Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir anket, Orta Doğu, Türkiye ve Afrika bölgesindeki katılımcıların yüzde 55'inin, yani yarısından fazlasının partnerleri veya eşleriyle sosyal ağlarda fotoğraf paylaşmadığını ortaya koydu. Türkiye’de bu oran yüzde 43 çıktı.
Anket katılımcıları, sevdikleriyle fotoğraf paylaşmaktan kaçınmalarına dair pek çok farklı neden sunuyor.
Türkiye’de insanların yüzde 60’ı özel hayatları hakkında kimsenin bilgi sahibi olmasını istemiyor.
Yüzde 19’u fotoğraflardaki görünümünü beğenmiyor.
Yüzde 20’si partnerlerinin ortak fotoğraflarının herkese açık olarak paylaşılmasını istemediğini söylüyor.
Türkiye’den ankete katılan her dört kişiden biri (yüzde 25) fotoğrafların herkese açık olarak paylaşılması halinde kendilerinin veya ilişkilerinin uğursuzluğa uğrayacağından, nazara geleceğinden korkuyor.
Gerçekten de partnerlerden biri sürekli fotoğraf paylaşırken diğerinin hiç oralı olmaması biraz sinir bozucu olabilir ancak herkesin kendine göre mantıklı bir açıklaması var. Biz de 'Bir Sorudan Fazlası' serimizde ‘Partnerinizle fotoğraflarınızı sosyal medyada paylaşıyor musunuz? diye sorduk ve birbirinden ilginç nedenler dinledik.
‘NEDEN BENİ HERKESTEN SAKLIYORSUN’ DEMEYE BAŞLADI
Gülşah H. (42)
Ben sosyal medyada özelime dair çok fazla fotoğraf paylaşmayı sevmiyorum. Bugüne kadar yaşadığım hiçbir ilişkiyi de paylaşmadım. Gezdiğim, gördüğüm yerleri paylaşırım, bazen kalabalık aile ya da arkadaş fotoğrafları da paylaşırım ama sevgilimle el ele göz göze fotoğraf paylaşmayı sevmiyorum, paylaşanları da tuhaf karşılıyorum.
Benim yakın çevrem zaten hayatımdaki kişiyi bilir, herkesin gözüne sokmak, 'Bak benim sevgilim var ve ne kadar da mutluyuz'u göstermek normal gelmiyor bana.
Son ilişkime kadar bu konuda hiç sorun yaşamadım ama en son erkek arkadaşımla çok sıkıntı yaşadım. Çünkü o benim tam tersim her güzel anını sosyal medyadan paylaşmayı, insanların görmesini, beğenmesini ve o konuda yorum yapmasını istiyordu. Yediği yemeğin, içtiği kahvenin fotosunu paylaştığı gibi, benimle özel bir anını da aynı şekilde paylaşmak istiyordu. Ama ben ne kendim paylaşıyor ne de onun benimle olan fotoğrafları paylaşmasına izin veriyordum.
Bir müddet sonra “Sen beni kendine yakıştıramıyor musun? Neden beni herkesten saklıyorsun, sen ilişkide görünmek istemiyor musun?” demeye başladı. Yani benim foto paylaşmak istememe kendince bir sürü neden bulmuştu ama bir insanın böyle paylaşımlar yapmak istememesine anlam verememiş, yaptığım açıklamaları inandırıcı bulmamıştı.
Sadece bu konuda değil pek çok konuda fikir ayrılıklarımız vardı o yüzden ilişkimiz kısa bir süre sonra sekteye uğradı. Artık benim de ilişkilere bakış açım değişti. Mesela şu an hayatımdaki kişinin sosyal medya hesapları var ama aktif bir şekilde kullanmıyor. Geçenlerde yurt dışına tatile gittik. Tabii ki anı kalsın diye birlikte fotoğraflar çektirdik ve birkaç arkadaşımıza attık ama sosyal medya hesaplarımızdan paylaşmadık. İster istemez eski erkek arkadaşımla kıyasladım. O olsa bin tane foto çekerken ânı yaşayamaz, sonra da 'Bu fotoyu koyalım, neden koymuyoruz?' diye kavga edip o tatilden küs dönerdik.
Bir ilişkiye başlamadan önce boyuna posuna, tipine, işine bakıyoruz ama karakteri bize ne kadar uygun ilk başlarda bunu biraz es geçiyoruz sanırım. Benim için sosyal medya kullanımı da belirgin bir kriter, bir nevi karakterini de ortaya koyuyor çünkü.
