Güncelleme Tarihi:
Son zamanlarda her zamankinden daha fazla yemek yiyor ya da yeterince hareket etmiyorsanız kilo almanız çok da şaşırtıcı değildir. Fakat her şey aynıyken kilo alıyorsanız ve kilolarınız sadece belli bir bölgede yoğunlaşıyorsa, bu durum ciddi bir rahatsızlığın habercisi olabilir.
ABD’de yaşayan Esther Hollander da bu durumu yaşayanlardan...
Bacak bölgesinde kısa süre içinde normalden çok daha fazla yağ depolanmaya başlayan Hollander, Insider'a yaptığı açıklamada, “Hayatım boyunca kilolarımla mücadele ettim. Bir dönem 136 kiloya kadar çıkmıştım. Bu durumun sağlığıma zarar vermesi üzerine ciddi şekilde kilo verme kararı aldım. Eşimin de çok büyük desteğiyle iki yılın sonunda zor da olsa 77 kilo vermeyi başardım. Ancak 2020 baharında yeniden kilo almaya başladığımda bir şeyler ters gidiyor gibiydi. Aldığım kilolar bacaklarımda toplanıyordu. Sanki tuğla dolu torbalarla yürüyormuşum gibi hissediyordum. Enerjim yoktu ve çok acı çekiyordum. Bir şeyler endişe verici derecede yanlıştı” ifadelerini kullandı.
“Doktora gittiğimde ağrılarımın obeziteden kaynaklandığını öne sürdü. Bu beni çok sinirlendirdi” diyen Hollander, “Yıllarca birçok farklı kiloda oldum; kilo aldım ve verdim. Bu sefer yaşadıklarım farklıydı ama doktorum, bir şeylerin ters gitmesine karşın yaşadığım deneyimi çok fazla önemsemedi…” ifadelerini kullandı.
Hollander şöyle devam etti:
“Güvendiğim bir başka doktora gittiğimde, hastalığımın derinin altında ağrılı yağ birikintilerinin büyümesine neden olan lipödem olduğu ortaya çıktı. Bu teşhis beni çok rahatlattı. Çünkü sadece bir kelime duymak istiyordum; bedenimde neler olup bittiğine dair bir ipucu… Sonunda teşhis belliydi.”
Bir dönem 136 kilo olan Esther Hollander, bu durumun sağlına zarar vermesi sonrası iki yılın sonunda 77 kilo vermeyi başardı.
‘ÜÇ AMELİYAT GEÇİRMEK ZORUNDA KALDIM’
Teşhis sonrası lipödemi araştırmaya başlayan ve pek çok tedavi deneyip sonuç alamadığını söyleyen Hollander, “Dolaşımımı iyileştirmek için özel çoraplar giydim, elimden geldiğince spor yapmaya devam ettim. Ama bir sonuç alamadım. Diğer lipödem hastalarıyla konuştuktan sonra ameliyatın şart olduğu öğrendim. Bazı cerrahlar kilolarım ve lipödemin ciddiyeti nedeniyle ameliyata yanaşmadı” dedi.
Bir doktorun kendisine lipödem konusunda uzman olan Dr. Jaime Schwartz'u tavsiye ettiğinin altını çizen Hollander, “Schwartz’un önerisiyle üç ameliyat geçirdim. İlki göbeğime odaklanıyordu. Bu bölgem yaklaşık olarak 15 kilo ağırlığındaydı ve dizlerime doğru sarkıyordu. Cilt enfeksiyonlarına neden oluyor, duruşumu bozuyor ve çok fazla acı çektiriyordu. Diğer iki ameliyatta ise bacaklarımdaki ağrılı yağ nodülleri alındı” ifadelerini kullandı.
Lipödemin fiziksel acısına ek olarak duygusal sonuçlarıyla da uğraştığını söyleyen Hollander, “İri bir kadın olarak, içinde bulunduğum bedeni kucaklamak için çok mücadele verdim. Aslında hâlâ vermeye devam ediyorum. Bedenim gibi lipödem de artık benim bir parçam” dedi.
Peki lipödem neden oluşuyor? Bu hastalığı normal bacak şişmanlığından ayırmak için nelere dikkat etmek gerekiyor? Bunun gibi pek çok soruyu uzmanlarla mercek altına aldık.
‘OBEZİTE İLE AYNI ANDA OLABİLİR’
Hastalıkla ilgili görüşlerine başvurduğum Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tonguç İşken, “Lipödem rahatsızlığına ağrılı selülit de denir. Vücudun belirli bölgelerinde anormal yağ birikimine neden olan bir durumdur. Lipödem, bacakları bazen de kolları ama genellikle vücudun alt bölümünü etkileyen, anormal şekilde yağ birikmesine neden olan metabolizmayla bağlantılı bir hastalık" ifadelerini kullandı.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman ise lipödem ile obezitenin aynı anda da olabileceğine dikkat çekerek, “Obezite vücutta düşük seviye bir iltihaplanma yaratabilir. Bu iltihaplanma, lenfatik fonksiyonları bozarak yağ dokusu birikimini arttırabilir. Bu nedenle, lipödem, obezite ve iltihaplanma istenmeyen bir kısır döngü oluşturabilir” dedi.
HASTALIĞIN BEŞ FARKLI TİPİ BULUNUYOR!
