Amerika'da teşhircilik gittikçe yayılıyor

Sahnede 20 yaşlarında bir kız Jerry'nin uzattığı mikrofona içini döküyor: ‘‘Marty ile tanışalı bir yılı geçti. Lokantaya, sinemaya filan götürmüyor beni. Canı ne zaman seks istese evine çağırıyor. Her seferinde artık evlenme teklif edecek diyorum ama hálá bekleyişteyim.’’

Jerry'nin yüzünde muzip bir tebessüm, yardımcılarına başıyla işaret ediyor: ‘‘Susan, bakalım Marty ne diyecek bu işe?’’ Keçi sakallı, geniş yapılı bir genç getiriliyor sahneye. Susan şaşkın, sevdiği adam karşısında. Soruyor, ‘‘Ne arıyorsun burada? Marty yükleniyor, ‘‘Sana ne o.....’’ Kızın gözleri doluyor ‘‘Ama aşığım sana.’’ Keçi sakallının umurunda değil: ‘‘Benim cinsel ihtiyacımı karşılamaktan başka ne işe yararsın sen?

Salondakiler hayretle izliyorlar, birkaç kadın yuhalıyor Susan'ın karakter yoksunu koca adayını. Jerry araya giriyor: ‘‘Kadınlardan nefret ettiğin belli, niye?’’ Marty, ‘‘Annemden öğrendim. O da önüne gelenle yatardı.’’

TUHAF ŞOV

Sunucu ‘‘Bekle öyleyse’’ diyor. 40'larında topluca, iri göğüslü bir kadın kulisten çıkıp geliyor. Marty'nin annesi bu. Eli maşalı kadın, ağız dolusu küfürler yağdırıyor Susan'a, yumruklamak istiyor, engel oluyorlar. ‘‘Biz ailece sekse düşkünüz, sende bunlar olsa doyurursun oğlumu.’’ Ardından çekip kaldırıyor açık yakalı bluzunu. İki eliyle avuçlayıp seyircilere dönüyor. Anında kamera top boyu göğüsleri puslu karelerle sansüre alıyor. Salonda kahkaha tufanı, koltuklardan kalkan bir düzine kadın bluzlarını, sutyenlerini çekip çıkarıyorlar. Göğüsler ortada. Bir kısmı daha cesur, etekleri çekip popolarını gösteriyor, oryantal dansöz figürleriyle. Gene sansürlüyor kameralar puslu karelerle. Heyecan doruğundaki izleyiciler ‘‘Jerry, Jerry...’’ çığlıklarıyla alkış tutuyorlar. Belediye başkanlığını bırakıp, televizyonda kendi adını taşıyan bir program yapmaya başlayan ve yüksek reyting alan Jerry Springer'in şovu bu.

Böyle bir programı ilk kez seyretmiş olsam sokak kadınlarının, işi gücü olmayan bıçkınların para karşılığında gösteriye çıktığını düşünürdüm. Oysa gerçek bir şov bu. Çoğunluğu kadın binlerce kişi her hafta göğüs, bacak, popo sergilenen şovlara katılmak için yapımcıların kapısına dayanıyor.

Bazı Amerikan kadınlarında ekrana çıkma merakı salgın hastalık gibi bir moda. Düşlerini süsleyen şöhrete, paraya-pula çıplaklık yoluyla ulaşacaklarını sanıyorlar. ‘‘Niye soyunuyorsun?’’ dendiğinde ‘‘Vücudum güzel. Doğal görünüşümün utanılacak tarafı yok. Hollywood yıldızları da kamera karşısına çıplak çıkıyor. Benim soyunmam niye ayıp olsun?’’ yanıtını veriyorlar.

Teşhircilik yaygın bir tutku. ‘‘Kahraman asker’’ diye reklamı yapılan Jessica Lynch'in Irak işgalinde yaralanmadan önce koğuşta çıplak gösteri yaptığı da, resimleri açıklanınca ortaya çıktı. Beden teşhirinin kökünde ‘narsisizm' (kendine hayranlık) yatıyor. Demi Moore, Brooke Shields doğuma birkaç hafta kala şişkin karınları, çıplak bedenleri ile yüksek tirajlı dergilere poz verdiler. Başkan Reagan'ın kızı Patti, 40'ını aşkın Farah Fawcett çırılçıplak Playboy sayfalarını süslediler. Genç aktris Drew Barrymore, şöhret arayışındaki kızlar, gece kulübü, bar ve özel partilerde iki kadeh içkiden sonra masa üstüne çıkıp striptiz yapıyorlar.

Ama konu burada bitmiyor. Kendine hayran ekran yıldızları, sosyete dilberleri vücut teşhiriyle yetinmeyip seks icraatını da filme çekiyorlar. Silikonlu göğüslerin öncüsü Pamela Anderson'ın başlattığı bu akım oteller zinciri Hilton'ın varisi Paris Hilton'a kadar uzandı. Sosyete dilberi 22 yaşındaki Paris, dört yıl önce sevgilisi Rick Solomon'la sevişmelerini kamerada görüntüledi. Paris'in, Playboy Güzeli Nicole Lenz ile eşcinsel birlikteliği dahil bir sürü erkekle iki düzineyi aşkın seks bantlarını ailesi yüksek paralar ödeyerek İnternet'te portal sahiplerinden toplamaya çalışıyor.

Teşhirciliğin, seks filmlerine yönelen bu çılgınlığın nereye uzanacağını kestirmek mümkün değil.
Yazarın Tüm Yazıları