Paylaş
Zekâ testlerinde; IQ düzeyi 91 ile 110 rakamları arasında kalan kişiler normal zekâlı, 111 ile 119 rakamları arasında olanlar ise ileri zekâlı olarak belirlenmiştir. Durum böyleyken, zekâ seviyesi normalin üstünde olan bir insan bile, eğer olaylar karşısında verdiği ilk tepkilerden pişmanlık duyuyor ve bu tepkiler çevresindeki insanlar tarafından da ilkel bulunuyorsa birçok alanda hüsrana uğramaya mahkûmdur. Çünkü duygusal zekâ (EQ) düzeyi düşüktür.
Duygularınızın üzerine kontrol ağları örerek uygun tepkileri yansıtmanız ve ilkellikten uzak bir iletişim stili belirlemiş olmanız, EQ seviyenizin yüksek olduğu anlamına gelir. Eğer bu alanda kendinizi geliştirmek istiyorsanız, ilk aşamayı neleri yapmamanız gerektiğini bilerek kaydedebilirsiniz. Aşağıda sıralamış olduğum beş davranış, sizi “ilkel insan” durumuna düşürür:
• Suçlamak
• Yargılamak
• Kişiselleştirmek
• Zannetmek
• Varsaymak
Duygusal zekâyı arttırmak için yapılması gerekenler ise şunlardır:
İrade kontrolü sağlayın
İç dünyanızdan yükselerek, “Nasıl olsa planlarıma uyamıyorum!” diye yankılanan bir ses işittiniz mi hiç? Eğer işittiyseniz, o sese kapılıp boş vermişliği seçtiğiniz oldu mu? İrade, sizi aşağı çeken tüm olumsuz duygulara hükmetme gücüdür, duygu kontrolü sağlayabilmektir. Karakterinizi yeniden yaratmak için de iradenizi yüceltmeniz gerekir. Karakterinizin hoşa gitmeyen taraflarını kaç yaşında olursanız olun değiştirebilirsiniz.
- Zayıf yanlarınız üzerinde düşünüp, onları başlıklar halinde sınıflandırarak not alın. Böylelikle harekete geçebilme güdünüzü ön plana çıkarmış olursunuz. İçinizdeki asil duyguları uyandırın ve içgüdülerinize hükmedebilmek için dikkatinizi uyanık tutun. Uyku saatlerinize düzen kazandırın, sizi yararsız ve tembel biri yapan şeylerle aranıza mesafe koyun. İrade zayıflığı yüzünden, kazanabileceğiniz halde kaybettiklerinizin pişmanlığı; öz disiplinin bedelinden fazladır.
- Odaklanarak düşünmeyi, plan yapmayı, çalışmalarınızı sistemli hale getirmeyi, ideallerinizi netleştirmeyi deneyin. Uzun vadeli düşünmek; zorluklar karşısında pes etmek yerine, istikrarlı olmayı ve direnç göstermeyi seçmenizde size yardımcı olacaktır.
- Zekânızı küçümsemeyin ve parlaklaştırmak için emek verin. Derin düşünme gayreti içinde olun. Duygusal gücünüzü sabote eden etkenleri sadece eğitilmiş akılla def edebilirsiniz. İradeli davranış yetkinliği, uzun soluklu entelektüel bir çalışma ve sabır gerektirir.
Anlamı netleştirin
İnsanlar hakkındaki peşin hükümlerinizi bir kenara atın. Herkesin dünya modeli başkadır ve o model çerçevesinde hareket eder. Sorun teşkil eden konuya karşınızdakinin bakış açısıyla da bakmayı deneyin. Özellikle duygularına yoğunlaşın. Hayal gücünüzün ihtimal verdiği şeylere üzülmeye başlamadan önce kanıt toplayın. Yargı değil, merak güdünüz ön planda olsun. Zihin okumaya çalışmak, zannetmek veya varsaymak yerine anlamı netleştirin. İnsanların olumsuz davranışlarının altında yatan duyguyu her ne kadar tahmin etseniz de “Bu konuda seni üzen şey ne?” diyerek, araştırmacı bir tutum sergileyin. Böylelikle iyi niyetinizi, kişinin duygularına değer verdiğinizi ve empati kurduğunuzu ifade etmiş olursunuz. Ayrıca belirsizliklerin ortadan kalkması hem sizin hem de karşınızdakinin zihnini rahatlatacaktır.
