Bankanın 330 çalışanı var. 3’te 2’si 30 yaş altı. Biz sınavla almıyoruz, mülakatlarla alıyoruz, okullarda etkinliklere katılıyoruz. ODTÜ, Boğaziçi, Bilkent, Sabancı, Koç gibi 4-5 üniversite var tercih ettiğimiz, oralardan alım yapıyoruz. İyi bir insan kaynağımız var, çalışanların tamamı üniversite mezunu, en az 1 lisan biliyorlar, çalışanlarımızın yüzde 34’ü yüksek lisansını tamamlamış durumda. Yüksek lisansa devam eden çalışanlarımız ile birlikte bu oran yüzde 40’a ulaşıyor. Öğrencilerin burayı tercih etmesinin sebeplerinden biri de bu, burası sizin master’ınızı engellemeyen teşvik eden bir banka.
3 yıl önce göreve gelişinizle banka insan kaynağı açısından bir dönüşüme girdi, ilk nereden başladınız göreve?
3 yıl önce ilk keşfettiğim şey bankanın insan kaynağının kalitesi oldu. Biz kalkınma bankacılığı adı altında uzman bankacılık yapıyoruz. Bizim şube ağımız, mevduat bazımız yok, yurtdışından muhtelif kaynaklardan uygun fonlar alıp bunları Türkiye’de uygun şekilde satmaya çalışıyoruz. Aslında günün sonunda para alıp para satıyoruz. Bizim biraz daha farkımız olmalı diye düşündüm. Bizim insan kaynağımız para al, para sata göre aşırı nitelikli bir görüntü sergiliyor. Benim çıkış noktam da bu oldu. Biz bu insan kalitesi ile başka bir şeyler yapmalıyız ya da kalitemizi düşürmeliyiz dedim.
İkinci tespit olarak, ‘biz bu kadar insan kalitesi yüksek bankayız ama önümüzdeki, 5-10-20 yıl sonrasına ne kadar hazırız’ diye kendimiz tartışalım istedim.
3 yıl önce şuna karar verdik, arkadaşlara dönüp “bakın bizim yaptığımız iş para almak para satmak”, bir tarafında para bulmanız, kaynak bulmanız lazım, ikincisi parayı iyi satmanız lazım, üçüncüsü parayı batırmamamız lazım. Biz çok iyi yapıyoruz bu işleri ama bu işlerin sıkıştığı anlar olabilir, para bulamayabiliriz, satarken zorlanabiliriz, daha çok para batabilir, tüm bu ihtimallere karşı bankanın geleceğini korumak, geleceğini sağlama almak adına gelir çeşitlenmesi yapmalıyız. Buna karar vermeliyiz dedim.
Bizim de mukayese üstünlüğümüz insan kaynağımız. ‘Akıldan para kazanmak’ mottosuyla yola çıktık bu da bizi danışmanlığa götürdü. Önümüzdeki yıllarda danışmanlık gelirlerinin arttırılmasını hedefliyoruz.
Şirketlere ayrıca danışmanlık mı veriyorsunuz?
Evet. Danışmanlık vermek üzere yapılanmamızı bu 3 sene içerisinde geliştirdik.
Hangi alanlarda danışmanlık veriyorsunuz?
Bankanın en güçlü tarafı, çok iyi bir mali analiz ekibi var bizde. Bu arkadaşları aynı zamanda ülkenin finansal danışmanlık faaliyetlerinde kullanmak üzere değerlendiririz dedik. Bir hattımız buradan çıktı, finansal danışmanlık hattı olarak.
Bir diğer güçlü tarafımız, kurulduğundan bu yana bir mühendislik departmanıyla çalışıyoruz. Mühendislik aklımızla para kazanabiliriz dedik.
Üçüncü aklımız TSKB ekonomik araştırmalar markamız var, daha içe dönüktü dışarı dönük hale getirmek için kurguladık. Bu süreci aşağı yukarı bitirmek üzereyiz.
Bankanın organizasyon yapısını değiştirdik. Danışmanlıkla ilgili bu hattı tek bir hat olarak kurguladık, ve onun başına dışarıdan birisini getirdik, yatırım bankacılığı ve danışmanlık deneyimi olan Melih Yalçın geldi.
