400 genç kıza el uzattı

1dk okuma

Sema Başol, 1974 yılında Amerika’ya master için gitti. Orada kaldı, yıllarca profesyonel iş hayatının içindeydi. 50 yaşına geldiğinde Silikon Vadisi’nin ortamında kendini buldu. Stanford Üniversitesi’nde eğitim aldı ve Türkiye’deki genç kızlara el uzatmaya karar verdi. Kurduğu Değişim Liderleri Derneği’nin (DLD) Kıvılcımlar projesiyle 400 üniversiteli genç kızın hayatını değiştirdi. Kıvılcımlar’ın hikayesini Sema Başol ile İstanbul ziyaretinde konuştuk.

Haberin Devamı

Moda’da büyümüşsünüz. Amerika’da yüksek lisans yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
Aslında ilk Amerika’ya gidiş sebebim çok basit. Boğaziçi’nden mezun olunca arkadaşlarımın bir kısmı, Amerika’ya yüksel lisansa gittiler. Ben de gitmek istedim. TEV yani Türkiye Eğitim Vakfı’na başvurdum. O yıl TEV bursuyla 9 öğrenci gitti Amerika’ya, ben de o 9’dan biriydim.

Nerede okudunuz Amerika’da?
UCLA’ye gitmeye karar verdim. Ayda 300 dolar veriyorlardı burs dahilinde. Tek başına, ilk defa Amerika’ya ayak bastığımda kendimi çok hür hissetmiştim.

Türkiye’ye döndünüz mü master bitince? Hayat nasıl devam etti?
Evet döndüm. Koç Holding’de iş teklif etti döner dönmez çalışmaya başladım. Bu arada eşim Bülent ile Amerika’da birlikteydik. Türkiye’ye döndükten sonra Bülent’le evlenmeye karar verdik. O Green Card’ını alınca ben de çalışma iznimi aldım. Hemen Mattel’e başvurdum ve girdim işe. 19 yıl da orada çalıştım. 2 oğlumuz oldu.

Mattel nasıl bir şirket?
6 milyar dolarlık bir şirket olan Mattel’in kurucusu bir kadındı. Benim çalıştığım bölümün genel müdürü kadındı. Birkaç sene sonra şirketin yönetim kurulu başkanı da bir kadın oldu. Benimle aynı yaşta, evli, aynı benim gibi 2 çocuk sahibi. Buna ilaveten oturduğumuz yerdeki şehir meclisinde birçok kadın vardı. Okul yönetiminde de. Çocuklarımın okul sonrası spor ve diğer faaliyetlerini organize edenler yine çoğunlukla kadındı. Bu lider kadınları gözlemleyip çok şey öğrendim.

Neler öğrendiniz?
Çok şey öğrendim. Mesela ben topluluk önünde konuşmaktan çok korkardım. Küçük bir iş toplantısında bile. Hiç yapmamışım ki. İş hayatında ilerledikçe, bunu eksikliğini çok hissettim ve topluluk önünde konuşma dersleri aldım. Bu korkuyu üzerimden atmam, rahat konuşmam ve istediğim gibi kendimi paylaşmayı öğrenmem yıllar sürdü.

Çalışma hayatınızı noktaladıktan sonra genç kızlara yönelik bir oluşum içine girdiniz. Sizi tetikleyen ne oldu?
Genç kadınların mutlu olmasını istiyorum. Ayrıca kadınlarla ve gençlerle vakit geçirmeyi seviyorum. Ama elbette genç kadınların erkeklere nazaran daha çok yardıma ihtiyacı var, kadınların durumu daha vahim. Erkekler zaten genel olarak toplumda, “Oğlum aferin, bravo, sen harikasın” diye yetiştiriliyorlar. Ben sık sık Türkiye’ye geliyorum. Türkiye’de kız çocuklarını ev dışındaki hayata hazırlayan hiçbir şey hâlâ yok.

