Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz haftalarda şarkıcı Ece Seçkin, eşi Çağrı Terlemez ile özellikle konserlerin yoğun olduğu yaz aylarında çok görüşemediklerini belirterek gazetecilere "Yazın birbirimizi hiç görmüyoruz, online takılıyoruz, bu da bizim evliliğimizi ayakta tutan şeylerden biri" dedi.
Seçkin ve Terlemez gibi düşünen çiftler kadar işleri ne kadar yoğun olursa olsun arayı açmamak için özen gösteren hatta bunu kurala bağlayan çiftler de var. Buna en iyi örnek, iki hafta kuralını yıllardır hiç bozmayan Carey Mulligan ve Marcus Mumford…
İkisinin de çok yoğun film ve konser programları olmasına karşın Mulligan ve Mumford, yıllardır bu kuraldan vazgeçmiyor. İşleriyle ilgili ne yaparlarsa yapsınlar, film çekimleri ya da konserler için dünyanın neresine giderlerse gitsinler ayrılığı sadece iki haftayla sınırlı tutuyorlar. İki haftalık ayrılıktan sonra mutlaka bir araya gelip aralarına daha fazla mesafe girmesine asla izin vermiyorlar.
Belli ki verilen kısa aralar kiminin evliliğine iyi gelirken kimileri de arayı açmaktan imtina ediyor.
Peki mecburen ya da bile isteye yaşanan bu aralar ilişkilere zarar mı veriyor yoksa iyi mi geliyor? Gözden ırak olan gönülden de ırak mı olur? ‘Bir Sorudan Fazlası’ serimizde önce ‘Uzun aralar evlilikleri nasıl etkiliyor?’ diye sorup birbirinden ilginç cevaplar aldık ardından da Aile ve Çift Terapisti Klinik Psikolog Ebru Özkurt Topçu'nun uzmanlığına danıştık.
* * * * *
AŞKA ARA VERİLMEZ ÇÜNKÜ TADI KAÇAR
Serkan G. (37)
Bu da yeni moda oldu herhalde, ünlüler yapınca herkes özeniyor. Evli insanların bu kadar uzun süre birbirlerini görmemeleri, sadece çevrimiçi görüşmeleri nasıl normal görülüyor anlamıyorum. Böyle ayrılıklar eskiden mecburi hizmete giden devlet memurlarında ya da kaptanlık gibi mesleklerde olurdu. Şimdilerde ise böyle aralar verildiğinde kim ne yapıyor belli değil. Öyle evlilik olmaz, aşk olmaz. Bana göre çok saçma, gönüllü olarak bile isteye aşka ara verilmez yoksa tadı kaçar.
Ben sevdiğimi hep yanımda isterim, birbirimize sinirlensek de kavga da etsek yine yanımda yöremde olsun isterim. Yazları eşim oğlumu da alıp ailesinin yazlığına gidiyor, neredeyse ona bile 'Gitmeyin' diyeceğim. 2 ay kalıyorlar, ben mutlaka iki haftada bir yanlarına gidip hafta sonu orada kalıp dönüyorum, onları görmeden duramıyorum. Diğer türlüsü evlilik değil, zaten birbirini çok seven insanlar uzun süre uzaklaşamazlar birbirlerinden.
KISA MOLALAR İYİDİR, ÖZLEMİ ARTIRIR
Derya F. (32)
Bence evli çiftlerin kendilerine özel zaman ayırması, yalnız kalması gayet normal bir durum. Evlenince çiftlerin her şeyi birlikte yapacakları düşünülür ama asla böyle olmamalı. Evli çiftler illa dip dibe yaşamalı diye bir kural yok. Eşine yular takmış gibi milim kımıldamasına izin vermeyen, arkadaşıyla dostuyla görüştürmeyenleri hiç söylemiyorum bile. O zaten hastalıklı bir ruh hali. Ama evli çiftler de ayrı ayrı tatile çıkabilir, zaman zaman ayrı yataklarda yatabilir, işleri gereği uzun süre ayrı kalabilir ya da bile isteye biraz birbirlerinden uzak kalmayı tercih edebilirler. Çok uzun sürelerden bahsetmiyorum ama birkaç hafta belki bir ay kadar ayrı kalmak ilişkilerin ömrünü uzatıyor bence.
