Altmış yılda iki Fazıl Say

SPARTAKİST Hareket’te yer alıyor Fazıl Say. Spartakist Hareket, Birinci Dünya Savaşı’na karşı çıkan, 1917 Sovyet Devrimi’ni destekleyen, benzeri bir devrimi Almanya’da gerçekleştirmek isteyen bir akım. Rosa Lüksemburg, Karl Liebknecht ve Klara Zetkin’in başını çektiği grup.

Haberin Devamı

1914-1919 arasında sosyalist mücadele veren, 500 bin işçiyi genel greve götüren Spartakistler Almanya’nın her yerinde, özellikle Berlin’de iyi örgütlü. O örgüte Berlin’e matematik okumaya giden Fazıl Say da katılıyor.
1987’de de, yine Fazıl Say 17 yaşında Berlin’e müzisyen olarak gidiyor. Piyanist Fazıl Say yetmiş yıl sonra dedesi Fazıl Say’ın sosyalist eylemlere katıldığı kentte dünya yıldızı olarak doğuyor.

DEDE İLE TORUN

Dede ile torun aynı ismi taşıyor. Torun, yani piyanist Fazıl Say’ın babası Ahmet Say kendi oğluna babasının adını veriyor. Ahmet benim can dostum, bir ara Türkiye İşçi Partisi’nde (TİP) görev yapıyor, TİP’te bürokratik mekanizmaya karşı çıktığı için partiden ihraç ediliyor. Ahmet sosyalist kimliğini üzerinden hiçbir zaman çıkarmıyor.
Geçen yıl anılarını yazdığı kitabını okurken dede ile torun arasındaki bağlantıyı görüyorum. “Ağaçlar Çiçeklendi” başlığını taşıyan kitabında, dede Fazıl Say’ın Berlin’de Spartakist Hareket’e katıldığını öğreniyorum. Ahmet’le daha sonra bunun üzerinde sohbet ediyoruz. Dün de, yine benzer bir sohbetteyiz.

HEP BİRİNCİ

Haberin Devamı

Piyanist Fazıl Say “üstün yetenekli çocuklar” arasında. Konservatuvarın yüksek bölümünü bitirdiğinde, 17 yaşında üniversite mezunu. Kazandığı Alman bursuyla Düsseldorf’a, sonra Berlin’e gidiyor. Berlin’de 21 yaşında hoca oluyor. Dedesinin matematik okuduğu kentte.
Hoca olmadan önce Berlin Konservatuvarı’nda yetkililer diploma soruyor. Fazıl Say diplomayı çantasından çıkarırken, “Ne diploması, otur çal işte” diyerek piyanonun başına oturduğunda, Almanlar şaşkın, bu nasıl bir yorum, diyerek.
Sonra Avrupa birincisi oluyor, sonra Amerika birincisi oluyor. Sonra pek çok ülkede birinci oluyor. Türkiye onu geç fark ediyor.

O TURNEDE

Fazıl Say, Ömer Hayyam’a ait bir dörtlüğü retweet attığı için iki gün önce on ay hapse mahkûm oluyor.
Dün Ahmet’e soruyorum, “Herkes sağ olsun, çok arayan oldu” diyor. Dün Fazıl Say’a soruyorum, Almanya’da turnede. “Diyecek bir şey yok” diyor. Konuşmak istemiyor.
Konserler, kırmızı halılar, dünyanın dört bir yanında davetler, dünya onu el üstünde tutuyor. Siz onu hapse mahkûm ediyorsunuz, ifade özgürlüğü açısından sürpriz yok. Ağzını açanın mahkûm olduğu bir ülke burası. Değil dört, kırk dört yargı paketi çıkarsanız da, nafile. Dünya Türkiye’de ne olup bittiğini artık çok net görüyor.
Fazıl Say’ın dedesi Fazıl Say 1952’de aramızdan ayrılıyor. “Düşüncesinden” dolayı, evini ertesi gün polis basıyor. Torun Fazıl Say altmış yıl sonra “ifadesinden” dolayı mahkûm oluyor. Altmış yılda geldiğimiz “İleri Demokrasi” burası.

Yazarın Tüm Yazıları