Paylaş
Rasyonel insan; akıl temelli, mantıklı kararlar alan, aklın kurallarını uygulayarak yaptığı hataları tekrarlamayan öz denetim sahibi kişidir. Mantığına uygun olmayan şeyleri bulup çıkarmaya meraklıdır.
Sanatsal faaliyetlerden hoşlanır ve onlardan -kimi zaman farkında olmadan- mantıksal dersler çıkarır. Sanat aracılığıyla gelişmeye ve geliştirmeye çalışır. Gerçek hayatla bağ kurarak çıkarımlar elde eder.
Bilgiden doğan görüşlere açık, hurafelere kapalıdır. Doğasında şüphecilik vardır. Aktarılan şeylere çabucak inanıp hayallere dalmak yerine, derinlemesine araştırmalar yapmaktan yanadır.
Bilimsel bilginin bir parçası olmaktan haz alır ve doğruluk ihtimali en yüksek kesinliğe ulaşmaya çalışır. Bir kesinliğin bulunmadığı durumlarda en çok kabul gören görüşe odaklanır. Ancak bunu yapmadan önce tez ve antitez oluşturur. Böylelikle konuyu, karşıtlık kurarak akıl yürütme yöntemiyle ele almış olur. Varsayımsal konuları kesinlik kazanana dek sorgular. Gerçekleri çarpıtmaz.
Rasyonellik fikri ne zaman doğmuştur ve türleri nelerdir?
Rasyonellik fikrinin doğuşu, Aydınlanma Çağı’na kadar uzanır. Hatta sosyolojinin kurucularından olan Max Weber, rasyonelliği teşvik etmiş ve rasyonelleşmeyi sosyolojinin merkezine almıştır. Olguları nedensel olarak anlamak gerektiğini savunmuştur. Rasyonel davranış nedensellik haricinde amaçsal ve değersel de olabilir. Bir yöneticinin, normal şartlarda astlarının yaptığı bazı işleri, yoğunluk sebebiyle kendisinin de yapması buna bir örnektir. Hem işleri yoluna koyar, hem de çalışanlara; yönetim, ego, iletişim, yardımlaşma konularında amaçsal, değersel ve aynı zamanda akılcı (rasyonel) bir ders verir.
Rasyonel olmak her zaman başarı getirir mi?
Rasyonel insanlar, zaman ve risk yönetiminde irrasyonellere göre daha başarılıdır. Mali krizler irrasyonel kararlara bağlanır. Ancak dış etkenlerin irrasyonelleşmeye sebep olduğu birçok örnek vardır. Mesela, rasyonel kararlar alınarak kurulmuş bir işletme, pandeminin etkisiyle iflas edebilir. Dolayısıyla rasyonel olmak “her zaman” başarıyı getirmez.
İrrasyonel insan kimdir?
İrrasyonel insan; gerçekçi olmayan, çoğu zaman geçmişte veya gerçekleşmesi olanaksız düşlerde yaşayan, onu aşağı çeken duyguları üzerinde kontrol kurma kabiliyeti az olan kişidir.
İrrasyonelliğin özünde gerçeği yadsımak, ispatlanamayacak şeylerde ısrarcılık vardır. Gereksiz işler için çok fazla vakit harcar. Mantık dışı olarak nitelendirilebilecek düşünceleri, diğer düşüncelerine göre daha ağırlıklıdır. İrrasyonel kişi; hem geçmiş olayları çarpıtır, hem de gelecek hakkında yanlış varsayımlar yapar.
İrrasyonalist (us dışıcı), kolaycı ve faydacıdır. Bu noktada belirtmeliyim ki hedonist insanlarda da irrasyonel düşünce şekli hâkimdir. Hedonizm, iktisatın yapı taşları arasında olan “faydacılık”ın alt yapısında bulunur. Ancak iktisatta çıkarı peşinde koşma konusu bireysel değil, toplum bazında ele alınır. Felsefik açıdan bakıldığında ise bunun tam tersi olarak, kişisel çıkarlar söz konusudur. İnsanın kötülükle mi doğduğu, yoksa sonradan mı kötü olduğu araştırıldığında, fıtratın (yaradılışın) karakterin yüzde ellisini oluşturduğu ve bununla beraber insanın kötüye dönüşmesinin en büyük sebebinin hedonizm (hazcılık) olduğu vurgulanır. Haz peşinde olup, bu yolda her şeyi mübah sayan, kişisel çıkarları çerçevesinde bencilce davranan, çalışmayı sevmeyen, sürekli övülmeyi bekleyen kişiler hem irrasyonel hem de hedonisttir.
İrrasyonelleşmenin sebepleri nelerdir?
-Sorumluluklardan kaçmak
İrrasyonellik bir yaşam tarzına dönüşmüşse, kişi, sorumluluklarının üstesinden gelemiyor ve onlardan kaçınmanın yollarını arıyor olabilir. Hayatın getirdiği zorluklarla mücadele edecek gücü kendinde bulamayıp; irrasyonel (mantıksız) düşüncelerin, hayallerin arkasına saklanarak yaşayan insanlar azımsanacak sayıda değildir.
