve çocuk planlarını erteleme, terfi beklememe, düşük maaş, yetkinliklerinin altında işleri kabul etme gibi.
Yenibiris.com üzerinden, iş hayatında 5 yıl ve üzeri deneyime sahip toplam 1.392 çalışan kadınla bir anket yapıp kariyerleri için nelere eyvallah dediklerini sorduk. Öncelikle cevap veren kadınların yüzde 49.4’ü kadın olmanın iş hayatında bir dezavantaj olduğunu düşünüyor. (Yüzde 35.4’ü ne avantaj ne dezavantaj, yüzde 15.2’si ise kadın olmak bir avantaj diyor.)
Ve kariyer yapabilmek, iş bulabilmek için pek çok şeye göz yumuyorlar. İşte anket soru ve cevapları:
Sizce kadınlar cinsiyet ayrımcılığı, önyargılar vs sebebiyle, iş bulmak, işlerini kaybetmemek, kariyer yapmak uğruna şunlardan hangisine ‘eyvallah’ demek zorunda kalıyorlar?
- Aile hayatından/özel hayattan fedakarlık etmek yüzde 38,1
- Çocuk planını ertelemek yüzde 30,4
- Sağlık sorunlarını, özel sorunlarını gizlemek yüzde 26,7
- Yetkinliklerinden daha düşük görevleri kabul etmek yüzde 24,2
- Eşit işe daha düşük maaş yüzde 23,9
- Evlilik planını ertelemek yüzde 23,9
- Eşit görülmemek, ikinci planda kalmayı kabul etmek yüzde 18,3
- Terfi beklememek yüzde 16,4
- Daha çok mesai yapmak yüzde 14,4
Pek siz bunlardan hangisine eyvallah demek zorunda kaldınız, yahut ‘gerekirse sineye çekerim, göz yumarım’ dedikleriniz hangileri?
- Aile hayatından/özel hayattan fedakarlık etmek yüzde 26,6
- Sağlık sorunlarını, özel sorunlarını gizlemek yüzde 19,6
- Daha çok mesai yapmak yüzde 16,4
- Eşit işe daha düşük maaş yüzde 16,0
- Yetkinliklerinden daha düşük görevleri kabul etmek yüzde 15,7
- Çocuk planını ertelemek yüzde 15,1 ? Terfi beklememek yüzde 12,1
- Evlilik planını ertelemek yüzde 10,8
- Eşit görülmemek, ikinci planda kalmayı kabul etmek yüzde 10,5
Kendini ispatlama zorunluluğu var
Kadın çalışanlar özellikle sayıca azınlıkta olduğu üst düzey yöneticiler arasında kendini kabul ettirmek ve yetkinliklerini kanıtlamak için daha çok çalışmak zorunda kalıyor.
“Erkekler kadar başarılı olabileceğimi göstermek için daha çok çalışmalıyım / kendimi göstermeliyim” hissine kapıldığınız oldu mu, olur mu? sorusuna evet veya olabilir diyenlerin oranı yüzde 56.2.
Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Başkanı Dr. Gülden Türktan, “Kadınların en sık karşılaştığı önyargı ‘yapamaz’ yargısı. Kız çocuklarından başlayarak, en tepedeki yönetici kadına kadar giden, yani aileden profesyonel hayata uzanan bir engel bu. Kamuoyundaki genel ‘kadın yapamaz, yapmasın, çalışmasın, iş kurmasın’ yargısının aslında bir eşik olduğunu düşünüyorum. Kadınlar aile içinde başlayan ‘önce bir yapamazsın diyelim, bakalım ne kadar kararlısın, yapabilecek misin’ testine maruz kalıyorlar” diyor.
Daha çok mücadele
etmeye mecburlar
Kadınların yöneticilik pozisyonuna gelmelerini önleyen en önemli faktörlerden biri de cam tavan sendromu. Cam tavan, kişinin üst kademelere yükselmesini engelleyen ‘görülmeyen bir duvar’ı sembolize ediyor. Fortune 1000 listesine giren şirketlerde 2008 yılında tepe yönetici (CEO) konumunda sadece 2 kadın vardı. Binde 2’lik bu oran 2013’te yüzde 4,5’e çıksa da, gene de yöneticilerin yüzde 95,5’i erkek. Bu da kadınların yolunu kesen gerçek bir ‘cam tavan’ olduğunu göstermeye yeterli.
HRM Danışmanlık Ortağı Elif Ejdar Özel, cam tavanın oluşum nedenini kadınların çalışma yaşamında kısa sayılacak bir süredir yönetici durumunda bulunmalarına, iş gücüne aralıklı olarak katılmalarına ve geleneksel olarak kadınların çalıştıkları sınırlı iş alanlarının olmasına bağlıyor.
Özel, “Erkek egemen bir iş yaşamındaki zorlukların yanı sıra, kadın çalışanları hemcinslerinin desteklememesi de cinsiyet körlüğü olarak tanımlanıyor. Bütün bunlar bir araya geldiğinde kadının bu koşullarda daha fazla mücadele etmek zorunda kaldığını görüyoruz. Yükselmeyi hedefleyen bir kadın çalışan her şeyden önce kendisini bekleyen zorlu yolun farkında olmalı ve her konuda donanımlı olmalı. Mücadele ederken yöneticilik yetkinliklerini geliştirmeli. Bilginin daima en büyük güç olduğunu unutmadan öğrenmeye ve yeni fikirlere açık olmalı” diyor.