Delil sunun
Karşınızdaki kişiyi anlamak istediğinizi samimi şekilde ifade ettiğinizde, mevcut soruna çözüm bulmak için en önemli hamleyi gerçekleştirmiş olursunuz. Zihninizde tanımlama yaptıktan sonra, konuyu anladığınıza emin olsanız bile mutlaka özetleyerek, “Böyle mi oldu?” veya “Doğru mu anlamışım?” diye sormayı unutmayın. İnsanlarla uzlaşma sürecinde, onları dinlediğinize dair özet bilgiler vererek delil sunmanız, her zaman işe yarar.
Kıstaslarınızı gözden geçirin
Kendinizi kötü hissediyorsanız, kime veya neye göre kötü olduğunuzu sorgulayın. Ortada bir başarısızlık söz konusu ise kişisel olarak sorumlu olduğunuz hususları ve çevrenin etkilerini ayırt edin. Her ikisi için de ayrı ayrı öneri geliştirin. İç sesiniz size başarısız olduğunuzu söylüyorsa, bu sonuca nasıl vardığınızı ve kimin kıstaslarını baz aldığınızı düşünün.
Farkındalık çizginizi koruyun
Hislerinizle ilişki halinde olun ki iyileşme sağlayın. Dikkatinizi iç dünyanıza yöneltip baskın gelen duygunuzun ne olduğunun farkına varın. İçinde bulunduğunuz durumun en kötü yanını tespit ettikten sonra, “Ne hissediyorum, ne oldu da bu hisse kapıldım?” dediğinizde, farkındalık çizginizi korumuş olursunuz. Problemleri sadece başkalarıyla değil, kendinizle konuşarak da aşabileceğinize inanın.
Zihinsel katılık sergilemeyin
Yapmanız gereken şeyleri düşünürken veya dillendirirken “Bunu yapmak zorundayım!” demek yerine, düşüncelerinize esneklik kazandırın ve” Neleri yapmak istiyorum?” deyin. Yargılamak yerine ne öğrenebileceğinizi, yaşadığınız şeylerin size ne anlattığını, nasıl doğru bir yaklaşım sergileyebileceğinizi düşünün. Bunu yapmanız, kendinize karşı zihinsel katılık sergilememeniz açısından önem taşır. Zihninizi olumsuz kodlamalardan arındırmak için irade göstermeye niyet edin ve farklı yollar olduğunu kendinize hatırlatarak algınızı yönetmeyi öğrenin. Yapıcı bir tutum içinde kalmayı alışkanlık haline getirin.
Kelimelerin gücüne inanın
Size ilham veren bir kelime bulun ve o sizin jokeriniz olsun. Öfkelendiğinizi hissettiğinizde bu kelimeyi içinizden tekrar etmeye başlayın. Kısa süre içinde öfkenizin azaldığını, kalp atışlarınızın normale döndüğünü ve sağlıklı düşünme yetinizin arttığını hissedeceksiniz. Kendinize zaman tanıyıp, gevşeme sağladıktan sonra akil çözümler üretmeye başlayabilirsiniz.
Çözüm odaklı davranmayı ilke edinin
Öfke, gerçeklikten kopmanıza neden olarak sizi çözümün değil, sorunun bir parçası haline getirir. “Şu kişiye çok kızıyorum!” demek yerine “Hislerim üzerinde kontrol sağlayabilirim.” demeyi yeğler, “Keşke” diyerek hayıflanmak yerine “Yapabileceklerim neler?” demeyi tercih ederseniz, bu yolda önemli bir aşama kaydetmiş olursunuz. Bir şeyi başaramayacağınızı düşündüğünüzde “Etkili bir çalışma planı yapabilirim.” diyerek işe başlarsanız sonuçlara etki edebilirsiniz. Aksi halde hayal ettiğiniz şeyler olanaksızlaşır.
Yoldaşlarınızla vakit geçirin
Kişisel gelişim eğitimleri, bu yönlü makaleler ve kitaplar, duygusal zekânızı arttırmanız için birer yoldaştır. Bunları duygularınız üzerinde kontrol sağlamak için bir araç olarak düşünebilirsiniz. Kişisel gelişimin temeli, proaktif yaklaşımlar geliştirmeye dayalıdır. İstenmeyen sonuçları olumluya dönüştürmeye çabası içinde olmak; sizi insan ilişkilerinde etkili kılmakla kalmaz, aynı zamanda psikolojik açıdan güçlendirir.
Size düşen şey, kendinize özel vakit ayırıp, duygusal zekânızı farkındalık ve teknik bilgilerle geliştirmektir. Bunu yaptığınız zaman bilgilerinizin deneyimlerinizle taçlandığını görecek, diğer insanlara da bu alanda öncülük edebileceksiniz.
Paylaş