Albüm yapmayalı 8 yıl olmuş ki uzun zaman, çocuk yapsa ilkokul ikiye gider, o kıvam

Hayli eski bir Hollywood klişesi olan Coctail’den alıntı bir replikle ifade etmek gerekirse: ‘İlişki dediğin şeyde, iyi bir son yoktur; iyi olsaydı, sona ermezdi zaten...’

Evet efen’im, yine ilişkilerden milişkilerden söz edeceğiz...

Tamam, biliyoruz, haklısınız, biz de hafta içi memleket kurtarıp, pazar günleri Allah’ın emriymiş gibi aşk yazan abilerimize döndük, hemen her cumartesi bu köşede aşktan meşkten dem vurur olduk.

Ama yani, insaf ediniz; naçar muharrire ne yapsın? Hayvan hakları üzerine yazılmış bir şarkıyla geldiler de kapıdan mı kovduk?!

Cumartesileri köşenin doğası gereği kliplerden, şarkılardan bahsetmek gerekiyor. E, takdir edeceğiniz üzre, memleket meseleleri, belediye seçimleri, enflasyon ve benzeri mevzular üzerine şarkı da nadirattan yazılıyor, hatta neredeyse hiç yazılmıyor.

Neyse ya... Allah biliyor ya, iyi de geliyor...

NADASTA BİR YÜREK

Zira şeyi diline vurmuş empotan adamlardan pek farkımız yok bu aralar. Kalp cenahı, evdeki buzdolabından beter durumda: Tamtakır, kuru bakır... İçinde fare düşse, garibanın kafası kırılır.

Bünyeyi nadasa bıraktık; yürek denen o yumruk kadar kası, kapakçıkları mapakçıkları dinlendiriyoruz. Aşkın fikriyle istop oynuyor, daha ziyade beyni yoruyoruz...

Hem bir yanıyla, korunaklı da bir durum. Málûm, nasır dediğiniz, kor yanığı kadar can acıtmıyor...

Eveet, nafile lafazanlıktan yana istihap haddini yeterince zorladıysak, gelelim sadede.

Yani milletin altı ayda bir albüm çıkarmasına, haftada bir klip çekmesine alışkın olduğumuz bir sektörde müstesna bir tavır sergileyen Deniz Arcak’a ve onun sekiz yıllık emeğine...

Deniz Arcak’ın son albümünün üzerinden tamı tamına sekiz yıl geçmiş. Hakikaten uzun zaman... Şaka değil yani, çocuk yapsan, ilkokul ikinci sınıfa başlamış olur; o kıvam...

Boşuna dememişler; ‘Tanrılar’ın değirmenleri ağır öğütür ama çıkan un da ince olur’ diye... Prodüktörlüğünü Fuat Güner’in yaptığı Kıpır Kıpır adlı albümün ilk çıkış parçası Eyvallah, bu sözü doğruluyor.

Klip de Deniz Arcak’ın sesi gibi duru, onun tabiatı gibi sade. Siyah-beyaz bir performans klibi... Arcak, arkasında orkestrasıyla şarkısını söylüyor.

Ha, pardon, arada bir de şahane bir Mustang’in içinde, direksiyon sallıyor.

BİR NEVİ YOL ŞARKISI

Eh, ne de olsa, ilişki bitmiş, yollara düşülmüş ters istikamette...

Yol şarkısı da sayılır yani bir yerde:

‘Kapılar kapandı bak işte / Yüreğim sıkıştı hüzünle / Sevincim içimde buz oldu / Kalakaldım böyle sessizce / Tanıdıktı yalnızlık oysa / Haklısın belki yolunda / Hazırdım bu kez mutluluğa / Nereden çıktı şimdi ayrılık? / Öyle boş, öyle boş ki bu dünya / Güneşim sandım seni oysa / Girdabın içinde yaşarken / Yakamoz yakamoz çakar aklıma / Susadım sana tek bir nefeste / Yaşadım aşkımı bir hevesle / Gözümün önünde durma n’olur / Yaşamak öyle zor ki bu bedende.’

Doğru söze ne denir? Hakikaten de ilişki bittiğinde maalesef pek öyle dost most kalınamıyor. Elden sadece, eski sevgiliye yeni hayatında başarılar, mutluluklar dilemek geliyor:

‘Hadi yoluna eyvallah / Mutlu ol gülüm inşallah / Sen biten günün ardından / Bir başına kalma inşallah...’

Amin, diyelim...
Yazarın Tüm Yazıları