Paylaş
Aşı, toplum sağlığını etkileyen mikrobik enfeksiyonlara karşı insanlığın en önemli silahlarından biridir ve aşı uygulanması ile suçiçeği, kabakulak, difteri gibi birçok hastalık ortadan kalkmış veya hafif seyretmesi sağlanmıştır. Böylelikle salgınlar ortadan kalkınca geçmişle kıyaslandığında insan ömrünün uzadığını görebiliriz.
COVID-19 için bir kaç farklı tür aşı geliştirildi
Bu aşıların tümü vücudun bağışıklık sistemine, COVID-19’a neden olan virüsü güvenli bir şekilde tanıtmayı ve yok etmeyi öğretecek şekilde tasarlanmıştır. Hastalığa neden olmayan ancak bağışıklık yanıtı oluşturan etkisizleştirilmiş-zayıflatılmış virüs içeren aşılar (İnaktif aşılar), güvenli bağışıklık yanıtı oluşturmak için COVID-19 virüsünün RNA parçacıklarını taşıyan hastalık yapıcı etkisi olmayan virüslerin kullanıldığı vektör aşıları vs.
Peki, bu aşıların koruyuculuk oranları farklı mıdır?
Koruyuculuk oranlarında farklılık olsa bile (hasta grupları, hasta sayısı farklılıkları vs.) %50 koruyuculuk oranlarında bile her iki kişiden birinde hastalık olmayacağı anlamına gelir.
Yüksek risk grubuna giren kişiler mutlaka aşılanmalı ve bağışık hale getirilmelidir. Bunların başında, kalp damar hastalığı, hipertansiyon, diyabet, böbrek yetmezliği, kronik akciğer hastalığı, karaciğer hastalığı, kanser hastaları, nakil hastaları gibi enfeksiyona yatkın olan ve en ölümcül grup gelmektedir.
Sağlık Bakanlığının COVID-19 aşısı için öncelikle aşılanması gereken grup olarak ileri yaş ve kronik hastalığı olanları belirlemiş ve sağlık çalışanları, sonrasında da risk grupları aşılanacaktır. Bu kişilerin aşı olmasında, sağlıklı kişilerde oluşabilecek yan etkiler dışında herhangi bir yan etki yoktur. Sadece aşının kendisinin oluşturduğu, alerjik reaksiyonlar gibi yan etkiler olabilir.
Amerikan Kalp Cemiyeti kalp hastaları veya kalp hastalığı risk faktörleri (Hipertansiyon, diyabet vs.) olan yüksek risk grubundaki kişilerin hemen aşı olmasını önermekte, aynı önerileri kalp krizi veya inme geçiren hastalar için de önermektedir.
Bazı hastalar aşının yan etkilerinden çekinirler, ancak aşının yararı, getireceği riskten daha fazladır. Şimdiye kadar bildirilmiş halsizlik, yorgunluk, deride kızarıklık, baş ağrısı dışında belirgin bir yan etki olmamıştır.
Bilinen bir kalp hastalığı olan birinin kalp rahatsızlığı olmayan birine göre COVID-19’ a yakalanma riski daha fazla mıdır?
Hayır. Fakat altta yatan kalp hastalığı olan kişiler enfeksiyonun belirtilerini daha sık gösterir veya sağlıklı bireylere göre enfeksiyonu daha şiddetli bir şekilde geçirirler.
Yapılan çalışmalar COVID-19’un kalp–damar sistemini çeşitli şekillerde etkilediğini göstermektedir. Bunlar;
Peki, kalp-damar sistemi açısında en yüksek risk grupları hangileridir?
Avrupa Kalp Cemiyetinin belirlediği risk grupları; organ nakli hastaları, kemoterapi veya radyoterapi alan kanser hastaları, lenfoma ya da löseminin eşlik ettiği kalp hastaları gibi immunsuprese (bağışıklık sistemi baskılanmış) bireyler teorik olarak virüs bulaş riskinin ve virüse yenik düşme olasılığının en yüksek olduğu gruptur.
Diğer yüksek risk grupları, yaşlı ve düşkün bireyler ile eşlik eden kalp damar hastalığı olan gebe kadınları içermektedir. Kalp yetersizliği, dilate kardiyomiyopati (kalp yetmezliğinin bir çeşidi), aritmojenik sağ ventrikül kardiyomiyopatisinin (ritim bozukluğu ile seyreden genetik bir kalp hastalığı) ileri formları ve doğuştan siyanotik (morarma) kalp hastalığı olan bireyler en yüksek risk grubundadır. Obstrüktif hipertrofik kardiyomiyopatisi (genetik olarak geçen kalbin çıkışında darlığa neden olan kalp yetmezliği tipi) olan kişiler aynı yüksek risk sınıfında sayılabilirler.
Virüsün kalp pili ve kardiyak defibrilatör (şok cihazı) takılmış hastalarda bu cihazları etkilediğine dair bir veri yoktur. Dolaysısı ile bu hastaların tedirgin olmasına gerek yok, ancak bu hastaların çoğunda da kalp yetmezliği gibi altta yatan bir neden olduğundan enfeksiyondan korunmaları gerekmektedir.
Kalp kapak hastalığı olanlar veya kalp kapağı değişmiş kişilerle ilgili de olumsuz bir veri yoktur.
Atriyal fibrilasyon (ritim bozukluğu) olması tek başına enfeksiyon riskini artırmaz. Bununla birlikte, birçok atriyal fibrilasyon hastası daha yaşlıdır ve kalp yetmezliği, hipertansiyon ve diyabet gibi ek hastalıkları mevcuttur. Bu da enfekte olmaları durumunda hastalığı daha ciddi bir şekilde geçirmelerini daha olası hale getirir.
COVID-19 kalp krizi veya aritmilere (ritim bozukluğu) neden olabilir. COVID-19’un bulguları arasında şiddetli göğüs ağrısı yaşıyorsanız hiç vakit kaybetmeden 112 Acil sağlık hizmetlerine başvurmalıdır.
COVID-19 neden olduğu şiddetli sistemik iltihabi yanıt kişilerde aritmileri, kalp yetmezliğini, kalp krizini, böbrek yetmezliğini, inmeye (strok) tetikleyebilir. Ancak, virüse yakalandıktan sonra bu sorunları önlemek için yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur.
Aşı ile ilgili şimdiye kadar yapılan denek çalışmalarında ve toplumsal aşılamalarda kalp hastalarıyla ilgili herhangi bir yan etki bildirilmemiştir.
Sonuç olarak, kalp yetmezliği, kalp-damar hastalığı, kalp kapak hastalığı, ritim bozukluğu, balon-stent takılan, açık kalp ameliyatı geçirmiş, kalp krizi geçirmiş, inme geçirmiş olan tüm hastalar mevcut ilaçlarına devam etmeli ve mutlaka aşı olmalıdır. Bununla birlikte maske, sosyal mesafe ve el hijyeni gibi tavsiyelere kesinlikle uymaları gerekmektedir.
Paylaş