42.11.25

Ancak bir şey lazım olacak kendimle ilgili, eski bir yazımdan bir şey ya da bir videodan bir şey lazım olacak, o zaman işte anca yazarım adımı, dolanırım Google’da.
Geçen gün işim düştü, girdim Google’a, “Ayşe Aral” yazınca altlarda çıkana şaşırdım kaldım.
“Ayşe Aral kaç yaşında?”
Tıkladım.
“Ayşe Aral gazeteci yazardır.
Yaş 43.
42 yıl, 11 ay, 25 gün.”
Vay anasını dedim.
Çok matah bir durum gibi doğum günüme kadar yazmışlar kardeşim.
Hani oldu ya tanıştın elin adamıyla üç-beş yaş alttan kaçamak yapayım desen şansın yok asla, adam girdi mi Google’a, dan diye her şey ortada.
Neyse hâl böyle olunca, bir gün evvel de her zaman alışveriş yaptığım parfümerimdeki Özlem, artık eski kremimi bırakmamı ve daha güçlü, orta yaşlı kadınlar için bir kırışıklık kremi almamı söylemiş iken dedim ki bari 43 yaşımla ilgili bir süredir düşündüklerimi yazıp rahatlayayım.
Yazıda çığlık atamıyorum, atabilsem atacağım; yahu bu nasıl arada kalmış bir yaştır sayın okurlarım?
Yok, kadının en güzel yaşları 40’ından sonra başlarmış da, en güzel çağlarıymış da geçin bunları ya.
Arada kalmışsın, sıkışmışsın adeta. Ruhun canlı, tamam laf yok ona...
Sevgili bulacaksın diye çıktın yola, kimi bulacaksın bu yaşta? 30’luk mu bakacak sana, etraf çıtır kaynıyor, gırla.
Eh kimse 45’lik istemez, istese de evlidir onların yüzde 80’i, seni isteyen yaşlar başlar 50 ve üstlerinden.
Tut ki evleneceksin, bulduysan seni o yaşta alacak birini, çocuk doğuracaksın değil mi?
Doktor sana “nah” dedi, en tehlikeli, arada deredeki yaş seninki, 40 ve 45 bile daha az tehlikeli.
O yaşta boşandın, kaldığın yerden kariyere devam kararı aldın, anam ortada yaşın, Harward mezunu olsan bu yaşta müdür falan olamazsın (yani CEO, bak aslında o kadar da eski kafalısın)...
Ne bugünün çocuğusun ne dünün, diyorum ya arada kalmışsın. Bak ben ne yaptım, aaa dedim, hayatıma bir renk gelsin, oyunculuk yapacağım, kendime güvenim nasıl olsa sonsuz.
Kız kardeşim bir ajansla konuştu, fotoğraflara bakıldı bir rol için. Karar veremedi ajans, ayol nasıl versinler, tabii veremezler. Anne rolü olsa, dediler “pek genç”, genç kız rolü olsa, dediler “pek yaşlı”.
Kapamadım dizideki rolü tüm oyunculuk kabiliyetime rağmen. Peki niye; yaşım 43 diye, ortada kalmış bir yaş işte.
Beden de öyle. Ayol yeme yeme... Bu göbek niye? O da işte vücudun orta yerinde, o da bu yaşın bedensel armağanı bizlere.
Ha vücut demişken geçenlerde dedim ki kalabalık bir yerde; “Bende bir terleme bir terleme, hele geceleri su gibiyim su”... “Menopoza giriyor olma?” demez mi şuursuz yedi-sekiz kişi? Bak bu yaşta çocuk doğuran da var, menopoza giren de arada kalmışlık işte.
Dallas’ı da görmüş, Muhteşem Yüzyıl’ı da görmüş bir yaş bu yaş.
Ne çalanlar görmüş, ne çarpanlar görmüş, ne kazıklar yemiş ama hiç kazık atmaya yeltenmemiş, ne tam küçük ne tam büyük; ortada öylesine kalakalmış bir yaş.
43 yaş aslında çok yalnız bir yaş. Nereye çekersen oraya gitmeye de çok meyilli, öylesine...