İlk olarak, diyabetin gebelikten önce kontrol altına alınması gerekmektedir. Fakat en büyük sorun plansız gebeliklerdir. Eğer Tip 2 diyabet hastasıysanız ve gebelik durumunuz varsa bir kilo kontrolü sağlamanız gerekmektedir. Bu süreçte ise hastaların olabildiğince minimum ilaç, düzenli beslenme ve iyi bir egzersizle bu dengeyi sağlamaları oldukça önemlidir.
Tip 1 diyabette ise durum farklılaşmaktadır. Kontrol daha sık olmalı ve insülin dozlarının çok iyi ayarlanması gerekmektedir. Prof. Dr. Alper Çelik ise Tip 1 gebe annelerin kollarına muhakkak bir sensör takılması gerektiğini belirtirken bu aygıt sayesinde anne şeker durumunu telefonundan öğrenmekte ve ona göre aksiyon alabilmesini sağlamaktadır.
Ne yazık ki bu durum tip 2 diyabet hastaları için geçerli değildir. Onların kendi özveri ve çabaları oldukça önemli Prof. Dr. Alper Çelik, Tip 2 hastalarında en önemli etmenin kilo verme olduğunu itina ile belirtmektedir.
Ameliyat olan hastalarda ise Prof. Dr. Alper Çelik 1 yıl gebe kalınmaması gerektiğini, kilo vermeye devam eden bir bireyin gebe kaldığında kendini riske soktuğunu belirtmektedir. Bunun nedeni vücudun kilo vermeye devam etmesi gerekirken aynı zamanda da gebelikten dolayı kilo alımının gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu durum da anneyi ve onun sağlığını tehlikeye atmaktadır.
Peki bu süreçteki gebe bireylerin çocuklarına da diyabet geçer mi?
Bu sorunun cevabı maalesef ki ‘Evet’. Çocuklar materyallerinin çoğunu anneden almaktadırlar. Dolayısı ile annenin şeker hastası olması çocuğunun da diyabetle olan münasebetini oldukça etkilemektedir.
Diyabet hastası gebeliklerde organizmanın artmakta olan glikoz ve insülin ihtiyacının dengelenmesi açısında hem anne hem de çocuk için oldukça önemlidir. Aksi takdirde doğacak çocuk yüksek oranda metabolik hastalıklara yakalanmaktadır. Bu durum anne ve ileri kuşaklarda doğacak olan çocuklar için de geçerlilik sağlamaktadır.
Prof. Dr. Alper Çelik, başka bir ihtimalin de olduğunu vurgulamaktadır. Bazı anneler bu süreçte kendilerine oldukça dikkat etmekte ve bu sayede doğacak olan çocuklarında ise risk oranı oldukça az bulunmaktadır. Bu sonuca dayanarak doğan bebeğin torunlarında dahi Metabolik bir rahatsızlık görülme olasılığı çok düşük olduğu saptanmıştır.
İlandır