NAZAR DEĞER DİYE FOTOĞRAF PAYLAŞMAK İSTEMİYORUM
Ece T. (29)
Ben nazara çok inanırım. Önceden sosyal medya hesaplarımda çok daha fazla fotoğraf paylaşıyordum ama hep birilerinin gözü kalıyordu. Bir yerlere gidip fotoğraf paylaştığımda DM’den gelen ‘Oh hayat sana güzel’ mesajlarından hemen sonra giydiğim kıyafete bir şey dökülüyordu, yolda yürürken düşüyordum ya da yediğim bir şeyden midemin bozulması nedeniyle tatilim bana zehir oluyordu. Sonra bazı arkadaşlarım 'Çok paylaşım yapıyorsun insanların gözü kalıyor, negatif enerji yükleniyor ve başın dertten kurtulmuyor' dedi ve ben de bu huyumdan vazgeçtim.
Daha önceden hep sevgililerimle fotoğraflarımı da paylaşırdım ama onlar da göze geldi ve bir şekilde bitti. Şimdiki sevgilimi nazar değmesin diye tüm gözlerden uzak tutuyorum. Sosyal çevremde arkadaşlarım, yakın dostlarım tabii ki onu tanıyor ama sosyal medya hesaplarımdan fotoğraflarımızı paylaşmıyorum. Bazen bir yerde kahve içerken fincanlarımızın fotoğrafını koyup kalp ve nazar boncuğu koyuyorum ve onu etiketlemiyorum, hepsi bu.
Binlerce fotoğrafımız var ama hepsi gözlerden uzak bizim arşivimizde saklı.
SEVGİLİMLE FOTOĞRAFIMI PAYLAŞMAM NİŞANLANMAMLA EŞ DEĞER
Kübra S. R. (29)
Ben sevgilimle fotoğraflarımızı cümle aleme göstermek, magazin sayfalarındaki gibi çarşaf çarşaf sergilemek istiyorum ama takipçi listemde ailem, akrabalarım var. Hikayeleri gizleyerek paylaşmaya da cesaretim yok, görenler onlara da gösterir diye bu isteğim her seferinde içimde kalıyor. Aslında ailem sevgilim olduğu için bir şey demez hatta bilakis mutlu olurlar ama o zaman iş daha ciddiye biner ve ‘Ne zaman bu işin adı konacak, ne zaman evleneceksiniz?’ gibi soruların ardı arkası kesilmez. Yani benim için sosyal medyaya sevgilimle fotoğrafımı koymak nişanlanmakla eşdeğer. Biraz zaman geçince evliliğe doğru ilerledikçe paylaşım yapmaya başlayacağım ve o günleri iple çekiyorum.
KISMETİM KAPANSIN İSTEMİYORUM
Oğuz N. (32)
Ne yalan söyleyeyim, şu anda hayatımda olan kişi ile çok ciddi boyutta bir şey düşünmüyorum. Bir yıldır birlikteyiz, iyi vakit geçiriyoruz ama ona aşık değilim. O yüzden öyle aşk dolu birbirimizle bakıştığımız, el ele güzel bir manzaraya karşı fotoğraflarımız yok.
Bazen sevgilim heves edip böyle fotolar çekmek istiyor. Eğer çekerse eminim hemen sosyal medyasında paylaşıp beni de 'Paylaş' diye zorlayacak. O yüzden hiç bu pozlardan vermemeyi tercih ediyor ve ‘Hiç fotojenik değilim, çok kötü çıkıyorum, fotoğraf çektirmeyi hiç sevmiyorum’ diyorum. Bunun üzerine daha fazla ısrar edemiyor.
Gerçekten hayatımda vazgeçemeyeceğim bir insan olsa fotoğraf paylaşırım ama kısmetimi kapatmasın diye paylaşmamayı tercih ediyorum.
PAYLAŞMADIĞIMDA ‘BOŞANDI MI ACABA?’ DİYORLAR
Esin C. (41)
Ben sosyal medyada fotoğraf paylaşmayı çok seviyorum ama daha çok doğa manzara fotoğrafı paylaşıyorum. Evliyim, iki çocuğum var ara ara onlarla fotoğraflarımızı da paylaşıyorum. Ancak ben birkaç ay eşimle fotoğraf paylaşmasam hemen birileri memlekette hakkımda konuşmaya başlıyormuş, ‘Kesin boşandılar, ne zamandır fotoğraf da paylaşmıyorlar’ diye… Evli ve mutlu olmanın kriteri sosyal medyadan mutluluk pozları paylaşmakmış gibi.
