Cennete gitmiş birine ağlamak çok saçma

1dk okuma

O gece son konuşmalarını yaptıklarında ağabeyi “Dikkat et oğlum” dedi. Cevabı hazırdı: “Gerekirse şehadet şerbetini içeceğiz”...

Haberin Devamı

Ankara’da evinde, eşiyle oturuyordu. Özel Harekât Daire Başkanlığı’nda ilk patlama sesi duyuldu. Sonra telefonu çaldı, eşine döndü, “Daireye gitmem gerek” dedi. Silahları kuşandı, avluya çıkıp, diğer arkadaşlarıyla araç beklemeye başladı. İşte o sırada ikinci bomba patladı. Şehit oldu Velid Bektaş...

Evliydi ama çocuğu yoktu.

Memleketi Mardin’deki ağabeyi Ahmet Bektaş anlatıyor: “Hep bir çocuğu olsun istiyordu. Tedavi oluyordu. Son bir iğnesi kalmıştı. O iğneyi yaptıramadı. O bizim kardeşimiz değil, çocuğumuz gibiydi...”

Çünkü 8 kardeşin en küçüğüydü Velid Bektaş. Annesi diğer kardeşlerine su içirir, ona süt içirirdi. Nazlı bir bebek gibi büyütüldü.

Sonra bir gün polis olmaya karar verdi.

Üniversiteden sonra, Atatürk Havalimanı’nda polis olarak çalıştı.

Maddi durumu iyi değildi. Tedavi masrafları çıksın diye 500-700 lira için Özel Harekât’a geçti.

Yurtdışı görev için Uganda’ya bile gitti.

Ağabey Ahmet Bektaş, o gece hastaneleri tek tek aradı. Morglara gitti, bulamadı kardeşini...

DNA testi yaptılar sonunda.

O zaman buldular kardeşini...

O gece son konuşmalarını yaptıklarında ağabeyi, “Dikkat et oğlum” dedi. Cevabı hazırdı...

“Dikkat edecek bir şey yok. Gerekirse şehadet şerbetini içeceğiz...”

“Şehit olması bize acı vermedi, biz imanlı bir aileyiz” diyor Ahmet Bektaş.

Ne ağlayabilmişler ne sevinebilmişler...

Sonra sordu:

“Cennete gitmiş birine ağlamak çok saçma, değil mi?”