Önce evlilik erteleniyor
sonra hamilelik gizleniyor
Ankette, “Kariyerinizi düşünerek bir duygusal ilişkiden kaçındığınız ya da bir ilişkiye son verdiğiniz oldu mu, ya da ‘gerekirse olabilir’ der misiniz?” sorumuza kadınların yüzde 50.6’sı evet veya olabilir cevabı veriyor.
“Kariyerime engel olur diye evliliğinizi geciktirdiniz mi, ya da ‘gerekirse geciktirebilirim’ der misiniz?” sorumuza evet veya olabilir diyenlerin oranı ise daha yüksek, yüzde 51.8.
“İş bulamam, işimi kaybederim, yerimi kaybederim korkusuyla çocuk yapmayı ertelediniz mi veya “gerekirse erteleyebilirim” der misiniz?” sorumuza evet veya olabilir diyenlerin oranı yüzde 63.5.
Aynı korkularla “hamileliğinizi yönetimden gizlediniz mi/gizler misiniz?” sorusuna kadınların yüzde 42.5’i evet veya olabilir diyor.
Elif Ejdar Özel, “Türkiye’de sosyal hayatta olduğu gibi işgücüne katılımda da kadınlar, doğurganlık ve anne özelliklerinden dolayı sıkıntı yaşıyor. Kadın çalışanları işe almadan önce 2 yıl boyunca çocuk yapmayacağına dair sözleşme imzalatan firmalar var. İnsan haklarına tamamen aykırı olmasına rağmen maalesef bunu teklif edebilen işverenler ve işsiz kalmamak için bu şartlar altında çalışmayı kabul eden kadın çalışanlar var” diyor.
Gülden Türktan ise çocuk kararı aldığı andan itibaren yapılan gizli baskıların kadın üstünde büyük bir manevi engel olduğunu söylüyor: “Çünkü kadın çocuk kararını verirken bu baskıdan bağımsız düşünemiyor, işten atılma, uzaklaştırılma ya da döndüğünde eski saygıyı görememe gibi korkular ve soru işaretleri ile yüzleşiyor. Çocuk bakım hizmetlerinin olmaması ve çocuk bakım sorumluluğunun kadınlar tarafından üstlenilmesini gerektiren toplumsal yapı gereği de kadın çocuk sahibi olduktan sonra genelde işgücünden çekilmek zorunda kalıyor. KAGİDER olarak dileğimiz, ülkemizin çocuk yapma kararının kariyere engel olmayacağı kapsamda düzenlemelere sahip, çocuk ve kariyer konularında ikisini birden yapma ya da yapmama kararının bireyin kendi özgür kararı olabileceği bir Türkiye’yi görebilmek” diyor.
Erkek gibi davranmak zorunda kalıyorlar
Kadınlar iş hayatında yükselebilmek, kendini kabul ettirebilmek için çoğu zaman erkek gibi davranmak zorunda hissediyor kendini. Bir övgüymüş gibi kullanılan “erkek gibi kadın” lafı üst düzey yönetici kadınlar için de sıklıkla kullanılıyor. Hatta öyle ki üst düzey yönetici kadınlar sadece erkek gibi davranmakla kalmıyor, kimileri erkek gibi giyinmek zorunluluğu da hissedebiliyor.
“Kadınlar nelere eyvalah diyor” başlıklı anketimiz de bu görüşü doğruluyor.
Şu görüşe katılıyor musunuz: “Çalışma hayatında kadın yöneticiler, erkekler kadar başarılı olabileceklerini göstermek için erkek gibi davranmaya başlıyor.” sorusuna çalışan kadınların yüzde 79.3’ü evet veya olabilir derken,
Peki sizin (bu düşünceyle) davranışlarınızda bir değişiklik oldu mu? “Farklı davranmam lazım” diye düşündüğünüz oldu mu yahut istemeden böyle davranıyor olabilir misiniz? sorusuna kadınların yüzde 61.7’si evet veya olabilir diye yanıt veriyor.
Bu durumda kadınlar iş hayatında tutunabilmek için kadın taraflarını öldürüyor, bunu yapabilmek, erkek gibi davranabilmek için ise bazen hırçınlaşabiliyor, fazla sertleşebiliyor. Ve tabii bu arada, kadınlara has bazı artılarını da köreltiyor, kullanamıyor.
Karar verici makamlarda kadının adı hiç yok
Türkiye’de 22 milyon çalışandan sadece 7 milyonu kadın. Gelişmiş dünya ekonomilerinde kadın istihdam oranları yüzde 60-70’lerde. Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 31 ile dünya ortalamasının yarısı civarında. Bu konuda 183 ülke içinde sondan 15’inci. Kadının iş dünyasında hele hele karar verici makamlarda ise adı hiç yok. Türkiye parlamentosunda kadın milletvekili oranı yüzde 14.2. Hükümetteki 26 bakandan 1’i kadın. 2.924 belediye başkanın sadece 26’sı, 81 valinin sadece 1’i kadın.