Bilinç düzeyleri bu yeni titreşim alanına ve manyetik yükselişe uygun olmayanlar, önümüzdeki 6 yıl içinde hastalıklar ve bilinçsizliğin neden olduğu kitlesel kazalarla ortadan kalkacaklar. Ya kalanlar? Onlar Yeni Çağ´ın yeni insan nesli... Geçen hafta İndigo Çocukları konuştuk, bu hafta ise Kristal Çocukları konuşacağız...
Kahinlerin ve astrologların en önemli sorunu önlerindeki çeşitli olasılıklardır, bu yüzden geleceğe yönelik tahminler yaparken, olabildiğince esnek ve çok anlama yönelik tahminlerde bulunurlar. Örneğin borsa ile ilgili tahminlerin yapılabilmesi için, bilimsel veriler gerekmektedir ama bu doğru verilerin gösterdiği doğrultuda, geleceğe yönelen eğrinin bir yerinde normaldışı bir karar verilmekte ve birşey değişmektedir; o zaman da eğim normalliğini yitirerek, farklılaşmaktadır. Eğer bu bir grafikse, sadece bir gelecek tahminidir ama bir gelecekçi için daha farklı şeyler de vardır ve özellikle de bilincin rolü önemlidir. Ama bu tür bir bilinç yeteneği herkesde yoktur; bu yeteneğe "Öngörü" denir...
Geleceği görebiliyoruz...
Klasik tanımlama olarak bir Öngörücü, olayları önceden görür yani zamanından önce görür ve aynı zamanda da detayları da vermeye çalışır. Bu tanımlama doğrultusunda, gelecekçiliğin "futurism" tanımı istatistik olasılık çalışmalarıyla, geleceği bir film gibi görme yeteneğinin birleşmesi şeklindedir. Böylesine bur bütünlüğün sağlandığı noktada, olaylar daha kesindirler, medyumların gelecek tahminlerindeki en büyük sıkıntısları veya yanılgıları bu birleşmeyi yapamamaları yüzündendir, geçmiş hakkında yeterince bilgileri yoktur ve bu nedenle de geleceğe yönelttikleri tahmin eğrisi eksik ya da hatalıdır.
Uyandığınız zaman rüyanızı hatırlar, bir yere yazar, gerektiği anda hatırlar, her istediğiniz anda yeniden yaşar ve başkalarıyla tartışarak, ne anlama geldiğini soruşturursunuz; Bilinçaltından gelen küçük bir ses, bize birşeyler söyler ama bu ses her zaman aynı değildir, farklıdır, bu bir ilişkidir ama nereyle diye sormak gerekir. Ruhla, akıp giden bilgi arasında bir ilişki oluşmaktadır ama koşulların ne olduğunu bilmiyoruz. Bu kişiye özgün birşeydir. Ama bildiğimiz tek birşey var; Geleceği görebiliyoruz.
Nostradamus, kutupsal değişimin sert, yıkıcı ve olağanüstü etkilerinin ayrıntılarını veriyor; önce iklimler değişmeye başlayacak sonra genetik kodlar değişmeye başlayacak, dünyanın vibrasyonu yani titreşimi etkileneceği için, daha yüksek bir frekansa geçilecek. Dünyadaki tüm manyetik araçlar etkilenecekler, insan beyninde etkilenmeler olacak, kollektif bilgi algılaması bazı insanlarda artarken, bazılarında yok olacak, bu yeni bir bilinç alanına geçiş anlamına gelecek. Bütün bu yaklaşım akla benzer ruhsal mesajları getiriyor; yani yeni bir bilinç alanının sonunda ortaya çıkacak olan yüksek bir ruhsal vibrasyon; bu titreşime uyum sağlayamayanlar büyük olasılıkla delirecekler ve bu çok ani olacak yani bilinçsel değişim azar azar olmayacak. Dini bir kehanette, herşeyin göz açıp kapayıncaya değişeceğinden söz ediliyor.