Ben evli değilim ama yaşadığım ilişkileri bu aralar olmazsa sürdüremem. Özgürlüğüme çok düşkünüm, kendi kendime kalmayı çok severim, tek başıma kalmak bana bazı zamanlar çok iyi gelir. Bu hayatımdaki insanı sevmediğim ya da ondan sıkıldığım anlamına gelmez ama maalesef genelde hep böyle algılanıyor.
Erkek arkadaşımla bir hafta birlikte kalıyorsak sonraki bir iki günü kendime ya da arkadaşlarıma ayırıyorum. Onunla da tatile çıkıyorum, tek başıma da. O tatiller ya da o uzun aralardan sonraki kavuşma halini çok seviyorum. Sürekli yanında olan birini özleyemezsin ama bu hafiften uzamış aralarda hayatındaki insanı ne kadar sevdiğini anlarsın, yoğun özlem duyarsın, bu da ilişkinin daha uzun ömürlü olmasını sağlar. Tabii seninle aynı kafada olan bir partnerin varsa… Aksi takdirde onu sevmemekle suçlanabilirsin, etrafındakiler tarafından da ‘Ne biçim ilişki böyle’ diye eleştiriler alırsın. Yani özetle nedeni ne olursa olsun böyle molalar iyidir, ilişkiye renk katar, özlemi artırır.
AYRI EVLERDE YAŞAYAN KARI KOCA OLUR MU?
Hülya S. (49)
Benim eşim doktor, ben öğretmenim. Yaptığımız meslekler gereği birbirimizden ister istemez uzak kaldığımız dönemler oluyor. Eşim nöbete kaldığı zaman eve sabah geliyor, o geldiğinde ben evden çıkmış oluyorum. Böyle üst üste geldiğinde birbirimizi günlerce görmediğimiz oluyor. Bu yaptığımız mesleklerden dolayı yaşadığımız mecburi ayrılık sayılır buna lafım yok ama bile isteye evli çiftlerin birbirinden uzak kalmasını doğru bulmuyorum.
Oyuncuların dizi çekimleri için, şarkıcı ve müzisyenlerin turneler nedeniyle eşlerinden uzun süre ayrı kalmaları da mecburi ayrılık ama bazı eşler bile isteye ayrı yaşamak, ayrı evlerde takılmak, uzun süre görüşmemek sonra canları isteyince görüşmek istiyor. 'Madem böyle bir şey istiyorsun neden evleniyorsun o zaman?' diye sormak istiyorum onlara. Öyle evlilik olur mu? Ayrı evde yaşayan karı koca olur mu?
EŞEĞİN AKLINA KARPUZ KABUĞU SOKMANIN NE LÜZUMU VAR
Hakan H. (55)
Vallahi ben eşimi gözümün önünden ayıramam, ben de onun dizinin dibinden ayrılmam. Bu konuda çok muhafazakârım. Şimdilerde kimse artık evliymiş bekârmış takmıyor, canının istediği ile birliktelik yaşayabiliyor. Karı koca arasında bu kadar uzun ayrılıklar yaşanırsa o evlilikten hayır gelmez. Eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmanın ne lüzumu var. Evliysen eşin yanında olacak.
GÖZDEN IRAK OLAN GÖNÜLDEN DE IRAK OLUR
Emel V. (61)
Ben 22 yaşında evlendim, o gün bugündür de eşimin dizinin dibindeyim. Ben çalışmıyorum, o yıllarca çalıştı, şimdi emekli oldu. O çalışırken gün içinde ayrılığımız sadece onun sabah evden çıkıp akşam eve döndüğü süre içindeydi. O sürede bile özlüyordum onu, emekli olunca en çok ben sevindim, daha çok vakit geçireceğiz diye.
Yani eşimle neredeyse hiç ayrılık yaşamadık. Mecburi ayrılıklar yaşasak katlanırdım ama onu çok özlerdim. Böyle ayrılıkları evli çiftler neden yaşamak ister ki?
Ben şimdiki neslin evliliğe bakış açısını hiç anlamıyorum zaten. Ara ara farklı yerlerde kalalım, kendi hayatımızı yaşayalım, telefonla görüşelim arada video ile sohbet edelim diyenlerin evlilikten beklentisi ne ki?
