Alın germede botoks altın çağını yaşıyor

Hepimiz yaşımız ilerlemeye başladıkça vücudumuzdaki değişiklikleri aynada yavaş yavaş görmeye başlarız.

Her insanın genetik mirası farklı olduğundan, bu sürecin ortaya çıkma hızı da farklıdır. Ancak hiç şüphe yok ki ister kadın isterse erkek olsun, yüzümüzde oluşan değişiklikler bizi vücudumuzda oluşanlara göre daha çok rahatsız ediyor. Alnımızdaki derin ve yatay çizgiler, gözlerimizin kenarında, üstündeki kırışıklıklar, göz torbalarımızın belirginleşmesi, burun kenarlarındaki çizgilenmelerin derinliği, dudak üstü kırışıklıkları, boynumuzdaki çizgilenmeler derken artık cildimizin gençliğimizdeki gibi ’çizgisiz ve ışıltısız’ duru görüntüsünün kaybolduğunu görürüz. Bunların hepsi de estetik operasyonlar, dolgu maddeleri, botoks işlemleriyle halledilebilen sorunlar. Ama yukarıda saydıklarımızın içinde biri var ki kadınların da erkeklerin de mutlaka estetikteki olmazsa olmazlarından biri.

İster "Mimiklerin fazla kullanılması" deyin, ister "Güneşin etkisiyle daha da kırıştı alnım" deyin, ya da "Yatay çizgilerin alnıma yerleşmesiyle ifadem değişti" deyin, aynaya baktığınızda alnınızdaki bu çizgilerden rahatsızsanız, bu sorundan estetik ile kurtulmanız mümkün. Alındaki çizgilerin yok edilmesi ve şakaklara daha genç bir görüntü verilmesi için, "alın germe" ve "şakak germe" işlemlerinde botoksun yanı sıra endoskopik cerrahi yöntemlerinden de yararlanıyoruz.

Üstelik sadece alnınızdaki çizgilenmeyle iş bitse daha kolay, bir de kaşlar arasındaki dikey çizgiler var. Yerçekimi buradaki dokuyu kaşla birlikte aşağı doğru hareketlendiriyor, sarkmasına da yol açıyor. Dolayısıyla ameliyat ile bunların tedavisini planlarken, oluşan kırışıklıkların giderilmesi, gerekirse buradaki yumuşak doku ve aşırı miktarda büyümüş kas yapısının orijinal yapısına getirilmesi için de birtakım sistemler kullanmak gerekiyor. Bunların bir kısmı cerrahi işlemler olabildiği gibi, bir kısmı da ’minimal invaziv’ işlemler dediğimiz, küçük girişimler. Minik iğneler ve dolgu malzemeleriyle yapılan işlemler.

Alın ve üst yüz bölgesinin oluşmuş problemlerinde düşüklerin ve kırışıklıkların giderilmesi için botoks enjeksiyonları mükemmel sonuç veriyor. Bu sayede yer çekimiyle oluşan çizgileri, doku ve kasların bozulan dengelerini botoks teknikleri uygulayarak gideriyoruz.

DERİN ÇİZGİLERDE ÇOK İYİ SONUÇLAR VERİYOR

Botoks uygulamalarını belirli sürelerle tekrarlamak gerekiyorsa da alınan sonuçların yüz güldürücü olması nedeniyle kırışıklık ve çizgilerinden kurtulmak isteyenler botoksu tercih ediyor. Tabii sadece botoksun yeterli olmadığı kişiler de var. Botoksla germe işlemi yaparken çok derinleşmiş çizgilerin ve çukurlukların özel dolgu maddeleriyle doldurularak dokunun tekrar kendini toparlaması ve alnın genç bir görünüme kavuşması sağlanıyor.

Tüm dünyada da alın germe işleminde aslında trend botokstan yana. Çünkü insanlar botoksla kısa sürede, ağrısız ve acısız yapılabilecek bir germe yöntemi mümkünken, ameliyattan uzak durmayı tercih ediyor. Artık cerrahi yöntemlerle yapılan alın germe işlemleri son yıllarda oldukça azaldı diyebilirim. Botoks düzenli aralıklarla tekrarlanarak, elde edilen kırışıksız, çizgisiz görüntünün uzun bir süre korunmasını sağlıyor. Dolgu maddeleri de çukurlukların doldurulmasını sağlayarak destekleyici bir uygulama olarak elimizin altında bulunuyor.

Aslında alındaki çizgilenme ve kırışıklıkların tek başına tedavisi, duru, genç ve ışıltılı bir görünüme sahip olmak için yeterli değil. Çünkü alından aşağıda yer alan şakak bölgesi de, yaşlanma ve yerçekiminden nasibini alıyor. Şakak germede eğer cerrahi yöntem tercih edilecekse, hasta ve doktor buna birlikte karar veriyor. Şakak germede son 10-15 yıldır hekimler, alın germede de kullandıkları endoskopik yöntemi sıkça kullanıyor. Endoskopik cerrahide germe işlemi uygulanacak bölgeye birkaç küçücük delikten girilerek, kamera aracılığıyla işlem yapılan alan da görülerek estetik uygulanabiliyor. Endoskopik cerrahinin gelişimiyle eskiden kullandığımız büyük cerrahi işlemlerin yerini daha küçük alın ve şakak germe operasyonları aldı.