Lipödemin beş tipi olduğuna ve derideki değişikliklerin lokalizasyonuna göre sınıflandırıldığına da dikkat çeken Nur Ecem Baydı Ozman, “Birinci tipte yağ birikimi kalça kısmında görülür. İkinci tipte kalçalardan diz kapaklarına doğrudur. Üçüncü tipte kalçadan ayak bileklerine doğru bir birikim vardır. Vakaların yüzde 80'inden fazlasında kollarda da lokalizasyon vardır ve bu dördüncü tiptir. Nadiren sadece kollarda ya da sadece baldır kısmında görülebilir ve bu da beşinci tiptir” ifadelerini kullandı.
‘SIKLIKLA YANLIŞ TEŞHİS YAPILDIĞI İÇİN HASTALIĞA SAHİP KİŞİ SAYISI DAHA FAZLA OLABİLİR’
“Hastalığın 72 binde 1 kişide görüldüğü tahmin ediliyor” diyen Nur Ecem Baydı Ozman, “Fakat çok fazla yanlış teşhis yapıldığı için asıl oranının daha yüksek olduğu söylemek mümkün. Yaşam şekli müdahaleleri genellikle lipödemi tedavi etmekte başarısız kılabiliyor” dedi.
Lipödemin çoğunlukla kadınlarda görüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Tonguç İşken ise “Erkeklerde de nadir olarak ortaya çıkabilir. Genetik faktörler, hormonal değişiklikler hastalığın gelişme riskini artırabilir" ifadelerini kullandı.
“Lipödem belirtileri arasında bacaklarda ağrı, hassasiyet, şişlik ve cilt altında sertleşme bulunabilir” diyen Prof. Dr. Tonguç İşken, “Geç dönemlerde enfeksiyon, yara izleri, doku kaybı ve sertleşmiş deri oluşur. Yağ birikmesine bağlı özellikle bacaklarda ve kollarda kalınlaşma veya büyüme, şişen noktalarda hassaslaşma, ağrı ve rahatsızlık hissi, etkilenen bölgelerde morarma, yorgunluk ve halsizlik görülür” dedi.
Prof. Dr. İşken, “Bu hastalığı normal bacak şişmanlığından ayıran özellik, genellikle ayak bilekleri ince kalırken, diz altı ve üstü bölgelerde anormal bir yağ birikimi gözlemlenmesidir. Asimetrik yağ dağılımı da dikkat çeken bir özelliktir” ifadelerini kullandı.
HASTALIK DÖRT AŞAMADAN OLUŞUYOR
Lipödemin dört aşamadan oluştuğunu vurgulayan Nur Ecem Baydı Ozman, şu bilgilerin altını çizdi:
“Birinci aşamada cilt pürüzsüz görünür. Bazen acı verebilir ve ciltte çakıl taşı görünümü oluşabilir. Deri altı yağ dokusunda nodüller görülebilir. Geri dönebilen bir ödem mevcuttur. İkinci aşamada boyutları bir inci tanesinden elma boyutuna kadar ulaşan girintiler görülebilir. Deri iltihaplanmış görünümde olabilir. Üçüncü aşamada deri iyice incelmiştir, elastikliğini kaybetmiştir, deri altı yağ dokusu iyice artmıştır. Çokça nodüller görülür. Dördüncü aşamada ise lipolenfödem mevcuttur yani hem lenfödem hem de lipödem aynı anda görülür. Yağ doku bu aşamada bacak ya da kollara doğru sallanır.”
SPOR YA DA DÜZENLİ DİYET HASTALIKTA OLUMLU ETKİ YARATABİLİR Mİ?
Prof. Dr. Tonguç İşken’e "Hastalık spor ya da doğru diyetle geçer mi?" diye sorduğumuzda “Spor veya diyet değişiklikleri lipödemin tamamen geçmesini sağlamaz ancak yönetiminde etkili olabilir. Ama spesifik bir tedavi planı için bir doktora danışmak önemlidir" cevabını verdi.
Lipödemin tedavisi konusunda net bir fikir birliğinin olmadığını söyleyen Nur Ecem Baydı Ozman ise “Cerrahi müdahaleler, kompresyon giysileri ve fizyoterapi başvurulan tedavi yöntemlerindendir. Lipödemdeki anormal yağ birikimi diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzındaki müdahalelere dirençli olabilir. Lipödemde nasıl bir beslenme yaklaşımı benimsenmesi gerektiği konusunda da fikir birliği yoktur” ifadelerini kullandı.
Nur Ecem Baydı Ozman, şöyle devam etti:
-- Tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirmektedir. Kişilerin hareketini kısıtlayabilir. Bu kişilerde kilo verilse bile uzuvların kalınlığı ya da çevresinin ölçüsü değişmez. Bu kişilerin gün içerisinde semptomları kötüleşir, yağ birikimlerinin etrafında damar görüntüleri oluşabilir. Lipödemde cerrahi veya diğer tedaviler genellikle hastalığın semptomlarını rahatlatmaya yöneliktir. Tedavinin kişiye ve hastalığın seviyesine göre şekillendirilmesi gerekir.
-- Psikoterapi, diyet danışmanlığı gibi psikososyal destek ve lenf drenaj, kompresyon terapileri, fizyoterapi, egzersiz ve kilo verme gibi fiziksel tedavi metotları bu sürecin iki önemli unsurudur. Yüzme, su altı egzersizleri ve büyük kas gruplarını çalıştıran yürüyüş, bisiklet gibi egzersiz modelleri de kişiye özel şekillendirilmelidir.