Kan vermek orucu bozar mı? Oruçluyken kan vermenin hükmü nedir? Diyanet açıkladı

1dk okuma

Kan vermek orucu bozar mı sorusu, ibadetlerini yerine getirmek için niyet eden vatandaşların araştırdığı konu olmaya devam ediyor. Oruç ibadetini yerine getirirken çeşitli sebeplerle kan aldırmak zorunda kalması, konuyla ilgili araştırmalara neden oldu. Peki, kan aldırmak orucu bozar mı? İşte, kan aldırmak orucu bozar mı sorusu ile ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bazı bilgiler

Haberin Devamı

Kan vermek orucu bozar mı sorusu için en net cevap Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından verildi. Sağlık sorunları nedeniyle kan aldırmak zorunda kalan pek çok vatandaş, internet üzerinden konuyla ilgili bilgi edinmek istiyor. Peki, kan aldırmak orucu bozar mı? İşte, o konu hakkında detaylı bilgiler

KAN VERMEK ORUCU BOZAR MI?

Diyanet'in görüşüne göre, oruçlu iken kan vermek, orucu bozan unsurlar arasında yer almamaktadır. Diğer taraftan, çeşitli sebeplerle vücuda kan almak, beslenme yerine geçebileceği için orucu bozan durum olarak nitelendirilir.

TROMBOSİT TEMİNİ İÇİN KAN VERMEK ORUCU BOZAR MI?

Konunun uzmanlarından alınan bilgiye göre; kandaki trombosit, normal kan verme yoluyla veya aferez cihazı vasıtasıyla elde edilmektedir. Normal kan verme yöntemiyle trombosit alımında sadece kan vermek söz konusudur. Hz. Peygamberin (s.a.s.) oruçluyken kan aldırdığı yönündeki rivayetleri değerlendiren İslam âlimleri kan verenin orucunun bozulmayacağını ifade etmişlerdir (Buhârî, Savm, 32; Ebû Dâvûd, Savm, 29; İbn Kudâme, el-Muğnî, IV, 50-52).

Aferez cihazıyla trombosit alımında ise kan bağışçısının bir kolundan cihaz vasıtasıyla kan çekilir ve kandaki trombositler cihaz içinde ayrıştırılarak diğer koldan bağışçıya tekrar geri verilir; kanın pıhtılaşmasını önlemek için de cihaz setinin içi iki farklı serumla doldurulur. Vücuda kan ve serumun verildiği bu uygulama orucu bozar. Aferez cihazıyla trombosit vermek isteyen bağışçıların bunun yerine normal kan verme yöntemini kullanmaları veya iftar ile sahur arasında bu uygulamayı tatbik ettirmeleri gerekir. (Bkz. 522 nolu fetva)