Ben 20'li yaşlarımda değilim ki sürekli kocamla fotoğraf paylaşayım. İlla birilerine bir şeyleri kanıtlamak zorunda mıyız? Bir keresinde hadsiz bir teyze anneme bile sormuş, 'Senin kız boşandı mı? Öyle konuşuyorlar, fotoğraf koymuyormuş' diye. Annem arayıp 'Kızım akşam bir fotoğraf paylaşıver de kapat şu insanların çenesini' deyince kan beynime sıçramıştı. O akşam oturup takipçi listemde kim var kim yok, kim bu kendini bilmeyen insanlar diye bir temizlik yaptım. Takipçi sayımı resmen yarıya indirdim.
FOTOĞRAF PAYLAŞMAYI GÜVENLİ BULMUYORUM
Çağlar O. (34)
Ben sosyal medyada fotoğraf paylaşmayı hiç güvenli bulmuyorum. Bundan 10 yıl önce kendi fotoğraflarımı paylaşıyordum ama geriye dönük olarak çoğunu sildim. Artık herkes biliyor sosyal medyada fotoğraf paylaşmak hiç güvenli değil ama herkes bir yarış halinde, kime neyi ispatlamaya çalışıyorlar anlamıyorum. Özellikle de çocuklarının fotoğraflarını paylaşanlara hiç anlam veremiyorum.
Ben bu paylaşımları güvenli bulmadığım için eşimle fotoğraflarımı da paylaşmıyorum ama o buna bir türlü anlam veremiyor. Bunun güvenli olmadığını, bizim kimseye mutluluğumuzu göstermek zorunda olmadığımızı anlatıyorum, aklına yatıyor ‘Tamam haklısın’ diyor. Başka bir gün geliyor, ‘Şu fotoğrafımızı paylaşsak mı çok güzel çıkmışız’ diyor. Ya bizi gören görüyor, arkadaşlarımız, ailemiz ne kadar mutlu bir çift olduğumuzu biliyor bir de üstüne sosyal medyadan neden paylaşalım istiyor ben de buna anlam veremiyorum.
Bildiğim tek şey, arkadaşlarının etkisinde kalıyor, 'Siz niye paylaşmıyorsunuz?' diye altında bir şey arayan arkadaşlarına gereken cevabı veremiyor.
Dijital güvenlik uzmanları, sosyal ağlarda paylaşılan fotoğrafların risk oluşturmaması için şunları öneriyor: Gizli veriler içeren fotoğraflar ve taranmış belgeler yüklemeyin. Hesabınız herkese açıksa, yakınlarınız hakkındaki kişisel bilgileri sosyal ağlarda paylaşmayın. Gizlilik ayarlarınızı kontrol edin, profilinizi gizli tutun ve sadece tanıdığınız kişileri arkadaş olarak ekleyin. Her hesap için güçlü ve farklı parolalar kullanın. Parolalarınızı düzenli aralıklarla değiştirin, parola yöneticileri kullanın. Mümkünse iki aşamalı kimlik doğrulama kullanın. Diğer kişiler hakkındaki verileri onların izni olmadan üçüncü kişilerle paylaşmayın.
* * * * *
Psikiyatri Uzmanı Dr. Tuba Erdoğan, çiftler arasında bu konularda anlaşmazlık yaşanması durumunda uzlaşmaya varmaya yardımcı olacak bazı adımları ve stratejileri sıraladı:
Açık iletişim: İlk adım, sosyal medyada fotoğraf paylaşmaya ilişkin duygu ve endişeleriniz hakkında açık ve dürüst bir konuşma yapmaktır. Her bir partner kendi bakış açısını yargılamadan veya eleştirmeden ifade etmelidir. Her iki partner de birbirlerinin fotoğraf paylaşmak isteme veya istememe nedenlerini aktif olarak dinlemelidir. Bu tercihlerin altında yatan duyguları ve endişeleri anlamaya çalışın. Birbirinizin sınırlarına ve mahremiyet kaygılarına saygı gösterin.
Eğer bir kişi belirli türde fotoğrafların veya bilgilerin paylaşılmasından rahatsız oluyorsa, bu sınırlara saygı duymak çok önemlidir. Bir uzlaşmaya varmakta zorlanıyorsanız, güvendiğiniz bir arkadaşınızdan, aile üyenizden veya hatta bir terapistten tavsiye almayı düşünün. Objektif bir bakış açısı ortak bir zemin bulmanıza yardımcı olabilir.