Endoskopik yöntemde, birkaç küçük delikten içeri girip buradaki kas ve deri yapısını geriyoruz. Kas ve deri yapısını yaşlanma, yerçekiminin etkisiyle düşmüş olduğu yerden eski yerine taşıyarak, dokuları sabitleştirmiş oluyoruz. Ameliyattan sonra iki veya üç gün boyunca hastaya sargılı bandaj uyguluyoruz. Germe işlemi uyguladığımız hastamız banyosunu, ameliyatın üçüncü ya da dördüncü gününden itibaren yapabilir. Ameliyattan sonraki dönemde rahatsız edici, şiddetli ağrılar görülmez. Sadece gerginliğin yarattığı hafif bir baş ağrısı olabilir. Bu da ağrı kesici bir ilaç alınarak giderilebilir. İşlemden sonraki üç ve beşinci gün arasında şişme olabilir. Bir hafta 10 gün içinde bu yakınmaların hepsi ortadan kalkacaktır.

ALIN VE ŞAKAKTA CİDDİ İZLER KALMIYOR

Bu yöntemlerin kullanılmasıyla sadece şakak germe yapılabildiği gibi, yüz germe ve şakak germe birlikte aynı seansta da yapılabilir. Germe işlemiyle birlikte alın ve şakak bölgesinde göze batan, dikkati çeken bir gençlik ifadesi yaratılır. Üstelik endoskopik alın germe işlemleri ciddi izler bırakmaz. Oysa saçlı deriden yapılan germe ameliyatları endoskopik teknik kullanılmazsa izler bırakabiliyor, yer yer oluşan gerginlik nedeniyle saç dökülmeleri de olabilir. Saçların dökülmesini önlemek amacıyla endoskopik olarak alın germe yapıyoruz.

Kepçe kulak ameliyatını en çok çocuklara yapıyoruz

Halk arasında kepçe kulak olarak tanımlanan ve tıbbi adı ’prominent ear’ olan kulak şekil bozukluğu ameliyat ile görünür yara izi oluşturulmadan düzeltilebilir. Önden bakışta kulakların kenarı görünmez veya çok az görünebilir. Kulaklarında kepçe kulak tarzında şekil bozukluğu olanlarda ise kulak iç kısmı ve kenarı tamamen görünebilir. Kulak normalde kafa kemiği ile yaklaşık olarak 15-30 derecelik açı yapar. Kulak kenarı ile kulak arkasındaki deri arasındaki mesafe yaklaşık olarak bir-iki santimetredir. Kepçe kulak olarak tanımlanan şekil bozukluğunda, kulağın kafa ile yaptığı açı fazladır. Bu nedenle kulağın orta bölümünde bulunan derinliğin de fazla olduğu görülebilir. Kulağının şeklinden şikayetçi olan kişinin, plastik cerrah tarafından yapılan değerlendirme ile operasyona uygun olup olmadığı belirlenebilir.

Çocuk beş-altı yaşına ulaştığında kulağı yetişkin boyutuna yakın büyüklüğe ulaştığından, operasyon bu yaşlarda ve sonrasında yapılabilir. Kliniğimizdeki hastaların büyük çoğunluğunu okul çağında olan çocuklar oluşturmaktadır. Ancak orta ve daha ileri yaşlarda da bu şikayetle gelen ve ameliyat olan hastalarımız az değildir. Küçüklerde genel anestezi tercih edilirken, yetişkinlerde sakinleştirici ilaçlar ile desteklenen lokal anestezi tercih edilebilir. Ameliyat süresi ortalama iki saat civarındadır. Ameliyat sonrası kulak dış darbelere ve çekilmeye karşı korunmalıdır.

International Hospital Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. Nezail Demirciler

Her 100 kişiden biri aşırı terlemeden dertli

Terlemeye karşı uygulanan çeşitli tedavi yöntemleri var. Bu yöntemleri şöyle sıralayabiliriz:

Deodorant kullanımı: Çok aşırı olmayan terlemelerde faydalı olabilir.

İyontoforez tedavisi: Bu yöntemde elektrik akımından yararlanarak aşırı terlemenin önlenmesine çalışılmaktadır. Ancak bu yöntemde de uzun vadeli iyi sonuçlar nadirdir.

Oral antikolinerjik ilaçlar: Bu ilaçlar yardımıyla sinir aktivitesi azaltılmaya çalışılmış ancak yeterli olmamıştır.

Ter bezlerinin çıkarılması: Cerrahi olarak ter bezlerinin tamamen çıkarılması ya da sebep olan sinirlerin haraplanması (sympathectomy) denenen yöntemler arasındadır. Ancak bunların hiçbiri kesin çözüm sağlamamaktadır.

Botoks: Botoks tedavisi ile aşırı terlemenin önüne geçilmeye çalışılmıştır. Botoks ile aşırı terlemeye neden olan sinir uyarımları bloke edilerek terleme engellenir.

- Botoks ince bir iğneyle enjekte edilir.

- İlaç uygulandıktan 3-4 saat sonra etkisi başlar ve ortalama bir hafta içinde tam yerleşir ve terleme kesilir.

- Botoks, 7-8 ay kadar etkisini devam ettirir.

- Tekrarlanabilmesi bu yöntemin sıklıkla tercih edilme nedenleridir.

- Yan etki olarak çok küçük ihtimalle ilaç alerjisi olabilir ki bu da uygulama alanındaki hafif kızartılar ve kaşıntılardan başka bir rahatsızlık oluşturmaz. 

Acıbadem Bursa Hastanesi Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi

Uzmanı Op. Dr. Ayhan OKUMUŞ
Yazarın Tüm Yazıları