28 Şubat naklen yayınlanır mı?

Adalet Bakanlığı’nın ‘yargı medya ilişkilerinin güçlendirilmesi’ projesi kapsamında 20-26 Ekim’de Hollanda ve Almanya’daki çalışma ziyaretine katıldım.

Haberin Devamı

İstanbul, Ankara ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılarının da yeraldığı Türk heyeti ile birlikte basın sözcülüğü modelini ve yargı sistemlerini inceleme imkanı bulduk. Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kenan Özdemir’in başkanlık ettiği Türk yargı heyetinde üç başsavcının birden yeralması projeye bakanlığın verdiği önemi de yansıtıyor aslında.
Almanya’da basın sözcülüğü 30 yıllık bir geçmişe sahip. Hollanda da ise 13 yıllık. Bizde ise hakim savcılara eğitim verilerek, pilot adliyelerde uygulama daha yeni başladı. Almanya ve Hollanda mevzuatının Türkiye’den temel farkı, resmi mercilerin basına kamu hizmetlerini yerine getirmekte kullanacakları bilgiyi vermekle yükümlü olmaları. Türkiye’de ise kamu görevlilerinin basına bilgi vermesi 657 sayılı kanunun 15. maddesine göre yasak. Yargı, medya açısından bilgi almakta sıkıntı çekilen çok daha zor bir alan. Çalışma ziyaretinde önce onların mevzuatını inceledik. Bakın şöyle:

Haberin Devamı

ALMAN SÖZCÜLER DENGEYİ KORUYOR

Almanya’da, basın sözcülerinin medyayı nasıl bilgilendirecekleri, Alman Basın Kanunu, İşbirliği Yönetmeliği ve eyaletlere özgü klavuzlarla ayrıntılı şekilde düzenlenmiş durumda. Alman Basın Kanunu’nun 2. maddesine göre şu dört durumda basına bilgi verilmiyor:
1-Verilecek bilgilerle görülmekte olan bir dava engellenebilecek, zorlaştırılabilecek, geciktirilebilincek veya davanın görülmesi tehlikeye girebilecekse,
2-Gizlilik hükümleri bilgi verilmemesini öngörüyorsa,
3-Kamu çıkarı ve korunması gereken özel bir çıkara zarar verilecekse
4-Verilecek bilgilerin kapsamı uygulamaya olanak vermeyecek büyüklükte ise.
Bu kısıtlamalar dışında Almanya’da savcılık aşamasında savcı basın sözcüleri, mahkeme aşamasında ise hakim basın sözcüleri basını bilgilendirmekle yükümlüler. Ancak, bilgi verme yükümlülükleri ile soruşturma ve davaya müdahil olan tarafların haklarını korumak ve aradaki dengeyi gözetmek zorundalar.

MEDYAYI ATLATMAYI DA ÖĞRENİYORLAR

Alman basın sözcülerine dönük olarak beden dili, kamera önünde ne giyecekleri, nerede duracakları, ne söyleyecekleri hatta medyayı nasıl atlatacakları konusunda eğitim ve seminerler veriliyor. Olağanüstü durumlarda ise acil durum eğitimleri düzenleniyor. Alman basın sözcüleri kendi bölgelerinde çıkan gazete haberlerini okumak, yerel radyo ve televizyonlardaki yargı alanındaki yayınları takip ediyorlar. Ancak Köln Başsavcılığı bu konuda diğer savcılıklara medyada hangi konuda ne haber çıkmış bilgi veriyor. Basın sözcüsü yazılı açıklama yaparak, mail atarak, ya da telefon açarak medyayı bilgilendiriyor. Bu bilgilendirmenin ise mümkün olan en hızlı şekilde yapılması esas. Bilgilendirme şekli basın sözcüsünün takdirine kalmış durumda. Sözcü, medya mensubunu “meselenin özüne uygun şekilde” ve “eşit davranma” kriterine uygun şekilde bilgilendiriyor.

Haberin Devamı

BİLGİ ALAMAYAN GAZETECİYE DAVA HAKKI

Basın sözcüsünün bilgi vermekten çekinmesi halinde bu karara karşı dava açma yolu da açık. Talebi reddedilen medya kuruluşu idare mahkemesinde dava açabiliyor. Bu davaların maliyeti diğer idari yargı davalarıyla aynı. Mahkeme en kısa süre içinde medya kuruluşunun bilgi alma talebini karara bağlıyor.

GÖRÜNTÜ YASAĞI YOK

En önemli farklılık ise Türkiye’de, adliyelerde duruşma sırasında fotoğraf çekip görüntü almanın yasak olması. Model alınan ve işbirliği yapılan Almanya ve Hollanda da mahkemelerde medyanın görüntü alma yasağı yok. Hollanda’da sanık buzlanarak, duruşmalar naklen yayınlayabiliyor. Mahkeme görüntü çekip ücretsiz basına veriyor. Almanya’da ise medya duruşmanın başında görüntü alıp dışarı çıkarılıyor. Almanya ve Hollanda’da basın sözcüsü hakim-savcılar sosyal medyadaki gelişmelere paralel basını Twitter’dan bilgilendiriyor. Türkiye’deki HSYK’nın karşılığı olan Hollanda Yargı Kurumu hakim ve savcılara Twitter eğitimleri bile düzenliyor.
Türkiye uygulamasının nasıl olacağını ise hep birlikte göreceğiz. Hollanda medyası gibi Türk medyası olarak biz de fotoğraf makinası ile adliyeye girip, 28 Şubat davası gibi tarihi davaları naklen yayınlayıp, basın sözcüsü savcılardan Twitter üzerinde bilgi alabilecek miyiz? Zamanla ve uygulama sırasında hep birlikte göreceğiz.

Haberin Devamı

PROJE HANGİ AŞAMADA

Türkiye’de adliyelerde basın sözcülüğü sisteminin oluşturulmasını destekleyen Avrupa Birliği finansmanlı “Kitlesel Medya ve Yargı Arasındaki İlişkilerin Geliştirilmesi” eşleştirme projesinin açılışı, 25 Eylül’de Ulucanlar Cezaevi Müzesi’ndeki toplantı ile yapılmıştı. Medya Derneği ve AB üyesi ülkelerin kamu kurum ve kuruluşları ile gazetecilerinin de katkıda bulunacağı 24 ay sürecek proje şöyle yürüyecek:
Medya ile çalışma konusundaki deneyimlerinden yararlanmak üzere Almanya ve Hollanda Bakanlıkları ile işbirliği yapacağı proje kapsamında 200 hakim ve savcı eğitilecek. Ankara, İstanbul, İzmir, Diyarbakır ve Adana’daki 5 pilot mahkemede Medya ve Halkla İlişkiler büroları kurulacak. Bakanlığın Basın Müşavirliği yeniden yapılandırılacak. Başta yargı muhabirleri olmak üzere bağımsız medya çalışanlarından etik davranış ilkeleri hazırlamaları istenecek. 100 yargı muhabirine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadı, masumiyet karinesi, özel hayata saygı, bilgi alma özgürlüğü ve ifade özgürlüğü ile yargı bağımsızlığı/tarafsızlığı dengesi üzerine eğitim alma imkanı sunulacak.

Yazarın Tüm Yazıları