Türkiye ile bağlantıyı nasıl kurdunuz?
Mattel’den ayrıldıktan sonra 1 yıl çalışmadım ama hep yeni bir şeyler yapmayı istiyordum. Sonra Ege Serbest Bölgesi’nin kurucusu Kaya Tuncer bana iş teklif etti, “Ben Amerika’da bir vakıf kurmak istiyorum, bu vakfı sen idare eder misin?” dedi. O da Los Angeles’ta yaşıyordu. Bu vakfın amacı Izmir’deki Serbest Bölge’deki Uzay Kampı’na dünyanın her tarafından gençlerin gelmesi, dostluk ve beraberlik mesajı veren bir kampın ortaya çıkmasıydı. İki yıl onlarla çalıştım, İzmir’e gidip gelmeye başladım, vakıf işlerini öğrendim. Bir vakıf nasıl kurulur, nasıl idare edilir, program nasıl geliştirilir, yani bir vakfın içi nasıl doldurulur. Sonra biz Silikon Vadisi’ne taşındık, ben de onlardan ayrıldım. Ama onlarla çalışırken Turkiye’de olmaktan, Türkiye’ye bir misyonla, amaçla gelmekten dolayı çok mutlu olduğumu gördüm. Aynı zamanda eğitim, vakıf konularından çok zevk aldığımı anladım. Bu arada ailece Silikon Vadisi’ne taşınınca “Ben şimdi ne yapacağım?” konusunu çok ciddiye alıp araştırmaya başladım. Asıl soru şuydu: “Benim için ne önemli?” Bir sürü kursa gittim. Silikon Vadisi’nde tonla böyle kurs var.

DLD’yi KURDU
İlk ne yaptınız?
Orada ilk tanıştığım kadınlardan biri, Linda Alepin şu an bizim yaptığımıza benzer bir şey yapıyordu. Küresel Kadın Liderliği Ağı’nın (Global Women’s Leadership Network) kurucusuydu. Kagider’le tanıştık, oraya davet ettik. 2007 yılında eğitime geldiler. 2008 senesi araştırma ile geçti. Amerika’da bu konuda kimler neler yapıyor, Türkiye’de neler yapılıyor, nelere ihtiyaç var gibi. 2009 sonbaharında İstanbul ve İzmir’de birer pilot ile başlamaya karar verdim. İzmir’de arkadaşım Jale Ergelen Kıvılcımlar programının hayata geçmesi ve zamanla gelişmesinde rol oynadı. Şimdi de programın bağlı olduğu Değişim Liderleri Derneği’nin yönetim kurulu başkanı. 2010 senesinde artık Türkiye’de yasal bir varlığımız olmasının gerektiğini gördük ve o yıl dernek kurmaya karar verdik. Biz yaparak öğrendik bu işi. Adım adım öğrendik.

8 yılda kaç genç kıza ulaştınız? Kıvılcımlar programına nasıl katılıyor kızlar?
Farklı illerden 400 kıza ulaştık. Üniversiteye girmiş olmaları ve ailelerinin olanaklarının sınırlı olması şartı var. Mülakat yapıyoruz, test yapıyoruz. Kızların başarılarını yakından takip ediyoruz. Kocaeli, İzmir, İstanbul ve Eskişehir’de uyguluyoruz projeyi.

Nasıl bir eğitim alıyor kızlar?
8 ay sürüyor eğitimler. İnsan hakları, kadın hakları, değerler, dünyada neler olup bitiyor gibi eğtimler veriyoruz. İzmir’de Bakioğlu Holding bu eğitimleri veriyor. Ayrıca kızlar 8 ay boyunca her hafta aralarında toplanıyor. Bulundukları illerde Kıvılcımlar için buluşuyor ve takım çalışması yapıyorlar. Kızlar proje üretiyorlar.

Kıvılcımlar’ın yaptığı bir projeyi anlatır mısınız?
Kocaeli’ndeki Kıvılcımlar Kocaeli’nde gönüllü olanların çok az olduğunu görmüşler, STK bilincinin çok az olduğunu görüp Kocaeli’ndeki tüm dernekleri davet edip, 100 kişiye kendilerini anlatmalarını sağlamışlar. Bu toplantıya katılanların yüzde 66’sı ilgi duydukları bir derneğe gönüllü olarak katılmış.

Sizin Kıvılcımlar’ı taşımak istediğiniz nokta nedir?
Daha çok kıza ulaşmak istiyorum. Bana bağlı olmamasını, Kıvılcımlar’ın birbirine sahip çıkmasını ve desteklenmesini amaçlıyorum.