ABD’nin PKK’ya ihtiyacı mı var

PEJAK adı artık bize yabancı değil. Kuzey Irak’ta İranlı Kürt gençleri örgütleyen PKK’ya bağlı bir örgüt. Amacı İran’da Kürt bölgesinin bağımsızlığı ama gerçekte yaradığı iş, olay çıkartmak, terör estirmek İran rejimini istikrarsızlaştırmak.

Kandil Dağı’ndaki PKK kampı içindeki PEJAK’lılar arasında iki gün geçiren Amerikan Haber Ajansı AP muhabiri gördüklerini ayrıntılı biçimde anlatıyor.

Muhabir, örgütün PKK tarafından ideolojik ve lojistik olarak desteklendiğini yazıyor ve "Burada acemiler İran’a karşı savaşmak üzere eğitiliyorlar. Washington’un terör örgütü olarak adlandırdığı PKK’ya bağlı olsalar da, Amerikan güçleri tarafından kontrol edilen Irak topraklarında engellenmeden faaliyet gösteriyorlar" diyor.

Kampta gençlere ağır makineli tüfekler ve AK-47’ler ile eğitim yaptırılıyor. PEJAK, Kuzey Irak dağlarından İran içlerini sürekli hedef alıyor. İdeolojik eğitimlerinde Öcalan’ın görüşleri öğretiliyor onlara, "son zamanlarda Öcalan Kürtlerin bağımsızlığı çizgisinden uzaklaştı özerklik üzerinde durmaya başladı" diyorlar.

Bu haber, Washington’un neden Türkiye’ye verdiği sözleri tutmadığını göstermiyor mu? ABD’nin PEJAK’ı İran rejimine karşı kullandığı iddiaları yeni değil. Ohio’lu Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi Dennis Kucinich bir süre önce bu iddiayı açıkça dile getirmişti.

AP muhabiri, 27 Kasım’da New Yorker muhabiri Seymour Hersh’in de "Pejak’ın ABD’den ve İsrail’den destek aldığını yazdığını" hatırlatıyor.

***

BU
haberi, son yayınlanan Amerikan istihbarat raporunun ışığında değerlendirirsek ortaya şöyle bir durum çıkıyor.

Amerikan istihbarat yapılanmasına bağlı kurumların ortak çalışmasının ürünü olan ve bazı bölümleri basına da verilen 90 sayfalık rapordan önceki gün haberdar olduk.

Irak’ın nereye varacağı sorusuna üç ihtimalle yanıt veriliyor raporda.

İlk olasılık, eğer merkezi hükümetin kontrol kapasitesi daha da azalır ve güvenlik sorunlarıyla başa çıkılamazsa Irak birbirine düşman üç parçaya bölünebilir.

Bu durum, uzun yıllar bölgede karmaşa ve kaos demektir.

İkinci olasılık, Şiiler Irak’ta iktidarı tamamen ele geçirip üstünlük sağlayabilirler. Bu da Şii bir Saddam demektir.

Üçüncü olasılığa göre ise ülkenin her bölgesinde gruplar arası çıkar çatışmaları yayılabilir. Irak daha büyük bir belirsizliğe sürüklenebilir.

Her üç senaryoda ortak noktalar var. İç çatışma, kaos, parçalanma ve İran’ın nüfuz alanını genişletme ihtimali.

Bu durum, İran’ın bölgesel güç olmak için Ortadoğu’da Sünni-Şii mezhep çatışmalarını kışkırtarak Şii aksı kurmaya çalışacağı iddialarını güçlendiriyor.

Son zamanlarda, Bush Yönetimi çevrelerinden gelen sinyaller ABD’nin İran’da rejim değişikliği istediğini gösteriyor. Aksi halde Irak operasyonunun hedefine ulaşamayacağını savunanlar az değil. İsrail ve Şii azınlıklarının güçlenmesinden endişe eden Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkeleri de bunlar arasında.

***

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan
’ın bir ay önce Lübnan yolunda ABD’nin PKK konusundaki sözlerini tutmadığı açıklamasına verilen yanıtlarda binbir dereden su getirildi. Ama neden ABD, bu zamana kadar PKK konusunda harekete geçemedi?

PKK’ya ihtiyacı mı var?

Evet var. PKK’nın kanatları altındaki PEJAK’ı görülebilir bir gelecekte İran’a karşı taşeron olarak kullanmak için ihtiyacı var. Bu bir.

İki, Kuzey Irak’a hakim güçlerin, ABD’nin iradesine başkaldırma ihtimaline karşı PKK’yı alternatif koz olarak kullanmak için ihtiyacı var.

Ama işin ilginç tarafı, oradaki kozlarının ve bölgesel unsurların üzerindeki denetimini güçlendirmek için ABD’nin, Türkiye’nin Kuzey Irak’a yönelik sert çıkışlarına da ihtiyacı var.

Bu fasit daireden kurtulmak zorundayız. Bu durum bizim iç siyaset iklimimizi bozuyor. Tehditler, askeri müdahale ortamının pompalanması, kamplaşmalar ve kırılmalara yol açıyor.

Sorunlarımızı kendi içimizde çözecek ulusal uzlaşma iklimini yaratmak durumundayız.

Önümüzdeki dönemde dış dinamiklerin rüzgárına kapılıp savrulmamak için bunu başarabilmeliyiz.
Yazarın Tüm Yazıları