-Mükemmelliyetçilik
Mükemmeliyetçi insanların da irrasyonel düşündüğü görülür. Kendini her konuda mükemmel olmak zorundaymış gibi hisseden, kusursuzluğu arayan kişi, bunun gerçekçi olmadığını göremiyor ve irrasyonel düşünceler denizinde boğuluyor olabilir. Mükemmel kadın/erkek arayışında olanları da aynı grupta değerlendirebilirsiniz.
-Sezgilere aşırı bağlılık
Sezgilere aşırı bağlılık irrasyonellik doğurur. Altıncı hissinin güçlü olduğunu ifade ederek bir fikri öne süren, sezgilerine göre hareket eden kişi irrasyoneldir. Rasyonel insanlar bu tarz söylem sahiplerine her zaman şüpheyle yaklaşır, kuşku duyar.
-Duygusal zeka noksanlığı
Duygusal zekâsı düşük kişilerde irrasyonel düşünce şekli görülür. Stres karşısında kontrolünü kaybederek mantık dışı davranışlar sergileyen insanlar, rasyonelleşme yolunda kişisel gelişim çalışmaları yapmazsa, bu durum kendine veya başkalarına zarar verme boyutuna taşınabilir. Kişinin duygusal zekâ kat sayısını yükseltmesi, düşüncelerdeki irrasyonelliğin azaltılmasını sağlar.
Duygusal zekâ arttırma yolları hakkındaki makaleme aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.
-Yüksek ego
Yüksek ego, kişinin muhakeme yeteneğini kaybetmesine ve gerçek dışı algılara sebep olur. Olayları olduğundan çok farklı şekillerde yorumlar. Bir karınca aynaya baktığında kendini fil gibi görüyor ve bunu davranışlarına yansıtıyorsa, -hangi sebeple yaparsa yapsın- irrasyonelliğin doruğuna ulaşmış demektir.
Rasyonellik ve irrasyonellik nasıl ölçülür?
Yukarıda aktarmış olduğum davranış biçimleri çerçevesinde irrasyonel veya rasyonel taraflardan hangisi ağırlıklı geliyorsa, kişinin doğası odur. Kişi, mantıksız davranışlar sergilemediği, tutumları üzerindeki mantıksal hâkimiyeti kadar rasyoneldir.
Hayalci bir yapıya sahip, yaklaşımlarının çoğu gerçek dışı olan, karar alırken bilgiden değil duygulardan yola çıkan insanlar, diğerlerine göre irrasyoneldir.
İnsan tam olarak rasyonel mi, irrasyonel mi?
Sağlıklı bir insan için “tam olarak” irrasyonel veya rasyoneldir denemez. Kimse tam olarak rasyonel olamaz, çünkü olaylar karşısında birçok duyguya kapılıp, duygu durumu değişikleri yaşayabilir ve bunlar belli ölçüde fikirlerine, davranışlarına yansır. Herkesin hassas olduğu bazı noktalar vardır ve zaman zaman duyguları mantığının önüne geçebilir.
Kişi dış etkenlerden, yanlış bilgiden, önyargılardan ve kandırılmadan doğan davranışlarda bulunduğunda temelde rasyonalist olsa da irrasyonellik sergileyebilir. Sigaranın sağlığa zararlı olduğunu bile bile içmeye devam eden kişi de yeterince rasyonel olamıyordur.
Kimse tam olarak irrasyonel de olamaz, çünkü hayatını devam ettirmek için rasyonel davranışlar sergilemek durumunda kalır. İrrasyonel düşünceyi savunan “faydacı” düşünürler, ideal rasyonelliğin bulunmadığını öner sürer ve bu konunun ucu agnostisizm (bilinmezciliğe) dayanır. Bununla beraber irrasyonel insanlar seçimlerine kendince mantıklı açıklamalar getirerek, rasyonel olduklarını düşünebilirler.
İrrasyonalist kişi sonradan rasyonalist olabilir mi?
İrrasyonalist kişi, sonradan rasyonalist olabileceği gibi, bunun zıttı da mümkündür. Tutumlar; davranışları ateşler ve doğuştan değil, sonradan geliştirilen, öğrenilmiş öğelerdir. İnsan sürekli değişim halindedir. Bu sebeple kırk gün ve daha fazla süredir görmediğiniz bir insanın, irrasyonel veya rasyonel olup olmadığı konusunda “rasyonel” bir fikre sahip olamazsınız.
İnsanların kişisel çıkarlarını ve kendi değerlerini toplumsal gerçeklikten ayırması, rasyonel olarak var olan şeyin üzerine eğilmesi gerekir. Esas olan, değerleri kişisellikten belli bir mesafede tutarak, topluma, hatta insanlığa yarar getirecek araştırmalar yapmaktır. Planlı ve akılcı şekilde davranmaktır. Bu durum, bireysel özgürlüklerin kısıtlanması anlamına gelmiyor. Bugün bizlere düşen şey, “Gerçekte var olan nedir?” ve “Mantığa göre olması gereken nedir?” ayrımını iyi yapabilmektir.
Paylaş