AKP-BDP ittifakında ‘esmer günler’

Türkiye gelecek yıl iki seçime gidiyor, yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi. Hatta belki üçüncü bir seçim, genel seçimler.

Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan seçimlere giderken toplumda oluşan bu sorunları çözmek istiyor. Hastanede tahliye edilen generalleri bile ziyaret ediyor.

Aynı zamanda PKK’ya silah bıraktırmak amacıyla yoğun uğraş veriyor. Asıl uğraşı yeni anayasa ile başkanlık sistemini getirmek.

Meclis’ten böyle bir anayasanın çıkması mümkün değil, ama Meclis’te 330 oyu bularak kendi yaptığı başkanlık anayasasını referanduma götürmeyi hesaplıyor.

330’u nasıl bulacak? BDP ile anlaşarak. Erdoğan son zamanların en önemli açıklamasını geçen hafta yurtdışından dönerken yapıyor, “BDP ile anlaşabiliriz”. Her fırsatta yerle bir ettiği, PKK’nın sözcüsü ve uzantısı gördüğü BDP ile.

HERKES DEVREDE

PKK’ya silah bıraktırmanın yollarından birini AKP Öcalan’da görüyor. Onunla görüşmeler 2006 yılında başlıyor. Şimdi yoğunlaşıyor. PKK, Öcalan’ı dinler mi?

Silah bırakır mı? Kısa dönemde zor. Silah PKK’nın en büyük kozu. Bunu Ankara da biliyor, o nedenle Öcalan dışında, PKK’ya silah bıraktırmak için Barzani ve Amerika’nın devreye girmiş olması sürpriz değil. Öcalan’ın rolü mutlaka olur, ama tek başına yeterli olmayabilir.

DEMOKRASİ DÜĞÜMÜ

AKP ile BDP yeni anayasanın referanduma gitmesi için nerede anlaşacak?

BDP’lilere yıllardır Kürt sorununun çözümü nerede, diye sorulduğunda, hep “demokrasi” diyorlar. Nedir bu demokrasi, o yok. Onu geçen hafta Sırrı Sakık söylüyor:

“Kafkaslar’dan mı, Bosna’dan mı geldiniz, burada yeriniz yok, haddinizi bileceksiniz”.

Sürekli demokrasi diyerek, ırkçı kimliğini itiraf edenlerin demokrasiyle alışverişi yok. Varsa, ancak kendileri için ve kendilerinin anladığı ölçüde var.

Hele başkanlık, yargının başkan tarafından ele geçirilmesi, demokrasiye veda ve feda edilmesi BDP’nin umurunda değil. AKP ile pekâlâ anlaşabilir. Ama, karşılığında bir çek alarak. Örneğin, özerklik ya da tatmin edici benzer bir ödün.

PKK’ya silah bıraktırmak, yeni anayasa, başkanlık sistemi, seçimler, BDP ile anlaşmak hepsi iç içe geçmiş bulunuyor. Ortak payda demokrasiye veda, Erdoğan’ın başkan seçilmesi, gerisi laf.

ABD’den rahatsız destek

AMERİKAN Büyükelçisi Ricciardone’nin uzun tutukluluk süreleri, yargıdaki durumla ilgili eleştirilerine Başbakan Erdoğan ve AKP sözcüsü Hüseyin Çelik başta olmak üzere iktidardan diplomatik dili aşan, sert tepkiler geliyor. Büyükelçi o eleştirileri yaparken bana göre:

1- Öyle bir açıklamayı Washington’a danışmadan yapmaz.

2- Yakında Ankara’ya gelecek olan ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı John Kerry de sanıyorum Büyükelçi’nin sözlerini aynen tekrarlayacak ve kaygılarını bildirecek.

3- Amerika’nın bu tepkisi arkasında bir başka uyarı daha var. Türkiye, Kuzey Irak’la petrol anlaşması imzalıyor. Amerika, “Hooop, dur bakalım, ne petrolü, ne anlaşması, burada ben varım” diyor.

Obama yönetimi halen AKP iktidarına desteğini sürdürüyor, ancak bu destek onu hızla rahatsız ediyor.