Güneşe fazla maruz kalmanın cilt kanseri riskinizi arttırdığını biliyor muydunuz? Cilt kanseri türlerinin çoğu ultraviyole (UV) ışığa çok fazla maruz kalmaktan kaynaklıyor. Güneş, solaryum, hatta sedef hastalığı gibi cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan fototerapi (PUVA) gibi aletler de dahil yaydıkları UV ışınları nedeniyle cilt kanseri gelişme risklerini artırıyor. Her kanser tipinde olduğu gibi melanomda da erken tanı hayati bir önem taşıyor. Bristol Myers Squibb (BMS) Türkiye Medikal Direktörü Uzm. Dr. Devrim Emel Alıcı, Cilt Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında melanoma dair soruları yanıtladı.
Melanom nedir?
Melanom, cilde rengini veren melanositlerden kaynaklanan bir cilt kanseri olarak karşımıza çıkıyor. Melanosit olarak adlandırılan ve cilde rengini veren hücrelerin normalin dışında aşırı ve kontrolsüz çoğalmaları sonucu oluşuyor. Aslında cildin herhangi bir yerinde gelişebilir ancak erkeklerde göğüs ve sırt, kadınlarda ise bacaklarda başlama olasılıkları daha yüksek olmakla beraber boyun ve yüzde de görülür.
Melanom nasıl anlaşılır, belirtileri nelerdir?
Daha önce var olan bir benin yanında ya da etrafında yeni bir “ben” ortaya çıkması buna örnek olarak verilebilir. Ancak en sık görülen belirtilerini vücuttaki benlerin renginde, boyutunda ya da biçiminde değişiklik olması, sınır düzensizliğinin ortaya çıkması, benlerde kaşınma ve kanama meydana gelmesi olarak anlatabilirim.
Melanom hangi yaşlarda görülür, kimler bu hastalığa daha yatkındır kısacası risk faktörlerini özetleyebilir misiniz?
Pek çok insanın benleri vardır ve bu benlerin neredeyse tamamı zararsızdır. Ancak fazla sayıda beni olan kişilerde melanom gelişme riski daha fazladır. Genellikle diğer benlerden daha büyüktürler ve anormal bir şekle veya renge sahiptirler. Güneşe maruz kalan ciltte ve ayrıca kalça veya kafa derisi gibi genellikle güneş görmeyen bölgelerde görünebilir. Açık tenli olmak da melanom için bir risk faktörüdür. Kızıl veya sarı saçlı, mavi veya yeşil gözlü, çilli veya kolayca yanan açık tenli kişiler melanom için yüksek risk altındadır. Genetik faktörler de var tabii. Birinci derece akrabalarda (anne, baba, kardeşler) melanom varsa, melanoma yakalanma riski daha yüksektir. Melanom hastalarının yaklaşık yüzde 10’unun ailesinde de melanom hastalık öyküsü vardır.
Ayrıca melanomun, yaşlı insanlarda gelişme olasılığı daha yüksek olmakla beraber genç insanlarda da rastlanır. Melanom 30 yaş altındaki özellikle genç kadınlarda görülen en yaygın kanserlerden biridir.
Melanomdan korunmak mümkün müdür?
Melanom için yaş, ırk ve aile geçmişi gibi bazı risk faktörleri kontrol edilemez ancak melanom ve diğer cilt kanserlerine yakalanma riskini azaltabilecek bazı önlemler var ve bunları uyguladığımız takdirde riski azaltabiliriz. Örneğin, Ultraviyole (UV) ışınlarından korunmak melanom riskini azaltmanın en önemli yoludur. Açık havadayken güneşten korunmak ve gölgede kalmak UV maruziyetini azaltır. Güneşe çıkmak gerekli ise bu durumda mümkün olduğunca cildi koruyan giysiler tercih etmek, koruma derecesi yüksek güneş kremleri kullanmak, şapka takmak ve göz ve çevresindeki hassas cildi korumak için güneş gözlüğü kullanmak çözüm olabilir. Ayrıca solaryumlardaki bronzlaşma lambaları, uzun süreli cilt hasarına neden olabilecek ve cilt kanserine katkıda bulunabilecek UV ışınları yayar. Özellikle 30 yaşından önce başlanan solaryum kullanımının melanom riskini arttırdığı biliyoruz. Bu nedenle pek çok dermatolog ve sağlık kuruluşu, solaryum kullanılmasını önermemektedir.
Melanom erken dönemde nasıl yakalanabilir ve tedavisi var mıdır?
Melanom çoğu zaman cilt yüzeyinde başladığı için erken dönemde saptanma şansı çok yüksektir. Bu nedenle belli aralıklarla vücudumuzu kontrol etmek çok önemlidir. Düzenli aralıklarla aydınlatılmış bir ortamda, boy aynası kullanarak tüm vücudunu tepeden tırnağa incelemeli, görülmesi güç bölgeler için bir el aynasından yararlanılmalıdır. İnceleme yüzden başlanarak, saçlı cilt, boyun, omuzlar, sırt, göğüs gibi sırasıyla aşağı doğru sistemli olarak inmelidir. Kasıklar, kollar ve bacakların iç kısmı, ayak tabanı ve parmak araları unutulmamalıdır. Uzun gibi görünen bu işlem aslında beş dakika bile sürmüyor ve erken tanı için hayati önem taşıyor. Tedavi için ise, erken dönemde yakalanan melanom ise en etkili yöntem cerrahi tedavidir. Biraz daha ileri evrede yakalanan melanomda lenf sisteminden başlayarak vücudun diğer organlarına yayılma riski taşıdığı için hastalığın olduğu bölgeye yakın lenf bezlerine de biyopsi yapmak gerekir. İlerlemiş hastalıkta kemoterapi, immünoterapi ya da gen hedefli tedaviler gibi tedavi seçenekleri gündeme gelebilir. Tedavi sonrasında ise belirli aralıklarla fizik muayene, dermatolojik muayene ve lenf bezlerinin ultrasonografik incelemesi ile takip edilir.
İlandır