Her zaman karşılıklı onay alın: Sosyal medya için her şeyi belgeleme arzusu yerine gerçek hayattaki anlara ve deneyimlere öncelik vermek çok önemlidir. Fotoğraf çekmenin uygun olduğu zamanlar ve telefonu bir kenara bırakıp birlikte anın tadını çıkarmanın en iyi olduğu zamanlar konusunda anlaşın. İnsanların sosyal medyada paylaşım yapma konusundaki duygularının zaman içinde değişebileceğini unutmayın.
Her iki tarafın da ihtiyaçlarına ve konfor seviyelerine saygı gösterildiğinden emin olmak için konuyu periyodik olarak tekrar gözden geçirin. Partnerinizi içeren fotoğrafları yayınlamadan önce her zaman karşılıklı onay alın. Her iki taraf da neyin paylaşılacağı konusunda hemfikir olmalıdır.
Uzlaşmanın, her iki partnerin de istek ve duygularına saygı duyan bir denge bulmakla ilgili olduğunu unutmayın. Her ikiniz için de işe yarayan bir çözüme ulaşmak biraz zaman ve sürekli iletişim gerektirebilir. Önemli olan, ilişkinize ve partnerinizin duygularına öncelik verirken sosyal medyada anları paylaşmanın faydalarından yararlanmaya devam etmektir.
Bazen kişiler ilişkisinin olduğunu akrabalarından, eş dosttan saklamak istiyor. Çiftlerden biri bunu ‘Benimle olduğunu kimse bilmesin istiyor’ şeklinde yorumluyor ve arada tartışmalar çıkabiliyor. Bu tamamen kişisel bir tercih değil midir? Çiftlerin birbirine bu konuda saygı duyması gerekmez mi?
Romantik bir ilişkiyi akraba ve arkadaşlarla paylaşma veya gizleme kararının son derece kişisel bir seçim olduğu ve her iki tarafın da buna saygı duyması, nedenleri hakkında açık ve empatik bir şekilde iletişim kurmaları gerektiğini belirten Tuba Erdoğan, bu konuda dikkat edilmesi gereken huşuları anlattı:
Kişisel sınırlara saygı gösterin: İster kültürel, ister ailevi veya kişisel nedenlerden kaynaklansın, her bireyin ilişkisini gizli tutmak istemesinin kendine özgü nedenleri vardır. Her iki partnerin de birbirlerinin bu konudaki sınırlarına ve seçimlerine saygı göstermesi çok önemlidir.
Partnerlerden biri, diğeri ilişkiyi gizli tutmak istediği için incinmiş veya yanlış anlaşılmış hissediyorsa, açık ve çatışmacı olmayan bir konuşma yapmak çok önemlidir. Tercihin arkasındaki nedenleri tartışın ve birbirinizin bakış açılarını anlamaya çalışın. Her ilişkide olduğu gibi, her iki tarafın da isteklerine saygı duyan bir uzlaşma bulmak faydalı olabilir. Örneğin, ilişkiyi belirli bağlamlarda gizli tutmayı kabul edebilir, ancak yakın arkadaşlarınızla veya belirli aile üyeleriyle bu konuda açık olabilirsiniz.
Birbirinizi destekleyin: Her iki partnerin de birbirlerinin kararlarını desteklemesi ve ilişkiyi gizli tutmaktan kaynaklanan olası zorluklarla başa çıkarken duygusal destek sağlaması hayati önem taşır. Bazen insanlar güven inşa etmek ve birbirlerini daha iyi anlamak için başlangıçta ilişkilerini gizli tutmayı tercih ederler. Zamanla ilişkilerini başkalarıyla paylaşma konusunda daha rahat olabilirler.
Bu süreçte sabırlı ve anlayışlı olmak çok önemlidir. Partnerlerden biri mahremiyet arzusunu bağlılık eksikliği veya utanç belirtisi olarak yorumlarsa, bu duyguları ele almak ve bunun ilişkinin değerinin veya öneminin bir yansıması olmadığı konusunda onlara güvence vermek çok önemlidir.
Nihayetinde, sağlıklı ve başarılı bir ilişki sürdürmek birbirinin özerkliğine, seçimlerine ve sınırlarına saygı duymayı gerektirir. Her iki taraf da tercihlerini ve endişelerini ifade etmekte kendilerini özgür hissetmeli ve her iki tarafı da tatmin edecek çözümler bulmak için birlikte çalışmalıdır. İlişkilerin evrim geçirebileceğini ve bugün özel bir seçim olabilecek bir şeyin, ilişki derinleştikçe ve her iki partner de bunu başkalarıyla paylaşma konusunda daha rahat hale geldikçe gelecekte değişebileceğini unutmamak da önemlidir.