Gelirinizin ne kadarı bu danışmanlık işinden gelecek?
Aktif büyüklüğümüz 38 milyar TL. 7 sene içerisinde gelirimizin yüzde 10’unu buradan karşılamamız gerekiyor. Biz kârlı bir bankayız ama şu bir gerçek para satış işlerinde hayat eskisi kadar kolay değil. 20 yıl sonra kredi bizim birinci ürünümüz olamayacak. Bizim müşteriye aklımızla, derinliğimizle ulaşmamız gerekiyor. Banka ciddi bir şekilde önümüzdeki dönemlerde danışmanlık geliri yaratmaya yönelik bir yapıya evriliyor.
14 MİLYON TON KARBON AYAK İZİ AZALIYOR
TSKB’nın kredi portföyünün yüzde 73’ünü yenilenebilir enerji, kaynak ve enerji verimliliği, çevre yatırımları, sürdürülebilir turizm ve kadın istihdamı gibi sürdürülebilirlik temalı yatırımlar oluşturuyor. Finanse edilen tüm yatırımları, Dünya Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı (AFD), Alman Kalkınma Bankası (KfW), Avrupa Yatırım Bankası (EIB), İslam Kalkınma Bankası (IsDB), Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB) gibi uluslararası kalkınma finasmanı kurumlarından temin edilen kaynaklarla finanse ediliyor. Bu yatırımlarla her yıl ülkenin karbon ayak izi 14 milyon ton seviyesinde azalıyor. İstihdamın artırılması ana kriterler arasında, bu kapsamda kadın istihdamına da özel olarak odaklanıyor, kadın dostu firmaların yatırım projelerini finanse ediyorlar.
18 GENÇ, CEO’YA DANIŞMANLIK VERİYOR
Bankada 2016 yılında başlayan “Geleceğe Bakış Programı”yla tüm süreçler, iş yapma biçimi, iletişim dili gibi pek çok farklı noktada “10-20 yıl sonrasına nasıl hazırlanmalıyız?” sorusunun cevabı arandı. Mevcut durum analiz edildi, gelişime açık yönler saptanarak atılması gereken adımlar belirlendi ve iki yıla yayılan bir eylem planı oluşturuldu. TSKB Genel Müdürü Suat İnce, “Kendi kızım Zeynep’ten de yola çıkarak Z kuşağını nasıl yakalarız diye bir proje başlattık. Bu kapsamda tüm süreçleri elden geçirdik. Binanın mimarisinde değişikliklere gittik. Tersine mentorluk, CEO Genç Danışmanları projeleri hayata geçirdik. Genç fikirlerle buluşmak için TSKB Teknoloji ve Girişimcilik Platformu’nu kurduk. Türkiye Girişimcilik Vakfı (GİRVAK) ile birlikte kurduğumuz TSKB Teknoloji ve Girişimcilik Platformu’nda, TSKB çalışanlarının uzman bankacılık deneyimleri ve bilgi birikimleri ile GİRVAK temsilcilerinin (fellowlar) heyecanları ve girişimcilik ruhlarını bir araya getiriyoruz. Şu anda 11 farklı proje grubumuz var. TSKB’nin odaklandığı alanlara katkı sağlayacak yenilikçi fikirleri projelendirmek amacıyla çalışıyorlar.
Farklı disiplinlerden gelen gençlerden öğrendiğimiz diğer bir projemiz ise CEO Genç Danışmanları. Bu proje kapsamında genç çalışma arkadaşlarımla buluşuyor ve onlara ‘CEO Sizsiniz’ diyorum. Projeye 30 yaş altı ve en fazla iki yıldır bankamızda çalışan 18 ekip arkadaşım katılıyor. İlk adımı atarken kendileriyle belirli proje konuları için el sıkıştık. Bu kapsamda fintech, veri kültürü ve dijitalleşme ile sosyal girişimcilik başlıklarında karar kıldık. Genç danışmanlarım, bu konularda TSKB’nin de iş modeline uygun olabilecek proje fikirleri geliştiriyorlar” diyor.