İnsan birini gerçekten seviyorsa onu her zaman, her ruh halinde yanında ister. Bir gün ayrı kalsa özler. Hem gözden ırak olan gönülden de ırak olur bir zaman sonra, o ara uzarsa işin tadı kaçar. Siz siz olun sevdiğinizi yanınızdan ayırmayın.
BİRAZ NEFES ALMAK İÇİN İYİ BİR ŞEY OLABİLİR
Burak R. (44)
Vallahi ne yalan söyleyeyim ben bunu biraz mantıklı buluyorum ama korkudan dile getiremiyorum. Bazen evlilikler insanı nefes alamaz hale getiriyor. Kendi başına buyruk olamıyorsun, kendini özgür hissedemiyorsun. Alıp başını gitmek, sorumluluklarından bir müddet de olsa uzaklaşmak istiyorsun. Ama nereye gidiyorsun?
Benim eşimden ayrıldığım tek zaman yaz ayları, öğretmen olduğu için yazın memlekete gidiyor ve okullar açılana kadar orada kalıyor. Okulların kapanması yaklaştığında en az çocuklar kadar seviniyor, açılacağı zaman da sanki okula tekrar başlayacakmış gibi üzülüyorum. Çünkü eşim evde yokken istediğim kadar evi dağıtabiliyorum, arkadaşlarımı eve çağırıp maç izleyebiliyorum, istediğim saatte yatıyorum, kalkıyorum, ev işlerine yardım etmek zorunda olmuyorum. Eşim memleketten dönmeden önceki hafta temizlikçi çağırıp tüm evi pırıl pırıl yaptırıyorum ama bir gün değil iki gün gelmesi gerekiyor.
Bazen görüntülü arayıp 'Eve bakayım ne halde' diyor ama onunla konuşmadan önce şöyle bir toparlıyorum etrafı. Çevrimiçi bile olsa uzaklardan da hükmediyor yani. Bence bu tarz aralar en çok erkeklerin hoşuna gider, biraz nefes almak için bu aralara ihtiyacımız var.
* * * * *
Aile ve Çift Terapisti Klinik Psikolog Ebru Özkurt Topçu, ilişkilerde kısa mesafelerin rutinleri değiştirip fark canlılık yarattığını belirterek, "En büyük avantajı ilişkileri besleyen özlem duygusudur. Partnerin özlenmesi, heyecan, tutku gibi duyguları aktive eder. Bu duygular sevginin dışavurumunu daha coşkulu hale getirebilir. Kısa süreli aralıklar sonrası çiftlerin birlikte geçirecekleri zamana gösterdikleri özen ve aldıkları keyif artabilir" dedi.
"Uzun aralarla görüşmenin dezavantajı olarak ilişkide fazlaca bireyselleşme durumunun oluşmasını sayabiliriz" ifadelerini kullanan Topçu, sıkça ve uzun süre mesafelerle ilişki yaşayan çiftlerin kendi bireyselliklerini artırarak biz bilincinden uzaklaşabileceğini söyledi.
"Gözden ırak olan gönülden de ırak olur" sözüne katılıp katılmadığını sorduğumuz Topçu, şöyle konuştu:
"Uzun aralar, ilişkilerde soluk almaya yarar ve iyi gelir. Çiftler arasında sağlam temellere dayanan güçlü bir bağ varsa sadece gözden uzak olma ile sorunlar çıkmaz. Birbirinden uzakta zaman geçirmek ilişkide problemlere veya kopmaya neden oluyorsa daha derin kaynaklara odaklanılmalıdır."
Peki ya ilişkide taraflardan biri ara vermek istemezse? Yaşanacak anlaşmazlık nasıl çözümlenmeli? Topçu bu sorumuza da şu yanıtı verdi:
"Çiftler bu konuda bir anlaşmazlık yaşıyorsa; isteyen ve istemeyen tarafların nedenleri, kaygı duydukları durumlar mutlaka açıkça konuşulmalıdır. Çiftler kendilerini, kendi bakış açılarını savunma telaşında olmadan duygu ve düşüncelerini ifade etmeye odaklanmalılar. Bu çerçevede çatışmayı ele alan, birbirini anlamaya çalışan çiftler esneklik sağlayabilecekleri noktalarla uzlaşabilir."