Bazı insanların ötekilere göre daha iyi adapte olacakları çünkü onların bilinçlerinin daha güvenilir ve sağlıklı olduğu belirtiliyor. 1920-30 ve 40´larda doğanlar için zaman boldu ama 1987 bir dönüm noktasıydı; kaynaklara göre bu yıllardan sonra ölenler kurtuldular; sonrakiler "Ne zaman?" korkusunu yaşayacaklar, 1987´den sonra doğanlar ise, değişimi yaşamaya mahkumlar, belki bazıları değişimden yararlanacak ama ötekiler zor zamanlar yaşayacaklar ve bu zorluk hastalıklar şeklinde başlayacak, özellikle de vücudun elektriksel sisteminde. Yeni hastalıklar ve salgınlar göreceğiz; ayrıca çok büyük kazalar yaşanacak; bunun da nedeni elektriksel dengesizler olacak. Kitlesel kayıplardan söz ediliyor, öteki kahinler de milyarların öleceğini öngörmüşlerdi ve şimdi de son soru; Ne zaman? Cevap, 1998-2012 arasında.
Ya kalanlar ne olacak?Onlar tüm kollektif insan dönüşümünü yaşamış ve başarmış olarak müjdelenen Yeni Çağ´ın öncüleri olacaklar; 1980’lerde tümüyle yeni bir enerji sisteminin yeni bir insan ırkı yaratacağı söyleniyordu, herşey ama herşey değişecek deniyor ve ekleniyordu; "Bir başka gezegene gitmiş gibi olacaksınız, yüksek zekalı insanların doğduklarını göreceğiz ve ihtiyacımız olan gerçek zeka o zaman ortaya çıkacak. O zaman kendimizin olağanüstülüğünü algılamış olacağız." Kehanetler hem dehşet verici, hem de umut dolu; değişimi isteyenlerden birisiyseniz, mesele yok ama o zaman da sağ kalabilmemiz gerek yoksa Yeni Çağ´a ön kapıdan giremeyeceğiz. Ya yanılır da, önümüzdeki 10 yıl içinde birşey değişmezse, o zaman ne olacak? Hiç birşey olmayacak tabii ki sadece güven azalacak ve yeni öngörüler başlayacak. Ama olaylar gerçekleşirse işin rengi değişecek, hele bir de bilinçsel değişime hazırsanız hiç sorun kalmayacak...
Ne denmişti? "Bir başka gezegene gitmiş gibi olacaksınız, yüksek zekalı insanların doğduklarını göreceğiz ve ihtiyacımız olan gerçek zeka o zaman ortaya çıkacak. O zaman kendimizin olağanüstülüğünü algılamış olacağız.”
Kimler bu doğacak olan yüksek zekalı insanlar? Geçen hafta İndigo çocuklar ve gençler demiş ve anlatmıştık. Ama İndigo çocuklar 1994’den önce doğmuşlardı, peki ya sonra doğanlar? Yani 1994’den sonra doğan ve şu anda en büyüğü 11 yaşında olan çocuklar? Cevabı biliyoruz çünkü onlara Kristal Çocuklar deniyor...
Onları tanımak...
Kristal Çocuklar’ı nasıl tanıyacağız? İlk bakacağımız yer onların gözleridir, iri, etkili, anlamlı ve bilge gözlere sahiptirler. Mutluluk ve sevinç verirler, bağışlayıcıdırlar. Kristal Çocuklar büyükleri olan İndigo Çocuklar’la, benzer özellikleri paylaşırlar. İndigoların ruhları savaşçıdır, amaçları eski düşünceleri yani önceki eğitim, yönetim ve yasal sistemleri yok etmektir. Başlıca düşmanları psikiyatrik tedavilerdir, onlara ilaç tedavileri uygulandığında duyarlılıklarını, ruhsal yeteneklerini ve enerjilerini yitirirler. Kısacası İndigolar’la gerçekten DES (Dikkat Eksikliği veya Dikkat Eksikliği Hiperaktiflik Sendromu” tanısı konulan çocukların ayırdedilmesi gerekmektedir.
Aura renkleri...
Ama Kristal Çocuklar farklıdırlar, çok mutlu, bağışlayıcı ve sakindirler. İndigoların savaşarak açacakları ve temizleyecekleri yoldan geçerek daha güvenli bir dünyaya gitmektedirler. İndigo ve Kristal tanımları, aura renklerinden ve enerji kalıplarından kaynaklanmaktadır. İndigo Çocuklar’da indigo mavisi vardır, bu renk iki kaşın arasında yer alan üçüncü göz şakrasının rengidir. Bu şakra ile durugörü güçleri vardır. Ama Kristal Çocuklar’da kuvartz kristalinin prizma etkisi vardır, auraları pastel tonlarda çok renkli ve harelidir. Kristallere ilgileri büyüktür zaten tanımlarının nedeni budur.