Y kuşağı kendisini iş dünyasında da göstermeye başladı. Bunun bir örneği de üniversite yıllarında İzmir’de tavuk kafesi üretimi ile iş hayatında aktif olarak yer alıp, Azerbaycan’ın ikinci büyük kenti olan Gence’deki tavuk çiftliğinin yöneticisi olan Hazar Zorluer. Genç bir girişimci olarak hikayesini Gence’deki bir grup gazeteciye anlattı. Aslında hikayesi üniversite yıllarından da önce başlıyor. Kendi deyimiyle babasının İzmir Urla’da tek kümesle yola çıkarak başladığı yumurtacılık işinin içine doğdu. Anlattıklarına göre, çocukluğunu, ilk gençlik yıllarını, tatillerini vs. hep bu çiftlikte tavukların arasında geçirdi. İleride kendi işini yapacaktı ama eğitimini hiç ihmal etmedi. Çünkü, başarılı olmak için işin eğitimini almalı ve bütün detayları bilmeliydi.
Önce Macaristan’a gitti
Üniversite çağı geldiğinde önce Macaristan’a tıp eğitimi almak için gitti ancak babasından aldığı telefonla Türkiye’ye aile şirketine döndü. 2010-2011 akademik yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde okumaya başladı. Aynı yıl ilk şirketi olan Hazar Zorluer Tavuk Yetiştiriciliği’ni kurdu. 2 yıl büyük firmalara etlik tavuk yetiştirip sattı. Etlik tavuk yetiştiriciliği piyasadaki yerini kaybettiği için Amerika ve Avrupa’da hayvan haklarıyla ilgili gelişmeleri takip ederek kafes üretimine başladı. Ürettiği kafesler için Türk Patent Enstitüsü’nden ‘Faydalı Model’ tescilini aldı.
Kafes satmaya gittim, ortak oldum
Ürettiği kafesler Hazar Zorluer’e, Azerbaycan kapılarını açtı. Zorluer, Azerbaycan’a giden yolu şöyle anlattı: “Bir gün çalıştığım atölyeye Azerbaycan’dan misafirler geldi. Bizden kafes almak istiyorlardı. Tasarladığım kafesleri anlatmamı istediler, anlatıp işime döndüm. Birkaç hafta sonra babamla Bakü’ye gittik. Ata Holding ve Delta Grup’un üst düzey yöneticileriyle görüştük. Bu görüşme ortaklık kapısını araladı. Türkiye’ye döner dönmez, Azerbaycan’ın coğrafi konumu, hava durumu, geriye dönük yumurta fiyatları gibi pek çok doneyi toplayıp raporları hazırlamaya başladım. Bakü’ye tekrar gidip sunumumu yaptım. Ata Holding, işe Delta Grup olmadan girmek istedi ve son sunumum karşısında ‘ortaklık’ teklifi geldi. Gence’deki bir tavuk çiftliğini işletmemi istediler. Çiftlik 2005’te 2 kümes, 1 kesimhane ve yem fabrikası ile faaliyetteyken tavukların havasızlıktan ölmesiyle birlikte kapanmış, izbeliğe dönmüştü. Biz buraya kafes satmaya gelmişken birden ortaklık ile ilgili şartları konuşur bulduk kendimizi. Bir kez daha Türkiye’ye dönüp yeni çalışmalara başladım. 2013-2023 yılları arasındaki genel bir fizibilite raporu hazırlayıp Nisan 2012’de yolladım. Ağustos 2012’de telefon geldi.
Aldığım eğitimi pratiğe döktüm
Resmileştirmek üzere bir kez daha Bakü’ye gittim. Ortaklığa nakit yatırmak istemedim, kabul edildi. Şirket, kazandıkça karından benim payıma düşenin yüzde 20’sinin, 8 yıl boyunca ortaklık bedeli olarak ayrılmasına karar verildi. 1 Eylül 2012 itibariyle Ata Holding ile ortaklık kurulmuş ve 10 milyon dolarlık proje hayata geçmiş, Şemkir Kuşçuluk’un yatırımları başlamıştı. İzmir Ekonomi Üniversitesi’ndeki hocalarım sürekli destek oldu, bana cesaret verdiler. Bu işi kurarken aldığım eğitimi pratiğe döktüm, sunumlarımın beğenilmesinde, projelerimin kabul görmesinde bu eğitimin çok önemli bir yeri var. Çiftlikte şu an günde ortalama 450 bin yumurta üretimi yapılıyor. Yumurta, ‘Murtta‘ adıyla satılıyor. Azerbaycan’da kapasite olarak üçüncü büyük şirket konumunda. İzmir Urla’daki kafes atölyesini de büyüttük. Bu arada babamın çok desteği oldu. Tecrübelerinden faydalandım. Ben öğrenciyken babam Gence’de çiftlikte duruyordu.”